TürkiyePartisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Türkiye'nun şu an 'demokratik açılım süreci' başlamadan önceki halinden daha kötü olduğunu ileri sürerek, AKP hükemetini eleştirdi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Topluluğu, Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde 'Türkiye Siyasetinde Alternatif Arayışlar ve Gençlik' konulu bir konferans düzenledi.
600 öğrencinin izlediği konferansa, Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasına 'gençlik' ve 'siyaset'in tanımını yaparak başlayan Şener, "Bazı arkadaşlarınız, 'Siyaseti sevmiyorum. Siyaset, beni ilgilendirmiyor. Hiçbir haber programına ilgi duymuyorum.
Gece, gündüz magazin programı izliyorum' diyebilir. Böyle bir çerçeve çizildiği zaman, 'Burada gençlik var mı yok mu?' diye şüphe ederim. Oysa siyaset, hepinizin cebindeki paranın üçte birini harcamak demektir. Çünkü yaptığınız harcamalara çeşitli vergiler ödersiniz ve bu da gelirinizin üçte biridir. Bütçemizin üçte birini biz değil siyaset harcar.
O vergiler, Hazine'ye gidiyor. Ve siz, bütçenizin üçte birini harcayan başbakanı, bakanları izlemiyor ve takip etmiyorsanız veya ne yaptıklarına ilgi duymuyorsanız, yani siyasete ilginiz yoksa burada bir sorun var demektir. Siyaset, hayatımızla ilgili kararlar da alıyor.
Bakarsınız bir kanun çıkar ve trafik bundan sonra soldan işleyecek denir. Herkesin yönü değişir. İşte siyaset böyle bir şey. Yani siyasetle ilgilenmiyorum demek doğru bir şey değil. Ama değişimi anlayarak, görerek ve yöneterek" dedi.
'ÖNCE DEMOKRAT OL'
Şener, konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine Şener, Türkiye'nin şu an, 'demokratik açılım' başlamadan önceki halinden daha kötü olduğunu söyledi.
O günden bugüne kadar sürecin yönetiliş biçimi ve ortaya çıkan gelişmelerin, Türkiye'de gerginliği arttırdığını ve ayrıştırmayı derinleştirdiğini savunan Şener, AKP ve Başbakan Erdoğan'ı eleştirerek, "Hatta duygularda ve heyecanlarda bile Cumhuriyet tarihi boyunca görülmeyen bir farklılaşma ortaya çıkmıştır. Başbakanın da, hükümetin de demokrasi sicili bozuktur.
Bu hükümet, siyasi maksatlarla kamu gücünü kullandığı için herkesi sindirmiş. Şimdi Türkiye'de genel demokrasinin standardını düşürmüşsün, yerlerde süründürüyorsun ve sonra diyorsun ki demokratik açılım yapacağım. Demokrasi kim, sen kimsin. Önce bir demokrat ol, ondan sonra demokratik açılım yap" diye konuştu.
'ÖZELLEŞTİRMELERİN ALTINDA İMZAM YOK'
Dış politika ve özelleştirme konusundaki görüşlerini de bir soru üzerine öğrencilerle paylaşan Şener, şunları söyledi:
"Türkiye'de ekonomik politikalar ile iç ve dış politikaların yabancılaşmakta olduğunu düşünüyorum. Dünyanın hiçbir tarafında Türkiye'deki gibi özelleştirme ve yabancılaştırma yok. Ben özelleştirmeye karşı biri değilim. Ama nasıl bir özelleştirme olacak, kimlere verileceği ve nasıl verileceğinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Mevcut iktidarın yapmış olduğu özelleştirmelerden ve yabancılaştırmalardan birinin altında bile imzam yoktur. Türkiye'de özelleştirilerek, yabancılaştırılanlara baktığımız zaman hiçbiri dışarıdan para kazanmıyor. Hepsi içeriden para kazanıyor.
Kar marjları yüksek ve hepsi kurulu tesisler. Bunun anlamı şu; yabancılar bu tesislere yerleştiği taktirde Türkiye sürekli cari açığına yeni bir kalem ilave etmiş olacaktır. Her zaman krizlere açık bir ekonomi olma özelliğimizi kıyamete kadar devam ettirecektir. Özelleştirmede, karşı çıktığım nokta burasıydı. Dış politikada, maalesef yabancı etkisi çok yaygındı."
"İktidara geldiğinizde Amerika'ya sırt çevirecek misiniz?" sorusuna ise Şener, "Biz, ABD seyahati yapmaya ihtiyaç duymuyoruz. Gitmeyeceğiz. Ancak, sırt çevirme lafı biraz farklı gibi geldi bana. Onu o şekilde ifade etmemek lazım.
Milli menfaatlere uygun, ülkenin ihtiyaçlarına uygun ve ülkenin kendi dinamikleriyle gündemini belirlediği bir yönetim tarzını kuracağız" dedi. Şener, Başbakan Erdoğan'ın göreve geldiğinden bu yana 15 kez ABD'ye