Erdoğan: Yahu sen ne diyorsun?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'O gün 27 Mayıs'a alkış tutan, o gün 27 Mayıs'a çanak tutan, o gün 27 Mayısçılara 'emrinizdeyim' diyen zihniyet, işte bugünkü hayırcı zihniyettir' dedi.

Başbakan Erdoğan, partisince Eskişehir Odunpazarı Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu.

Konuşmasına, ''Seyit Battal Gazi'nin, Yunus Emre'nin şehri Eskişehir'i muhabbetle selamlıyorum' diyerek başlayan Erdoğan, hızlı trenle Ankara'dan gelirken Yunus Emre köyünden geçtiklerini ve orada ''Derviş Yunus''un ruhuna bir kez daha Fatiha okuduklarını söyledi.


Yunus Emre'nin, ''Gah eserim yeller gibi, gah tozarım yollar gibi, gah akarım seller gibi, gel gör beni aşk neyledi, Derviş Yunus biçareyim, baştan ayağa yareyim, dost elinden avareyim, gel gör beni aşk neyledi'' dizelerini hatırlatan Erdoğan, ''Allah'a şükürler olsun ki, Yunus gibi gönül erlerimiz var. Ne mutlu bize ki, Yunus gibi söz ustalarımız var. Onlar bu toprakları adeta nakış nakış nakış işlediler. Onlar bu toprakların, bu milletin gönlüne, kardeşlik tohumları, birlik tohumları, beraberlik tohumları ektiler. Onlar candan geçtiler, canandan geçtiler, başlarını bu millete hizmet yoluna koydular ve o yolda ölümsüzlüğü tattılar, bu milletin gönlünde adeta taht kurdular'' dedi.

''TÜRKİYE, TAM 40 YIL BOYUNCA 27 MAYIS'LA YÜZLEŞMEDİ, YÜZLEŞEMEDİ''

Dün Aydın'da toplu açılış töreni gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, ''Bir özgürlük kahramanı'' ve ''Bir demokrasi şehidi'' olarak nitelediği merhum başbakanlardan Adnan Menderes'i rahmetle ve minnetle yad ettiklerini dile getirdi.

Bugün de merhum Adnan Menderes'in kader arkadaşı olan ve 27 Mayıs sonrasında ''darağacına yürümüş olan'' merhum Hasan Polatkan'ın şehri Eskişehir'de bulunduklarını kaydeden Erdoğan, Eskişehir'de, kendi memleketinde, Polatkan'ı ve onunla birlikte idam edilen Fatin Rüştü Zorlu'yu bir kez daha rahmetle andıklarını ifade etti.

27 MAYISÇILARIN HASAN POLATKAN'A YAPTIĞI İŞKENCELER

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bugün artık çok daha iyi anlıyoruz ki Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun tek ama tek suçları, bu millete hizmet etmiş olmaktı.

Hasan Polatkan'ın muhterem eşleri Mutahhara Hanım, ziyaretine gittiği kocasıyla ilgili şunları anlatıyor: '83 kiloluk adam, 16 ayda 38 kiloya düşmüştü. Elinin üzerinde bir ben olduğunu gördüm. (O ne?) diye sordum. (Yok, hiçbir şey) dedi ve elini sakladı. Sonra arkadaşlarından öğrendim ki elinin üzerinde sigara söndürmüşler. Çok eziyet etmişler Hasan Bey'e. Yarı beline kadar gelen soğuk suyun içinde tutuyorlarmış. Sürekli hakaret ediyor ve dövüyorlarmış. Hasan Bey bir gün kumandana aynen şunları söylemiş: Bizi öldürecekseniz hemen öldürün; ama lütfen bu hakaretleri durdurun. Artık tahammül edemiyorum.'

İşte 27 Mayıs budur... Türkiye, tam 40 yıl boyunca 27 Mayıs ile yüzleşmedi, yüzleşemedi. 27 Mayıs 1960'ta bu ülkenin başbakanını, seçimle gelmiş başbakanını asan zihniyet hiç değişmedi.

Dikkat edin sevgili Eskişehirliler; o gün 27 Mayıs'a alkış tutan, o gün 27 Mayıs'a çanak tutan, o gün 27 Mayısçılara 'emrinizdeyim' diyen zihniyet, işte bugünkü hayırcı zihniyettir.''

''BU YOLA ÇIKARKEN BEYAZ KEFENİMİZLE BERABER ÇIKTIK''

O gün başbakanı darağacına götüren zihniyet ile, bugün AK Parti'yi Yüce Divan'la tehdit eden, Menderes'in, Polatkan'ın, Zorlu'nun akıbetiyle tehdit eden zihniyetin aynı zihniyet olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

''CHP ne diyor, MHP ne diyor? 'Başbakan, seni Yüce Divan'a götüreceğiz.' Yahu, sen ne diyorsun? Ne diyorsun? Biz, bu yola çıkarken beyaz kefenimizle beraber çıktık, ne diyorsun? Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz, bunu böyle biliniz.12 Eylül2010'da işte bu zihniyete siz son vereceksiniz. 12 Eylül 2010'da, Eskişehirli Hasan Polatkan'ın ruhunu şad edeceksiniz. 12 Eylül 2010'da, sadece 12 Eylül'ün değil, 27 Mayıs'ın da gölgesini bu milletin üzerinden siz çekip atacaksınız.''

Mitinge katılanlara, ''İleri demokrasiye evet mi? Özgürlüklere evet mi? Milli iradenin güçlenmesine evet mi? 27 Mayıs'la yüzleşmeye evet mi? Gücümüz millet, kararımız millet evet mi? Oyumuz...''
diye soran ve ''Evet'' yanıtını alan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bugün, bu toplantıdan sonra dağılacağız. Nereye gidersek gidelim, kapı kapı, ev ev dolaşacağız. Bütün yakınlarınıza, dostlarınıza duyduklarımızı anlatacaksınız, bildiklerinizi bilmeyenlere anlatacaksınız. Bakınız, liderleri dinleyin ne diyorlar? 'Hayır' derken bile ne anlattıkları belli mi? 'Hayır'ı konuşmuyorlar, Anayasa paketini konuşmuyorlar. Neyi konuşuyorlar? Anamuhalefet partisi lideri Malatya'ya gidiyor, 'Bu Anayasa'da kayısıyla ilgili bir şey var mı?' diyor. Giresun'a gidiyor, 'Bu Anayasa'da fındık ile ilgili bir şey var mı?' diyor. Benim memleketim Rize'ye gidiyor, 'Çayla ilgili bir şey var mı?' diyor. Gerçi buradan geldi geçti. O gün herhalde daha henüz aklına gelmemişti. Korkarım orada da 'Tatar böreği ile ilgili bir şey var mı?' diye sorardı. Çünkü bu Anayasa ile yemek kitabını birbirine karıştırıyor. Sıkıntı burada.''

Perde Arkası Haberleri