Başbakan Erdoğan İstanbul’da AK Parti İl Başkanlığı ile MÜSİAD binalarının önünde yapılan Çevik Kuvvet otobüsüne bombalı saldırı ile açıklama yaptı.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:
İstanbul'da çevik kuvvet polis aracımıza bombalı bir saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıyı şiddetle kınıyorum. Polis kardeşlerime geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Bu eylemi gerçekleştirmeye çalışan caniler emellerine ulaşamayacaklar.
Türkiye ekonomisi büyürken, küresel krizde başarılı bir performans izlerken böyle bir saldırının yapılması çok ama çok manidardır. Hiç kimse beyhude çabalara girmesin. Hiç kimsenin bu yöntemlerle bizi yolumuzdan döndüremeyecektir. Sabah yapılan saldırının sorumluları da en kısa sürede yakalanıp adalete teslim edilecektir. Milletimize ve emniyet teşkilatımıza geçmiş olsun diliyorum.
TÜİK'in açıkladığı 2011 yılı işsizlik rakamları da sevindirici. 2 puanlık bir düşüş var.
TL'nin yeni simgesi ile ilgili yarışmaya katılan herkese teşekkür ediyorum. Sayın Başçı'nın bana ifade ettiğine göre cezaevinden bile bu yarışmaya katılım göstermesi ülkemizdeki vatandaşlarımızın bu konulara ne kadar duyarlı olduklarını görüyorum. Merkez Bankası Başkan ve çalışanlarına ayrıca teşekkür ediyorum.
Aslında yürüttüğümüz operasyonlarda bir çok noktayı geride bırakıyoruz. Daha önce TL'deki 6 sıfırı attık. Ardından Yeni ibaresi atılarak Türk Lirası piyasaya sunuldu. Artık TL'yi itibarlı bir para birimi olarak kullanmaya başladık. Biz TL'den 6 sıfırı atacağımızı söylediğimizde bize köşelerinden insafsızca saldırıyorlardı. Ben Taksim Meydanı'ndan şöyle yaparım diyordun. Çünkü bunlarda bu vizyon yoktu. Halkımızın buna ayak uyduramayacağını söylüyorlardı. Son derece bilinçli ve büyük bir koordinasyon içerisinde sıfır atma sürecini tamamladık. Ne enflasyon ne de uyum sorunu yaşadık. Ekonomimiz yeni döneme anında ayak uydurdu. Bizler de zaman zaman geçmişle kıyas yapmak adına o bol sıfırlı rakamları anlatıyoruz.
Para, tıpkı bayrak gibi tıpkı milli marş gibi bir ülkenin gücünü itibarını bağımsızlığını simgeler. Paranın itibarı milletin itibarıdır. Ama maalesef paranın itibarını ülkenin itibarı gibi beş parasız ettiler. Ülkemize gelen turistler paramızı görence şaşkınlık geçirdi. 50 milyonluk trafik cezası kesilen tursitlerin bayılma habeleri gazetelere haber oldu. Evet Türkiye bunları yaşadı. Şu geride bıraktığımız 9 yılın en güzel işareti şu an cebinizde. Bir zamanlar tuvalete girerken milyonlar veriliyordu. Artık vatandaşımız cebindeki TL ile de gurur duyuyor. Niye döviz büroları vardı; çünkü bizim paramız değersizdi. Hemen parasını dövize çeviriyorlardı değer kaybetmemesi için. İşte bugün de tarihi bir adım atıyor ve paramıza yeni bir simge kazandırıyoruz. Simgenin bir çıpaya benzemesi güvenli bir liman olduğunu, yukarı yönelen kıvrım paramızın sürekli değer kazanacını işaret ediyor.
Devlet yolları açacak yolları açık tutacak ve paranın ayarını bozmayacak. Yusuf Has Hacip'in o sözlerini 9 yıl boyunca yerine getirdik. Ekonominin önündeki en büyük çetelerle mücadele ediyoruz. Adalette reformlar yapıyoruz. Bu süreçte paranın ayarı ile oynamıyor oynanmasına da müsade etmiyoruz. Enflasyonun esas tanımı modern hırsızlıktır. Karşılıksız para basmak hırsızlıktır. Biz enflasyonu da faizleri de düşük oranlara çektik. Küresel krize rağmen faiz oranlarını sürekli düşürüyoruz. Hiç bir şekilde karşılıksız para basılmasına asla müsade etmiyoruz. Seçimler boyunca hiç bir şekilde popülizme gitmedik ve görevi devraldığımızda Merkez Bankamızın kasasında 27 milyar dolar vardı. Bugün altın dahil 88 milyar dolardı. Türkiye'nin IMF'nin borcu 23 milyar dolardı şu an itibarla borcumuz 2.3 milyar dolara düşmüş durumda. Bu şekilde güçlenen bir Türkiye var. 3 alandaki istikrardan asla taviz vermeyeceğiz. Siyasi istikrar, fiyat istikrarından asla taviz vermeyeceğiz. Küresel kriz bizim bu disiplinli politikalarımızı şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koydu. Avrupa ülkeleri ne halde görüyorsunuz. Zaman zaman birbirleriyle kapışıyorlar. hükümetler seçim ve oy kaygısıyla adımlar atmaktan kaçınıyorlar.
Bu ülkenin itibarını hep birlikte korumaya mecburuz. Biz 9 yıl boyunca bunun sıkıntısını yaşadık. Siyasi hırs uğruna kriz duasına çıkanlar oldu. Bazı partilerimizde öyle bir anlayış var ki ülkenin güvenini sarsmayı muhalefet sayıyorlar. Aynı şekilde kendi asli meselesini bırakıp ideolojik kaygılarla hareket eden STK'lar var. Elbette görüş açıklamak herkesin hakkıdır. İlgi alanlarıyla ilglili görüş belirtmeleri de bizi mutlu eder. Ama ilgi alanlarında olmayan konuları ideolojik bir kapsamda yorumları da manidardır.
Kesintisiz eğitim topluma büyük bir zarar verdi. 28 Şubat sonrasında uygulanan kararlar sonrasında bu ülkenin meslek liseleri yok olma noktasına geldi. Zararı ülke ve millet oldu. Bizim eğitim ile ilgili politikalarımızın önünü kesmek uğruna hareket ediyorlar. Biz patronların seçkinlerin hükümeti değil, işçilerin yoksulların, milletin hükümeti olduk. Biz bu iktidar döneminde çok kazandık diyorlardı. Bu zihniyetin bu muhalefetle beraber hareket ettiklerini görüyoruz. Bizim karşımıza çıkmaları bize bir şey kaybettirmez yeter ki millet bizim karşımıza çıkmasın.