Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, düşünce kuruluşu Chatham House'da "Küresel Ekonomik Kriz ve Türkiye" konulu oturumda konuştu.
Krizin son yüzyılın en önemli birinci sırada gelen krizi olduğunu belirten Erdoğan, "tesir alanı bu denli geniş bir kriz. Gelişmiş ülkelerde piyasalara olan güveni önemli derecede azalttı. ABD ve Avrupa'da ve Uzak Doğu'da iflaslar yaşandı. Sorunun daha fazla yaşanmaması için kamu ihaleleri yaşandı. Tüm bu yaşananlardan az yada çok tüm ülkeler etkilendi. Dış talep azalması ve finansman kanallarının tıkanması sebebiyle olumsuz etkilenen bu ülkelerin gelişmesi hızla yavaşlıyor" dedi.
Erdoğan, yaşanan krizde hem ulusal hemde uluslararası mücadele edilmesinin aşikar olduğunu kaydederken, "bu nedenle yurt içi dayanışma hızlı bir şekilde arttırılmak durumdadır" diye konuştu. Uluslararası işbirliği arasında G20'yi en iyi platform olarak gördüğünü belirten Erdoğan, "Krize karşı ortak bir mücadele başlattık. 14 Mart'ta yaptığmız toplantıda pekçok somut adımlar atıldı. Dün yapılan G-20 zirvesinde olumlu sonuçlar alındı. Liderler olarak zirvede krizin bir an önce aşılması ve büyüme ile istihdamın hızla canlandırılması net bir şekilde ortaya konulmuştur. Daha da önemlisi bu hedeflere en hızlı şekilde ulaşılması konusunda somut adımlar attık. Son dönemde eşi görülmemiş kamu tedbirleri alındı. Zirvede krizin neden olduğu olumsuz hava dağılıncaya kadar bu tedbirlerin devam edeceğini kararlaştırdık" dedi.
TÜRKİYE'DE BATAN BANKA OLMADI
Krizin Türkiye etkilerine de değinen Erdoğan, iktidarlarından önceki dönemde önüne gelenin bakkal dükkanı açar gibi banka açtığını, kendi döneminde bunun artık geride kaldığını belirterek şöyle devam etti: "Şimdi banka açmak için müracaatta bulunan herkes banka açamıyor. Yatırım bankası kurmak suretiyle güya kendi yatırımlarına destek arayanlar bu yatırım için elde ettiği finansı farklı yerlerde hatta ve hatta meşru olmayan olumsuz yerlerde vatandaşın imkanlarını suistimal etmişlerdir. Bunun bedeli de çok ağır olmuştur. Son dönemde gelişmekte olan ülkelere fon girişlerine baktığmızı zaman çok ciddi düşüşler yaşanmıştır."
KRİZE RAĞMEN BÜYÜME
Erdoğan, haftabaşında açıklanan büyüme rakamları son çeyrekte yaşanan hızlı bir daralmaya rağmen Türkiye'nin yüzde 1,1 büyüme kaydettiğini belirterek, 2002'de 230 Milyar Dolar seviyesinde olan GMH'nın 2008'de 748 Milyar Dolar'a ulaştığını bildirdi.
KRİZ TÜRKİYE'Yİ EN AZ ETKİLEYECEK
Türkiye son dönemde küresel ekonomiye entegre olma konusunda çok büyük atılımlar gerçekleştirdiğini öne süren Erdoğan, "Kriz bizi teğet geçecek diye ifade ettim bundan rahatsız olanlar oldu. Bu kriz en az bizi etkileyecek. Teğet geçti demek hiç uğramayacak demek değil. Ama yine söylüyorum en az bizi etkileyecek. Türkiye'de bir istikrar ve güven tablosu mevcut" diye konuştu.
"İKİ MUHALEFETİN TOPLAMI KADAR OY ALDIK"
Erdoğan yerel seçim sonuçlarına değindiği konuşmasında, reform sürecinin aynı kararlılıkla sürdüğünü, demokrasinin gelişmesi, sosyal reformlar, ekonomik reformlar, yolsuzluklar ve yasaklar konusunda çok cesur adımlar attıklarını savunarak, komşu ve bölge ülkeler olmak üzere küresel çapta ticaretinin gelişmesine zemin hazırladıklarını, büyüme ve kalkınmada etkin rol oynadıklarını kaydetti. Erdoğan şöyle devam etti: "29 Mart'ta yapılan yerel seçimde partimiz diğer iki muhalefet partisinin almış oldukları oyun toplamına eşit bir oy almıştır. 90'lı yıllardaki seçimlerde 15 puan kaybeden partiler olmuştur. Fakat bu seçimde yere sağlam basan bir anlayış olması hasebiyle biz kendimizle yarıştık. Kendi oyumuzda biraz düşüş oldu ama ikinci ve üçüncü sıradaki muhalefet partilerin oylarının toplamı kadar oy aldık. Türkiye'de 16 Büyükşehir Belediyesi var ve bunların 10 tanesi bizim."
"HALKIMIZIN VERDİĞİ UYARIYI ALDIK"
"Küresel krizin etkilerine ve işsizliğin yükselmesine rağmen bu oranda desteği elde ettik" diyen Erdoğan, "Bu neyi gösteriyor? biz size inanıyoruz güveniyoruz ancak biraz kendinizi gözden geçirin deniyor. Seçimlerde milletimiz hem iktidar partimize hemde diğer partilere önemli mesajlar vermiştir. Halkımız AB katılım sürecine devam demiştir. Mesaj budur" diye konuştu.
"İŞSİZLİĞİN VURMADIĞI ÜLKE KALMADI"
Türkiye olarak krizin olumsuz etkilerini en aza indirgemek için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Erdoğan, işsizliğin vurmadığı ülkenin kalmadığını belirterek şunları kaydetti: İşsizlik 10,3'tü şuan 13,6. İspanya'ya bakıyorum yüzde 15'e ulaştı. ABD'de 8,1 bu ülkeler işsizlik problemi olan ülkeler değildi. İşsizliğin vurmadığı ülke henüz kalmış değil. İşverenlere şunu söyledik. Sen işçini çıkarma senin işçinin günlük yevmiyesinin yüzde ellisini biz verelim dedik. Atmamız gereken farklı adımlar varsa o adımları da atarak toplumumuzu rahatlatma yönünde yeni adımlar daha geliştirilebiilir. Bunların hepsi paketlerin içerisinde yer alan maddeler. Merkez Bankası enflasyon hedefleri ve tahminleriyle çelişmeyecek şekilde para politikası kararları ile yeni adımlar atıyor. Maliye politikası alanında bütçe imkanlarımız çerçevesinde ekonominin rekabet gücünü arttıracak alanlara destek vermeye çalışıyoruz. KOBİ'lerle ihracatı desteklemek için kredi imkanlarını geliştiriyoruz. Alt yapı yatırımlarına hız veriyor. Yoksullukla mücadele yatırımlarını hızlandırıyoruz. Kriz döneminde alınan tedbirlerin ekonomideki toparlanma ile beraber telafi edilmesi yönündeki çalışmalarımız tamdır."
IMF İLE GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR
Erdoğan IMF ile görüşmeleri Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda ve yapıcı bir şekilde gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "ne yapacağımızı ne gibi kararlar alacağımızı sorumluluğun altına giren bizler vereceğiz. Önümüzdeki günlerde olumlu ilerlemeler alınacağını söylemek istiyorum. Dönüşten sonra takvim belirlenir ve görüşmeler tekrar devam eder. Yatırım ortamında geliştirdiğimiz reformlar. Özel sektör yatırımlarının arttırılması ve geliştirilmesidir" diye konuştu.
TÜRKİYE YATIRIM İÇİN GÜVENLİ BİR LİMAN
Türkiye'ye yatırım yapan hiçbir yatırımcının mahçup olmayacağını belirten Erdoğan, Bu kapsamda yatırımın önündeki idari engellerin giderilmesi için çözüm önerileri getirdiklerini kaydederek şöyle devam etti: İş yapma kolaylığına göre Türkiye son 4 yılda 25 sıralık bir iyileşme kaydederek 184 ülkenin bulunduğu listede 59 sıraya yükselmiştir. Bir önceki yıla iyileşme göstererek 7 sıra birden iyileşme göstererek 121 ülkenin bulunduğu listede 41 sıraya yükselmiştir. 2008'de 18 milyar Dola'ra ulaştı yatırımlar bu krize rağmen. Türkiye güvenli bir limandır.
Uluslararası bizi asla sıkıntıya sokmaz bunun için de yatırımcı gelip yatırımını yapabilir. Kamu ve özel sektör arasında oluşturduğumuz işbirliğinin etkin olarak işlemesinin önemli olduğuna inanıyoruz. Elimizde ne varsa çıkartıyoruz. Bundan dolayı muhalefet bizi eleştririyor. Biz bunun doğru olduğuna inanıyoruz ve bunu sürdürüyoruz. Mesela bunu Türkiye'yi satmak diye değerlendirenler var. Gözü olupta görmeyenler var. Biz diyoruz ki paranın sermayenin emeğin asla dini milleti ırkı olmaz. Para adeta bir civa gibidir. Kendisi için uygun zemini nerede bulursa oraya kayar. Bu bir vakadır. Siz zemini hazırlarsanız size gelir. İşte biz bu zemini hazırlamanın içinde olduk ve buna devam edeceğiz. Araştırma geliştirme, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaştırılması gibi alanlarda gerçekleştirilecek güvenlere öncelik vermeyi planlıyoruz."
"BM'YE GEÇİCİ ÜYELİĞİMİZ BARIŞ İÇİN FIRSAT"
Erdoğan, Türkiye'nin 2009- 2010 yılları için BM Geçici üyeliğine seçilmesinin önemli olduğunu belirterek, "Ülkemizin güvenlik konseyi üyeliği barış için bir fırsattır" dedi. Türkiye enerji kaynaklarının hem çeşitlendirilmesi ve hemde dünyaya ulaştırılması konusunda kilit bir noktaya geldiğini savunan Erdoğan, "Karşısına çıkan tüm engellerin üstesinden gelmiştir Türkiye. Dünya barışına hizmet edelim istiyoruz. AB'yi barışın bir adresi olmasını istiyoruz. Müzakerelerin tek hedefi Türkiye'nin tam üyeliğidir. Gerek ülkemizin gerekse uluslararası camianın atmış olduğu adımlar ekonominin ve istihdamın artmasına yardımcı olacaktır" diyerek konuşmasını tamamladı.
SORU - CEVAP
IRAK -TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Erdoğan açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin Irak'la ilişkileri konusunda bir soruya Erdoğan şu yanıtı verdi: Irak'ın geleceği noktasında bizim ırka ve mezhebi yaklaşıma dayalı bir bakışın Irak'ın geleceğini sıkıntıya düşüreceği kanaatindeyiz. Biz Iraklılığı savunduk. Oradaki birliği o sağlayacaktır. Orda siz kalkar siz Kürt devleti kurarsanız öbür tarafta da birileri Arap devleti kurar. İçerde Irak'ı bir iç savaşa götürebilir. Kİmse Irak'ın yeraltı zenginliklerini birbirine kaptırmayacaktır. Irak'ın zenginliği tüm Irak halkınındır. Dünyada artık ortak bilinci tahdit eden anlayışlara yer yoktur. Irak'ın alacağı karar kendilerine aittir. Biz düşüncelerimizi bu istikamette sürdürdük. Irak bizim akrabalık bağalarımızın olduğu yakın bir komşumuz. Dolayısıyla oranın canı yandığı zaman bizim de canımız yanar. Bu güne kadar bu anlayışı sürdürdük. Şu anda Irak'da bütçe fazlası da var. Ama Irak'da altyapı çökmüş durumda. Ben Irak'ı gördüm. Bu kadar imkanlar varken altyapısını ayağa kaldıramayan bir Irak. Milli Savunma Bakanlığı binası çökmüş durumda.Neden yapamıyor neden bir adım atılmıyor. Aynı şekilde bakıyorsunuz güvenli inanacağınız güveneceğiniz artık vatandaşların huzur içerisinde dolaşabildiği bir ortam sözkonusu değil. Mesafe alınmıyor mu alınıyor. Hedefimiz bir an önce bunların giderilmesi.
ERMENSİTAN'LA İLİŞKİLER
Erdoğan, Türkiye - Ermenistan ilişkileri hakkındaki soruyaysa şöyle yanıt verdi: Türkiye olarak hiçkimseye kin ve nefret taşımıyoruz. Ancak bize kin ve nefretle bakanlar var. Uluslararası camiada olan veya olmayan bir soykırım mücadelesi başlatmadık. Ama Ermeni diasporasının yıllardır sürdürdüğü sözde ermeni soykırımı iddialarını yıllardır sürdürüyorlar. Ben bir mektup yazdım ve dedim ki bu tarihçilerin işidir gelin bunu tarihçilere devredelim arkeologlara koyalım ve raporlar çıkartsınlar bizde bunlar üzerinde çalışalım. Ama ben bu mektubuma bir cevap alamadım. Ama yeni bir süreç başladı. Ermenistan Türkiye maçında biliyorsunuz Cumhurbaşkanımız Ermenistan'a gitti. Ben Davos'ta Sarkisyan'la bir araya geldim. Dışişleri Bakanlığımız görüşüyor. Bazı girintili konular var. Bu konular özellikle 17 yılı aşkın süredir misk üçlüsü denilen bir üçlü var. Dağlık Karabağ çözülmedikten sonra bizim sağlıklı bir karar vermemiz mümkün değil. Azeri dostlarımızla görüşmeler yapıldı, Ermenistan'la görüşmelerimizi yapıyoruz. Amerika Rusya Fransa şu süreci hızlandırın üstlendiğniz bu görevi hızlandırın ki bizde adımlar atabilelim. Coğrafi esasa dayalı olarak Rusya, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan. Rusya Gürcistan ile nasıl bir araya gelecek? Biz nasıl ki Ermenistan ile bir araya geldiysek Rusya'da öyle gelecek. Biz barışcıl bir dünya için uğraşıyoruz. İsrail ve Suriye noktasında bize tarafların teklifi geldiği için biz bu ülkeler için arabulucu olduk. Direk endirek 4 raundu hallettik ve 5 raunda geldiğmizde Başbakanlar olarak burada biraraya gelen görüşmeyi yapacağımızı inanıyordum bu adımı attık ve bu adımın sonunda o haftasonu Gazze olayları patlak verdi ve film koptu. Bize talep gelir mi ggelmezmi onu bilemem. Ama talep gelirse aynı göreve devam ederiz. Biz durumdan vazife çıkaranlardan olmayız.
OBAMA'NIN ZİYARETİ
Obama'nın Türkiye ziyareti neler görüşeleceğine ilişkin bir soruya Erdoğan, "Obama'nın Türkiye ziyaretinde ise Türkiye - ABD ilişkileri konusunda görüşmelerimiz olacak. Bütün bunlarla birlikte özellikle Türkiye'nin bölgedeki üstlendiği ve üstlenebileceği görevlerin geleceğe yönelik konumu ne olacak bunu aramızda müzakere etme fırsatını bulacağız. Tabii ki Medeniyetler İttifakının ikinci forumu istanbulda olacak böyle bir forumun Türkiye'de olması da çok önemli olacak" yanıtını verdi.