"5 milyon üniversite öğrencisi için 5 milyon ağaç dikim" kampanyası töreninde konuşan Başbakan Erdoğan çevrecilik ile ilgili son aylardaki yoğun eleştiriler üzerine "Biz çevreciyiz be!" sözleriyle cevap vererek tepkisini gösterdi.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Türkiye'nin En büyük üniversitelerin bir olan Gazi üniversitesinin Kampüsünde bu kampanyanın gerçekleşmesi manidardır.
5 MİLYON ÖĞRENCİMİZE 5 MİLYON AĞAÇ
Öğrencilerimizin tabii mekanlarda eğitim görmelerini sağlayacağız. Hayata geçirmek için ağaçlandırma sezonunu bekledik. 5 milyon üniversite öğrencimiz adına tam 5 milyon ağaç dikeceğiz. Bu güzel projeyi yürüten herkese şükranlarımı sunuyorum. Ziya Paşa'nın çok güzel bir beyti var: Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri... İnşallah bu eserlerle övüneceğiz, lafla değil. Uluslararası platformlarda yaptığımız ziyaretlerde hep fidan veya ağaç diktirirler. Filanca zaman buraya Türkiye Başbakanı geldi diye bir de plaket altına yerleştirilir. Şimdi bu üniversiteden filanca genç yetişti mezun oldu, neyle tesvik edeceğiz bunu işte bu fidanlarla.
Bugün dünyanın en iyi üniversiteleri, bilimsel çalışmaların yanında mimarisi estetiği ve kampüsleriyle de ön plana çıkıyor. Cazibesini bu şekilde arttırıyor. Çünkü gençlerin yetişmesinde eğitim kalitesi kadar okul binalarının kampüslerin estetiği de önem arzediyor. Gri binalardan gri düşünceler doğar. Özgür renkli estetik yeşille bezenmiş bir çevreden ise özgür düşünce doğar. Nezaket ve zerafetle bezeli düşünceler doğar.
KAMPÜSLERİ AĞAÇLANDIRIYORUZ
Üniversiteleri yaparken mümkün olduğunca şehirlerin dışında geniş alanlarda tabiatla iç içe tasarlamak gerekiyor. Biz atalarımızdan sadece binalar, şanlı bir tarih devralmadık aynı zamanda yüksek bir medeniyetin nasıl inşa edileceğini de öğrendik. Bugün Diyarbakır'dan İstanbul'a Sivas'tan Edirne!'ye kadar hangi kadim şehre giderseniz gidin tarihi eserlerin yanıbaşında avlu içinde devasa anıt ağaçlara yüzlerce yıllık çınarlara rastlarsınız. Ecdadımız köklü şehirler kurarken köklü çınarları da şehirlere nakşetmiştir. O anlayış bilim ve sanatın merkezi oldu nice insnalar bu anlayışla yetişti. Biz de şimdi kampüsleri ağaçlandırıyor onları yeşille buluşturuyoruz.
Sadece binalar, yollara köprülere ağırlık verirseniz eksik olur. Bizim şehir anlayışımızın temelinde insan ve canlı hayatı vardır. Bugün bu anlayışla hareket ediyor tarihle bugünü buluşturan şehirler imar ediyoruz. Şehirlerimizi güzelleştirirken modern şehirler imar ederken insanlarımızın tabii hayattan kopmamasına özen gösteriyoruz.
GENÇLİĞE İNANIYOR GÜVENİYORUZ
Biz gençliğimize inanıyor ve güveniyoruz. Gençlerin daha müreffeh bir ülkede yaşaması için canla başla çalışıyoruz. Gençler bu uğurda sizlerden hiçbir şey esirgemedik esirgemeyeceğiz. Çünkü gençliğe yapılan her türlü yatırım millete yapılmıştır. Gençlerimiz düşünsün, sorgulasın, araştırsın, bilgi neredeyse bulup onu alsın diye her türlü imkanı onlara sunuyoruz. İlim Müslüman'ın yitiğidir nerde bulursa alır.
100 YILIN EN TALİHLİ NESLİ BUGÜNÜN GENÇLERİ
Özellikle gençlerimizin, yaşı 15-25 arasındaki gençlerimizin bu hususu özellikle bilmelerini hassaten rica ediyorum. Son 100 yıllık süreçte Türkiye'nin gençliği hep zor zamanlar gördü. Çok ağır bedeller ödedi. Savaşlarda yüzbinlerce gencimizi kaybettik. Kalan nüfusumuzu da istiklal savaşımızda şehit verdik. 2. Dünya savaşı yıllarında tek parti dönemlerinde gençlerimiz ülkenin tamamıyla birlikte en ağır yoksulluğu yaşadılar. Sonra gençlerimiz sokaklarda kullanıldılar. Ellerine verilen silahlarla birbirlerini katlettiler. Ardından terör olaylarında faili meçhullerde işkencelerde gençlerimiz eziyet çektiler. Bunun yanında gençlerimize dünyanın gelişmiş ülkelerindeki imkanlar sunulmadı. Eğitimde sağlıkta istihdamda özgürlükler noktasında gençlerimiz gelişmiş ülke standartlarına kavuşamadı. Biz gençliğimiz mahrumiyet içinde ağır baskıların şiddetin arasında geçirdik. Bizler imkansızlıklar içinde yaşadık. Şu andaki gençler Allah'a hamdolsun yaklaşık yüz yıldır yaşanan o sorunları yaşamıyor. Yaklaşık 100 yıldır ilk kez gençlerimiz çok önemli imkanlara ve fırsatlara hak ve standartlara kavuşuyorlar. Son 100 yılda en talihli genç nesil işte bugünün genç neslidir.
GENÇLER BÜYÜKLERİNE SORSUN
Bugünün genç nesli abilerine ablalarına dedelerine ninelerine sorsunlar. Onların nasıl bir hayat yaşadıklarını öğrensinler. Kendileriyle kıyas etsinler. Yakın zamana kadar ilkokul okumak ve bulmak bile zordu. Biz 11 yıl önce göreve geldiğimizde Türkiye'de 346bin derslik vardı. 79 yılda Osmanlıdan alınanlarla birlikte Türkiye'de 346 bin derslik sayısına ulaşılmıştı. 11 yılda ise Türkiye genelinde 188 bin derslik inşa ettik. Dünyada internet varken bizim okullarımızda yoktu. Göreve geldiğimizde sınırlı sayıda okulda vardı. Şu anda her okulda var. Dünyada bilgisayar varken, yaygınken, bizde sınırlı sayıda vardı. Şimdi bırakın bilgisayarı artık Fatih projesini, akıllı tahtaları okullarımızda buluşturuyoruz. Artık ders kitaplarına sıralarının üzerinde sahip oluyorlar. Bu bizim getirdiğimiz bir uygulamadır. 2002'de iktidarı devraldığımızda 53 devlet, toplam 76 vakıf üniversiteleri vardı. Şimdi 99 yeni üniversite kurarak toplamda üniversite sayısını 175'e çıkardık. Şu anda 81 ilin tamamında üniversite var. Harçlardan gençler şikayet ettiler, onu da biz kaldırdık. Bugün okumak isteyen bir gencimizin önündeki tüm engelleri kaldırdık.
TÜRKİYE ÇOK DEĞİŞTİ
Burs veya kredi almayan öğrenci yok. Müracaat ettiği takdirde ya burs ya kredi alır. Toplamda 1 milyon 300 bin öğrenciye burs ve kredi veriyoruz. İktidara geldiğimizde bir üniversite öğrencisinin aldığı burs 45 liraydı. Şimdi 280 lira. 200 lira da beslenme yardımı alıyor 480 lira. Kredi veya burs rakamı yüksek lisansta 560 lira, doktorada 840 lira. Sadece eğitimde değil, ekonomi, dış politika ve sosyal hayata kadar Türkiye çok değişti. Bunu göremeyen gençlerimiz sahip olduklarının yeterince farkında olmayabilir. Ama bu bizim için asla mazeret değildir. Bugünle yetineceğimiz anlamına gelmez. 11 yıldır 76 milyon için en çok da geleceğimiz için çalışıyor, üretiyor onlara daha parlak bir gelecek emanet etmenin mücadelesini veriyoruz.
YEPYENİ BİR TÜRKİYE İNŞA EDİYORUZ
Yepyeni bir Türkiye inşa ediyoruz. Kendi gemimizi artık kendimiz yapıyoruz. Kendi tankımızı kendimiz üretiyoruz. Helikopterimizi, uydularımızı artık kendimiz üretiyoruz. Buraya geldik. İşte gençler asrın projesi Marmaray... İşte 3. köprü, İşte yüksek hızlı tren hatları, bölünmüş yollar... Ulaştırmada rekorlar kırıyoruz. Göreve geldiğimizde bölünmüş yol 6 bin 100 km idi. Buna 17 bin km bölünmüş yol ilave ettik 11 senede. Şimdi milletimizi dünyanın bir ucundan diğerine uçuruyoruz. Geldiğimizde Türkiye'de 26 havaalanı vardı. Şimdi 52 tane var. İsteyen istediği hava alanına en geç yarım saat 45 dakikada ulaşabiliyor. Kimin aklına gelirdi Şırnak'ta havaalanı yapılacağı... Ama biz söz verdik yaptık. Hakkari'nin Yüksekova'sına havaalanı yapılacak denseydi kim inanırdı. Bu yıl sonu onu da açmış olacağız. Bütün bunları yaparken tabiata tarihe kültürel mirasa dokunmuyoruz. Şu anda dev şehir hastaneleri yapıyoruz. Bunlar bittiği anda Ankara'nın nereden nereye geldiğini tasavvur edebiliyor musunuz?
BU TOPRAKLARDA MİSAFİR DEĞİL EV SAHİBİYİZ
Biz bu topraklarda misafir değiliz, ev sahibiyiz... Biz sadece bugünü değil, yarınları, kendimizi değil çocuklarımızı da düşünüyoruz. Ağaç dikme konusunda kimse bizi eleştiremez. Biz ağaç dikme konusunda çevrecilik konusunda cumhuriyet tarihinin en büyük projesini gerçekleştiriyoruz. 2008-2012 yılları arasında tarihin en büyük ağaçlandırma ve erozyon seferberliğini hayata geçirdik. Şimdi de 5 milyon öğrenciye 5 milyon fidan dikiyoruz.
AĞAÇ GÖRMEMİŞ BİR İNSAN DEĞİLİM
Ağaç görmemiş yeşil görmemiş bir insan değilim. Rize'deki gibi ağaç varlığı çok az yerde vardı. İstanbul'da belediye başkanlığı yaptım. Erguvanlar içinde büyüdüm. Hatırlayın o günleri. İstanbullular susuzluktan kıvranıyordu. Ağaçlar bile susuzluktan kuruma noktasına gelmişti. Biz Belediye Başkanı olduktan sonra ne yaptık biliyor musunuz? Şu anki bakanım İSKİ genel müdürüydü. O zaman İSKİ'nin 3 milyon müşterisi için 3 milyon ağaç diktik. Bütün yol kenarlarını ağaçlandırdık. En küçüğü 15 yaşında ağaçlar diktik. Kokudan yanına yaklaşılmayan Haliç bugün yemyeşil tertemiz adeta şiir gibi oldu. İçinden 5 milyon metreküp çamur çıktı. Bunları 9 buçuk kilometre uzaklıktaki taş ocağına depoladık şimdi orası VİALAND denilen bir eğlence mekanı haline geldi.
BİZ ÇEVRECİYİZ BE!
Biz çevreciyiz be! Kimse bizimle çevrecilikte yarışamaz. 125 adet şehir ormanı kurduk. Bu çabalarımız hızla devam edecek. Eğitimden sağlığa ulaşımdan turizme kadar her sahada çalıştığımız gibi şehir ormanları açısından da ülkemizi bir cazibe merkezi haline getireceğiz.
GELİYORUM SON CÜMLEYE
"Geliyorum son cümleye. Bugün Gazi ÜNiversitesi'nde başlattığımız 5 milyon öğrenciye 5 milyon ağaç kampanyasını tüm üniversitelerimizde yaygınlaştırarak, çok daha huzurlu bir ortamda eğitim görülmesini sağlayacağız. Öncelikle Orman ve Su İşleri Bakanımıza teşekkür ediyorum. Gazi Üniversitesi'nin değerli rektör ve akademisyenlerine teşekkür ediyorum. Sevgili Peygamberimizin şu sözüyle noktalıyorum: Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikin. İşte biz bu emrin takipçisi olacağız."
5 İLE CANLI BAĞLANTI
Konuşmanın sonunda 5 ildeki üniversitelere canlı bağlantı yapılarak fidan dikim töreni gerçekleştirildi.
Kaynak: ROTAHABER