Erdoğan: Popülizm tuzağına düşmedik

Başbakan Erdoğan: 2023 yılı için gerçekleşmesi mümkün olan hedefler belirledik.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluşunun 2023 yılında gerçekleşmesi mümkün olan hedefler belirlediklerini belirterek, önümüzdeki 12 yıl içinde, millî geliri yine en az 3 kat artırarak, 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelir seviyesine ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında, seçim döneminde mali disiplinden taviz vermeyeceklerini tekrarladı. Erdoğan, geçmiş seçim dönemlerinde, milletin tercihini etkilemek amacıyla malî disiplinden ciddi tavizler verildiğine hatırlatarak, "Musluklar ardına kadar açılarak, adeta bol keseden dağıtıldı. Hazine'de ne var ne yoksa hatta yurt içinden, yurt dışından borçlanarak, devlet, gelirinden kat kat fazla harcama yaptı. Aynı şekilde, geçmiş dönemlerde, seçim öncesinde bazı siyasî partiler, ülkenin gerçeklerini, ekonominin gerçeklerini, devletin gelir ve giderini hiçe sayarak, sadece oy toplama hırsıyla çok uçuk vaatlerde bulundular. Geçmişteki hükümetlerin bu hesapsız harcamaları, ülkede kısmî bir rehavete, sureta bir rahatlamaya yol açtıysa da, kısa süre içinde bu aldatıcı rahatlamanın faturası yine milletçe en ağır şekilde ödendi. Merkez Bankası'nda karşılığı olmaksızın para bastırdılar. Ülkenin önceliklerini, öncelikli ihtiyaçları görmezden gelerek, kaynakları popülist niyetlerle harcadılar.Çok yüksek faiz oranlarıyla yurtdışından borçlandılar, Türkiye'nin borç yükünü taşınamayacak seviyelere çıkarttılar." dedi.

8 yıl boyunca, bu popülizm tuzağına düşmediklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Her şeyi şeffaf bir şekilde, samimi bir şekilde sizlerle paylaştık. Fiyatlarda düzenleme gerekiyorsa, gizlemeden, saklamadan, gerekçelerini ortaya koyarak bunu sizinle paylaştık. Tedbir almak gerekiyorsa, gerekçelerini sizlere anlatarak bu tedbirleri aldık. Reform yapılması gerektiğinde, dikkatinizi çekiyorum, bir sonraki seçimleri değil, gelecek nesilleri, Türkiye'nin geleceğini, Türkiye'nin topyekûn elde edeceği faydayı dikkate alarak reformları yaptık. İşte tüm bu reformlar, tedbirler ve malî disiplin sayesinde, bugün, Türkiye ekonomisini, dünyanın en büyük, en dirençli, şoklara karşı en dayanıklı ekonomilerinden biri haline getirdik. Biz, bize önceki dönemlerden devredilmiş ağır faturaları, milyarlarca Dolarlık borçları ödemekle kalmadık, aynı zamanda devletin hazinesini zenginleştirdik, güçlendirdik."

"KRİZE HAZIRLIKSIZ YAKALANDIK DİYE ELEŞTİRİLDİK"

Erdoğan, 2008 sonlarında, Amerika Birleşik Devletleri'nde kriz başladığında, Türkiye'nin küresel krize hazırlıksız yakalandığı yönünde eleştiriler yöneltildiğini belirterek, şunları söyledi: "Türkiye tedbir almadı, almıyor diyenler oldu. Kriz Türkiye'yi sarsacak diyenler oldu. Biz ise bu haksız eleştirilere kulak asmayarak, cesur biçimde tedbirlerimizi aldık, kararlılıkla uyguladık. Bugün, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Avrupa Birliği ülkelerinde, Japonya'da, diğer gelişmiş ekonomilerde küresel krizin etkisi en ağır şekilde devam ederken, biz Türkiye olarak çok farklı bir yerde duruyoruz. Gelişmiş ekonomiler 2010 yılını durağanlıkla ya da daralmayla kapatırken, biz dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri, Avrupa'nın da en hızlı büyüyen ülkesi konumuna yükseldik."

Cumhuriyetin kuruluşunun 2023. yılında gerçekleşmesi mümkün olan hedefler belirlediklerine dikkat çeken Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "8 yılda, Türkiye'nin milli gelirini 3 kattan fazla artırdık, 230 milyar dolardan, sevgili vatandaşlarım, yaklaşık şu andaki haliyle 700 milyar doların üzerine çıkardık. Şimdi, önümüzdeki 12 yıl içinde, millî gelirimizi yine en az 3 kat artırarak, inşallah 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelir seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz. 12 yıl sonra nüfusumuzun 82 milyon olacağını tahmin ediyoruz. Bu durumda, kişi başına düşen milli gelirimizi de 25 bin dolara yükseltmiş olacağız. Aynı şekilde, 36 milyar dolardan aldığımız ihracatı 8 yılda yaklaşık 4 kat artırarak 114 milyar dolara yükselttik. Önümüzdeki 12 yılda yine 4 kat artırarak 500 milyar doları yakalayabiliriz, dış ticaret hacminde 1 trilyon dolara ulaşabiliriz. İlköğretimde okullaşma oranını yüzde 100'e yaklaştırdık. İnşallah, 2023 yılına kadar orta öğretimde de okullaşma oranını yüzde 100'e çıkarmış olacağız. Biz iktidara geldiğimizde, Türkiye'de her 100.000 kişiye 87 hekim düşüyordu. Biz, sağlıkta gerçekleştirdiğimiz dönüşümle her 100.000 kişiye düşen hekim sayısını 153'e yükselttik. 2023 yılında hedefimiz bunu 210 hekime yükseltmek. 2002 yılında, biz görevi devraldığımızda, Türkiye'de toplam bölünmüş yol uzunluğu 6.100 kilometreydi. 8 yılda biz 13.600 kilometre bölünmüş yol yaptık. Bu uzunluğu en kısa zamanda 15.000 kilometreye çıkaracak, 2023'e kadar buna ilaveten inşallah bir 15.000 kilometre daha bölünmüş yol inşa edeceğiz. Kendi uçağımızı, kendi uydumuzu yerli tasarımla, yerli teknolojiyle kendimiz üreteceğiz. Kendi savaş gemimizi, kendi tanklarımızı, kendi insansız hava uçaklarımızı üretmeye başladık, çok daha büyük projelerin altına imza atacağız. Kendi savunma uydumuzu, Türk mühendisleri tasarlıyor, imal ediyor ve GÖKTÜRK uydumuzu uzaya gönderiyoruz."

Bazı tezgâh ve kampanyaların seçim öncesinde uygulamaya konulmak istendiğine şahit oluyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de, her seçim öncesinde gündeme taşınan, vatandaşların tercihlerini belirlemeye dönük bazı tezgâh ve kampanyaların bu seçim öncesinde de uygulamaya konulmak istendiğine şahit olduklarını söyledi.

Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında, haziran ayı içerisinde yapılacak genel seçimlerle ilgili değerlendirmede bulundu. Erdoğan, 2007 yılında anayasada yapılan değişiklik çerçevesinde genel seçimlerin 4 yılda bir yapılacağını belirterek, hükümet olarak, seçimlerin güvenlik içinde yapılması, millet tercihinin en güzel şekilde sandığa yansıyabilmesi için gerekli tedbirleri aldıklarını ve almaya devam ettiklerini ifade etti.
Konuşmasında önemli bir hususun altını çizmek istediğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye'de, her seçim öncesinde gündeme taşınan, vatandaşımızın tercihlerini belirlemeye dönük bazı tezgâh ve kampanyaların bu seçim öncesinde de uygulamaya konulmak istendiğine şahit oluyoruz. O malum çevreler, milleti korkutarak, sindirerek, tahrik ederek, seçim sürecini etkilemeye, aziz milletimizin hissiyatını tahrik etmeye, böylece tercihleri baskı altına almaya bir kez daha niyetlenmiş durumdalar. Özellikle terör örgütleri, seçim öncesinde yoğunlaştırdıkları tahrik eylemleriyle, tedhiş eylemleriyle, milletimizin hissiyatını, özellikle de millî duyguları istismarı hedefliyorlar.”

Milletten oynanan oyunları görmelerini ve bu oyunlara gelmemelerini isteyen Erdoğan, 8 yıl boyunca terör örgütüyle olduğu kadar, terör örgütüyle işbirliği halinde çalışan çetelerle de kararlı bir mücadele yürüttüklerini söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin en ileri demokratik standartlara ulaşması için her türlü gayreti gösterdiklerin, bundan sonra da göstermeye devam edeceklerini kaydetti.

“KENDİ FİKİRLERİMİZİ KİMSEYE EMPOZE ETMEDİK”
3 Kasım ve 22 Temmuz seçimlerinde, milletin tercihine mazhar olarak iktidara geldiklerini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece bize oy verenlerin değil, dikkatinizi çekiyorum, 73 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının her birinin hükümetiyiz. Kendi fikirlerimizi, kendi yaşam tarzlarımızı topluma empoze etmek için değil, herkesin özgürce yaşayabildiği, kimsenin başkasının özgürlük alanına müdahale etmediği, ileri demokrasinin tüm kurallarıyla işlediği bir Türkiye inşa etmek üzere bu yola çıktık. Topluma pompalanan korkuların tamamı yersizdir, asılsızdır. Biz kimseye yaşam tarzı dayatmadık, dayatmıyoruz, dayatamayız. Tam tersine herkesin yaşam tarzı, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak bizim teminatımız altındadır. Bu noktada sürdürülen kampanyalar karşısında da milletimin uyanık olmasını, söylentilere değil, 8 yıllık icraatlarımıza bakmalarını özellikle rica ediyorum.”

“SANATI VE SANATÇILARI DESTEKLEDİK”
Erdoğan, Cumhuriyet tarihi boyunca, sanatın, sanatçının, sanat eserinin en fazla değer gördüğü, itibar gördüğü, korunduğu, kollandığı ve desteklendiği dönemin kendi hükümetleri dönemi olduğunu belirtti. Erdoğan, toplumun en ciddi meseleleri hakkında dahi görüşlerine başvurulmayan sanatçıların görüşlerine kendilerinin başvurduğunu hatırlattı. Sanatın her dalını desteklediklerini ifade eden Erdoğan, başta İstanbul olmak üzere çeşitli şehirlerde uluslararası sanat organizasyonlarını teşvik ettiklerini, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya başta olmak üzere şehirlere kültür ve sanat merkezleri kazandırdıklarını vurguladı.

“8 YILDA 3484 ADET VAKIF ESERİNİ ONARDIK”
Sanat eserlerini, tarihi eserleri, kültür mirasını korumak noktasında çok büyük yatırımları gerçekleştirdiklerine işaret eden Erdoğan, “2002 yılında 9.483 vakıf eserimiz tescilli iken, 2010 yılında tescilli vakıf eseri sayısını tam iki kat artırarak 20.078'e çıkardık. 1998–2002 yılları arasında sadece 46 vakıf eserinin restorasyonu yapılmıştı. Bakınız, yanlış duymadınız; bir kez daha, üstüne basa basa söylüyorum: 1998–2002 yılları arasında, yani bizden önceki dört yıllık dönemde, sadece 46, evet 46 vakıf eserinin restorasyonu yapılmıştı. Biz, 8 yılda tam 3.484 adet vakıf eserimizi onardık, restore ettik ve kültür mirasımıza kazandırdık. Ankara, Konya, Tokat, Kastamonu, Edirne ve Gaziantep'te 6 Vakıf Müzesi açtık ve bu müzelerde binlerce ata yadigârını gençlerimizin ilgisine sunduk. 25 ilde daha Vakıf Müzesi açılması için çalışmalarımız devam ediyor. Sivas Gök Medrese, Kayseri Gevher Nesibe Medreseleri, Kütahya İshak Fakih Medresesi, Diyarbakır İskender Paşa Konağı, Niğde Ak Medrese, Samsun Süleyman Paşa Medresesi, Malatya Karakaş Konağı restore edildi ve müze haline getirildi.” diye konuştu.
 

Perde Arkası Haberleri