Başbakan Erdoğan, AK Parti İl Başkanları toplantısında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, son günlerde artan öğrenci protestolarının arkasında muhalefet partisi CHP'nin olduğunun altını çizdi.
Başbakan Erdoğan, 2011 yılında yapılacak seçimler öncesi AK Parti İl Başkanlarına uyarılarda bulundu. Banka hesapları iddiası için kendisinden belge isteyen Kılıçdaroğlu'nu ise muhtarlıktan alamadığı kâğıtla vurdu.
Erdoğan, “Kalkmış bizden belge istiyor. Ya sen 12 Eylül oylamasında gidip muhtardan belgeni alamadın şimdi bizden belge istiyorsun. Yabancı sitelerin borazanlığını yapıyorsun” dedi.
İstanbul’da rektörlerle yaptığı toplantı öncesi öğrenciler tarafından düzenlenen protesto gösterileri hakkında da konuşan Erdoğan,” Davetsiz herhangi bir toplantıya icabet katılım diye bir şey olabilir mi? Ona ne derler ona baskın derler, saldırı derler” diye konuştu
Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar şöyle:
KOLTUKLARINI MUHAFAZA ETMEKTE ZORLANACAKLAR
Bizden önceki yamalı bohça gibi koalisyon dönemleri sorun çözmeyen iktidarlar hatırdan çıkmış olabilir.. Muhalefet partilerinin iktidarda olduğu dönemde bu ülkeye ne kadar ağır bedeller ödettikleri, Türkiye'yi ne kadar geri götürdükleri hatırlanmıyor olabilir. İşte onun için biz Türkiye'yi nereden aldığımızı nereye taşıdığımızı ve daha neler yapabileceğimizi milletimize yapıcı bir üslupla anlatacağız.
Her zaman kucaklayıcı olacağız. Halkla iletişim kurarken, dünya görüşüne, yaşam tarzına bakmadan yani hiçbir ayrım gözetmeden iletişim kuracağız. Bizim derdimiz oylarımızı muhafaza etmek veya oylarımızın üzerine bir kaç puan daha eklemek değil, 73 milyonun tamamına hitap edebilmek. Genel seçimlere 7 ay var. Muhalefet partileri için 2011 seçimleri çok önem taşıyor. Seçmenlerinin yüzüne bakamayacak ısrarla işgal ettikleri o koltukları muhafaza etmekte zorlanacaklardır. Bunu iyi bildikleri için maalesef üslupların çok aşağı çekmiş durumdadırlar. Tutarlı ve dürüst olmayı tamamen unutmuş
İFTİRA ATANLARA GEREKEN CEVABI VERECEĞİZ
Hakaret ve iftira bumerang gibidir gider döner gelir sahibini bulur. Ben MHP, BDP ve CHP parti liderlerinin üslubundan rahatsız olduğumu belirtiyorum. Biz onlara onların dili ile cevap vermeyeceğiz. Onların hakaret ve iftiralarını biz milletimize havale edeceğiz. Milletimizin sandıkta gerekeni söylemesini bekleyeceğiz. Burada bir istisnamız var. Bizzat ben çalışma arkadaşlarım, teşkilatımın tamamı yolsuzluklar konusunda son derece hassasız ve bunu muhafaza edeceğiz. Bize yolsuzluk iftirası atanlara gereken şekilde cevabı vereceğiz. Bazıları işi gücü bıraktı hiçbir belgelere dayanmadan dedikodulardan yola çıkarak bir tarz tutturmuş gidiyor. Bu zat iftirayı meslek edinmiş durumda. Bu konuda hiçbir ilkesi ve kriteri yok. Attığı her iftira yalanlandığında yüzü kızarmak, mahçup olmak özür dilemek gibi hasleti de yok. Tek bir gayesi var ben iftira atayım çamur atayım tutmazsa da izi kalır.
12 EYLÜL'DE GİDİP OY KULLANAMADIN
Bunlar aynı zamanda Ergenekon avukatlığını da yaptılar. Geçmişte Ergenekon'dan besleniyorlardı şimdi o kaynaklar kuruduğu için başka kaynaklara yöneldiler. Baktılar ki WikiLeaks Ergenekon'la aynı işi yapıyor hemen ona sarıldılar. İftirayı bile kendileri üretemiyor yabancılardan ithal ediyorlar. Böyle bir şey olmadığını söylediğimiz halde utanacağı yerde yüzlerinin kızaracağı kalkmış bizden belge istiyor. Ya sen 12 Eylül oylamasında gidip muhtardan belgeni alamadın şimdi bizden belge istiyorsun. Yabancı sitelerin borazanlığını yapıyorsun. İsviçre'deki bankaları bulmuşlar şimdi sıra bu para helal mi haram mı onu tartışıyorlar.Eski hesapları karıştırıyorlar oradan birşey çıkmaz, çıkmayacak. Eski Genel Başkanları iddiaları nedeniyle dava edilmiş ve tazminata mahkum edilmişti. Meydanı boş buldu, ahlak dışı iftira sahibinin yanına kar kalmayacak. Samimmiyetsiz siyasetin bu ülkede bir değeri olmadığını kendisine göstereceğiz. Öyle bir genel başkan ki hayır oyu vermeye çağırıyor kendisi oy kullanmıyor. Ben Genel Başkan adayı değilim diyor ertesi gün adaylığını koyuyor. Böyle bir Genel başkan'dan CHP'ye gönül vermiş kardeşlerim memnun olabilir mi? Aynen öyle bunlar kamera şakası yapmaya alışmışlar. Türkiye iftira atmanın bu kadar kolay ve serbest olduğu bir ülke değildir. İftira atan bunu sipatlamak zorunda aksi taktirde o koltukta oturmamalı.
DAVETSİZ TOPLANTIYA İCABETE 'BASKIN' DERLER
Türkiye'nin bir çok sorununu çözdük ama muhalefet sorununu çözemedik. Önümüzdeki 7 ay boyunca hazırlıklı olmamız gereken husus da hırçınlık ve hırs nedeni ile gözü dönmüş olanlar her yola başvurmaktan çekinmeyecek seçim gününe kadar her yöntemi mubah olarak göreceklerdir. O marjinal örgütlerle CHP'nin de medyanın da tek bir ortak yanını bulamazsınız. Hiçbir konuda anlaşamayanlar şuanda hükümete saldırmak noktasında ittifak içerisine girmiş durumdalar. Şiddet gösterilerini medya çarşaf çarşaf sayfalarına taşırken muhalefet de onları meclise kadar getiriyorlar. Kim bunlar bütün illegal olaylarda yer alanlar. Bunlarla seçim kazanacaklarını zannediyorlar. Boşuna uğraşıyorsunuz. Bu ülkede fikir ve düşünce özgürlüğünü şiddete bulaştıranlarla şiddetle bunu götürmeye gayret edenlerle CHP yöneticileri el ele verdikleri sürece benim milletim onları affetmeyecektir. Bunların tüm derdi haber olabilmektir. Kendilerini manşetlerde gören eylemciler şiddetin dozunu daha da arttırıyorlar. Haber olamadıkları için yol kesiyorlar hakaret ediyorlar, polise ve kamu görevlilerine saldırıyorlar. Yeni bir kavram daha çıktı orantısız güç kullanmak.
Polisin güvenlik teşkilatımzıın bir görevi vardır bunu kendileri bilir, can güvenliğini sağlayacak, mal güvenliğini sağlayacak, asayişi temin edecek. İstanbul'da iki hafta rektörlerle toplantı yaptım. Bu yaptığım toplantı davetli toplantıdır. Benim bu yaptığım toplantılarda YÖK var, bakan arkadaşlarım var üniversitelerde yapılması gerekenleri konuşuyoruz. Davetsiz herhangi bir toplantıya icabet katılım diye birşey olabilir mi? Ona ne derler ona baskın derler, saldırı derler. Şimdi bu gelenler gerek ilk yaptığımız toplantıda neymiş biz gençliğiz bizimle ilgili toplantıyı bizsiz yapma hakkına sahip değiller. Ne alakası var biz gençlerle de toplanacağız. Ellerinde bayraklarla geliyoruz diyor. Bu nasıl bir bayrak ki orada kalkıp emniyet müdürüne vurabiliyorsun. Bayrağın geçirildiği bir sopadır. Emniyet müdürünün kendisini korumasını kimse savunmuyor ama o illegal eylemcinin yaptığını herkes savunuyor.
YUMURTALARI ALIN OMLET YAPIN
Hangi özgürlük projesinin içerisinde böyle birşey olabilir. Her yerde bu tür toplatnılar belli bir yere kadar müsade edilir. Gelirsin bağırrısın çağırırsın pankartını açarsın tamam. Neyi protesto ettiklerini de bilmiyorum doğrusu. Geldiğimzde 45 TL burs alan öğrencilere yaklaşık 200-250 TL burs vereceğiz ve hiçbir dönemde görülmemiş şekilde yurt kapasitelerini daha modernleştireceğiz bütün bunların yanında üniversitelerimizi 81 vilayete yayacağız, bu ülkede batı ağırlıklı olarak kurulmuş üniversitelerimizi ülkemizin her köşesine yayacağız, harç noktasında gerekeni yapacağız bunlarneyin eylemini yapıyor?
Öyle köşe yazarları çıkıyor ki taş ile yumurtanın tanımını yapıyor. Önemli olan fiildir. Taş atmamış yumurta atmış. Burada fiil önemli eylem önemli. Ben bunları fırsat olsa tavsiye ederdim madem o kadar paranız var omlet yapıp yiyin. Bu nasıl bir özgürlüktür eğer özgürlük bu ise ben böyle bir özgürlükten yana değilim. Ben entellektüel bir ortamda düşünceleri ortaya koymaktan yanayım. Bizim düşüncemiz bu. Bağırarak, çağırarak kırıp dökerek böyle bir özgürlük mücadelesi olmaz. Adeta okulun içini o mekanı savaş meydanına dönüştürüyorlr. Böyle birşey olmaz. Bizler acaba daha ileri nasıl taşıyacağız bu işi bunun gayreti içerisindeyiz. İnsanların konuşmalarına izin vermeyenler varlığına dahi tahammül edemeyenler çıkıp özgürlükten bahsedemezler.
ONLAR HER YOLU MUBAH GÖRÜYORLAR
Ana muhalefet partisinden teşvik gören eylemciler faşizm gösterilerini daha da arttırıyorlar. Kim vurursa dak ederse ona da vururlar dak ederler. Bugün bu faşizan eylemleri okşayanlar yarın değil anında o kitlenin hedefi oldular. Ankara Siyasal Fakültesi'nde bizim arkadaşımızla birlikte kendi arkadaşları da eyleme maruz kaldı ve faşizm dediler. Bizi çekmek istedikleri tuzaklara biz gelmeyeceğiz. Onlar ekonomi, yatırım, siyaset konuşmazlar. Bu alanda kurabilecekleri tek bir cümle yok. onların dış politika ile hiçbir vizyonu yok. Terörle mücadele konusunda ezberleri tekrar etmenin kendilerini yalanlamanın ötesine bugüne kadar geçemediler. Türkiye adına, millet adına tek bir projelerini çözüm önerilerini projeksiyonlarını göremezsiniz. Biz şuanda 2023'ün projesini yapıyoruz. Türkiye'yi dünyanın en ileri 10 ülkesi arasına nasıl yerleştireceğiz. Onlar her yolu mubah görecekler biz ilkeli siyaset yapacağız. Onlar iftira atacaklar biz milletin her bir kuruşunu muhafaza edeceğiz. Dünyadaki küresel finans krizine rağmen 2008'in tekrar ekonomik güzelliklerini yakaladık kişi başına milli geliri 10 bin dolara tekrar çıkarttık. Bundan sonra 2011 bunun artarak devam ettiği yıl ve yıllar olacak. Onlar söylenti ile çetelerin yalanları ile konuşacak biz milletin dile ihlasın dili ile konuşmaya devam edeceğiz.
AK PARTİ KUVVETLENİR DİYE KORKUYORLAR
Sivas'ta bin kişilik okulları pansiyonları hizmete açtık. Havalimanını hizmete açtık. Yarın ve öbürsü gün Mardin ve Siirt'e gdiyoruz. Oralarda bir çok açılışları gerçekleştireceğiz ve önümüzdeki hafta yine bu süerç devam edecek. Muş Bitlis'te açılışlara devam edeceğiz. Mümkün olduğunca haftasonlarını açılışlarla devam ettireceğiz. Ben şu özgüven içinde her birinizi görmek istiyorum. Bizim kendimiiz anlatmamıza evelallah hiç gerek yok eserlerimiz zaten anlatıyor. Fakat eserlerin varlığından halkımın bi haber olduğunu görüyorum. Bunu geçenlerde bir toplantıda hissettim. Türkiye'de 81 vilayette üniversite olmadığını düşünenler var. Hafızaı beşer nisyan ile maluldur. Bu ama hiç duymamış. Öyleyse mecburuz anlatmaya. Bunu medya ile yapamayacağız medya bunu yazmıyor göstermiyor. Sivas'ta yaptıklarımıza baktım hiçbir gazete koymamış bir kaç gazete haricinde. Gün gelecek oraları kullanacaklar ama bir tane resim koymuyorlar. Bununla sen de miletim de gurur duyacak. Bunları yaparlarsa resim koyup yazarlarsa AK Parti daha kuvvetlenir diye korkuyorlar.
8 YILDIR MİLLETİMİZİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMADIK
Fakat ilginç olan şey şu. Bizi sadece Türkiye değil bu tür yaklaşımlar değil bizi inanın Kosova anlatıyor, Pakistan, Lübnan, Türkiye içinde inşaa ettiğiiz okullar ne bileyim tarımda attığımız adımlar, TOKİ kadar uluslararası zeminde mert duruşumz, ilkeli duruşumuz bizi anlatmaya yetiyor. Kosova'ya gidiyorsunuz yer gök kırmızı beyaz, Lübnan'a gidiyorsunuz yer gök kırmızı beyaz olmuş ellerinde kendi bayrakları ve bizim bayraklarımız. Bugün artık Türkiye Cumhuriyeti pasaportu bir değer taşıyor, Türk Lirası bir değer taşıyor bugün artık Türkiye Vatandaşı olmak bir değer ifade ediyor. 8 Yıldır milletimizi hayal kırıklığına uğratmadık bundan sonra da uğratmayacağız. Kimse umutsuz olmasın. Kimse karamsarlığa kapılmasın Türkiye'de iyi şeyler oluyor ve daha da olacak bir kez daha Türkiye'ye kazandırdıklarınız, ve yaşattığınız sevinç için siz kıymetli arkadaşlarıma teşekkür ediyor, sizin gibi dostlarımız olduğu için Rabbim'e her zaman şükrediyorum.