AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin haftalık grup toplantısında partililere sesleniyor. Başbakan Erdoğan konuşmasında şu sözlere yer verdi;
ARTIK TAM BUĞDAYLI EKMEĞE GEÇMİMİZ LAZIM
Biz vahşi bir büyümenin taraftarı asla olamayız. Biz sosyal meselelere gözünü kapatan ve sınırsızca tüketen bir toplumdan yana olamayız. Bizim, temel ilkemiz son derece net. Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir. Somali'de kardeşi bir dilim ekmek bir damla süt için kıvranırken sofrasındaki ekmeği dudaklarını silerek çöpe atan bizden olamaz. Biz gürül gürül su akan nehirden abdest alırken su içerken o suyu israf etmemekle öğütlenmiş bir nesiliz. Biz büyüdükçe kendisine değerlerine yabancı olanlardan değil, büyüdükçe biz olanlardan kalacağız. Ekmek konusuda herkesin çok daha duyarlı olmasını rica ediyorum. Ekmek alırken, ekmeği bölerken bir değil bir kaç defa düşünülmesini ve o ekmeği bulamayanları düşünerek ona göre davranılması gerekir. Büyüklerimiz bize ekmeği bıçakla kesmememizi öğütlemiştir hep.
Artık beyaz undan ekmek dönemini kapatalım istiyoruz. Artık buğdayın orjinalinden üretilen un ne ise bundan ekmeğimizi üretelim zira gıda orada vitamin orada biz bunu bırakıyoruz beyaz un neymiş parlakmış. Batı bunu anladı ve bizi solladı.
GAZİANTEP ZİYARETİ
Geçtiğimiz hafta Ankara'da çok önemli bir açılış töreni gerçekleştirdim. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca yapılan 360 tesisin açılışını yaptık. 81 Vilayetin tamamında gerek şehir altyapılarını güçlendirme gerek çevreyi koruma noktasında çok önemli yatırımlar hizmete girdi. haftasonunda Cuma akşamından Gaziantep'e geçtim Cumartesi Pazar yoğun bir şekilde Gaziantep'te programlarımız vardı. 64 Farklı başlıkta eserin açılışını yaptık ve bu eserlerin toplam değeri 1 milyar 200 milyon TL bedelle yapılmış yatırımlar. Yine Gaziantep Üniversitesi'nde bana verilen Fahri Doktora ünvanını teslim aldık hemde yapılan tesisleri de hizmete açtık. Partimizin İl Divan toplantısının ardından Şanlıurfa'da yaptığımız gibi Gaziantep'te de kanaat önderleri ve STK'lar ile biraraya geldik karşılıklı sohbet havasında istişarelerde bulunduk.
Daha sonra Islahiye'ye geçecektik fakat yoğun sis sebebiyle Islahiye'de de kardeşlerimiz bizleri bekliyordu. Oraya haber verdik siz orayı idare edin dedik bakan arkadaşlarımıza ancak ilk gaziantep ziyaretimizde İslahiye'yi ziyaret edeceğiz dedik ve ben bugün bu vesile ile Islahiye'deki kardeşlerimize maruzatımızı iletiyorum. Ancak en kısa sürede onlarla görüşeceğim.
Nizip gerçekten görülmeye değerdi. Caddeler boyunca farklı bir heyecanı gördük, farklı bir coşkuyu gördük ve binlerce on bini aşkın insanın oradaki teveccühü ile karşı karşıya kaldık. O coşku dolu heyecan dolu mitingimizi yaptık ve arabalarımız cadde boyu zor yol aldı. Bu şekilde Nizip'ten Suriyeli kardeşlerimizin misafir edildiği kampa ulaştık ve orada da kamptaki kardeşlerimize hitap ettik ardından çadırları dolaştık orada da yine bir ikizlerle karşı karşıya kaldık. O ikiz yavrularımızı kucakladık tabi ağlaşan anneyi babayı orada gördük. Ardından yine orada babası şehit olmuş, kendisi cepheden gelmiş iki kardeşimizin nişan yüzüklerini taktık bir iki hafta içinde de evliliklerini yapacaklar.
DİĞER İLLERİN DE GAZİANTEP GİBİ KALKINABİLMESİ İÇİN TERÖRLE ARASINA MESAFE KOYMASI, TERÖR KONUSUNU TEKRAR MASAYA YATIRMASI GEREKİR
Gaziantep'te ifade ettiğim üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir hususu burada dikkatlerinize sunmak istiyorum. Gaziantep Güneydoğu Anadolu bölgemizde bulunan illerden biri. Coğrafya olarak nüfus olarak potansiyel olarak gerek Güneydoğu'nun Doğu Anadolu'nun illerinden farklı değil. Ancak Gaziantep 81 vilayet içinde hem de Doğu ve Güneydoğu illeri arasında çok farklı bir kalkınmayı gerçekleştirdi. Sanayi, ticaret, tarım, turizm, eğitim noktasında Gaziantep potansiyelini değerlendirdi. Hem kazanan hem de Türkiye'ye kazandıran bir şehrimiz oldu. Şuanda Gaziantep'imizin bir Organize sanayi bölgesi yok, iki, üç, dört, beş yok şimdi altıncı organize sanayi bölgesini kurmaya hazırlanıyor. Üretimi görüyorsunuz. Öyle devletin kapısında bize para verin diye bekleyen bir anlayış da yok. Kendi ayakları üzerinde ayağa kalkan gayretle koşturarak hamdolsun büyük göçe rağmen ayakta duran bir ilimiz. İşsizliği mümkün olduğunca düşük seviyelerde muhafaza etti. Şimdi bizim 75 milyonun bu başarıyı sorgulaması lazım. Bakınız Gaziantep'te şuanda 3 üniversite var. Şimdi dördüncüsü geliyor. Tamamen sağlık alanında bir üniversite. Zaten hastaneleri hazır hemen süratle bu üniversiteleri de kurmak suretiyle Gaziantep 4 üniversiteli bir ilimiz olacak. Peki bunu Van, Diyarbakır neden yapamadı da Gaziantep yaptı. Batman, Mardin, Ağrı neden bu seviyelere ulaşamadı. Bazı illerimiz umutla büyürken bazı illerimiz o illerin yaşayanları o illerin girişimcileri tarafından umutla büyütülürken bazı illerimiz yerinde sayıyor kabuğunu kıramıyor.
YASAKLANAN DERGİ MECMUA VE KASETLER
Her dilde kitaplar dergiler yasaklandı. İki ayrı uçta olmasına rağmen Nazım Hikmet de Necip Fazıl da devletin hışmına uğradı devlet tarafından dışlandı horlandı. Statükocular öz evlat muamelesi görürken halka üvey evlat gibi gördüler. İşte AK Parti iktidarı 2002 yılından itibaren bu gidişe dur demiş ve bunu tersine çevirmenin mücadelesi içinde olmuştur. Biz Cumhuriyeti demokrasi ile güçlü ekonomi ile aktif dış politikayla güçlendirmenin mücadelesini verirken zaman zaman ordaya çıkan sorunlarla da cesur şekilde mücadele eden bir iktidar olmuşuzdur. Biz insan devlet için vardır demiyoruz tam aksine devlet insan için vardır diyoruz. Bizim farkımız bu. Dini, mezhebi, dili, ırkı, ideolojisi, fikri, geliri ne olursa olsun bizim için insan insandır. Bizim için herkes devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Biz nasıl yasaklanan başörtüsünün hakkını savunuyorsak dersimin hakkını da savunuyor bu hadiselerle cesaretle yüzleşiyoruz. AK Parti ile birlikte Türkiye'de parametreler değişmiş statüko sona ermiştir. Türkiye'de vesayet rejimi çetelerin mafyanın sirayet ettiği rejim sona ermiştir. Asimilasyon ret inkar politikaları AK Parti ile son bulmuştur. 2002'den beri demokrasi mücadelesini tek başımıza veriyoruz. Tek başımıza bu milletin acılarının izini sürdük, ortak yaraların tevadisi için çaba gösterdik. Acılar üzerine bir gelecek inşaa edilmez. Geçmişin acıları diri tutularak sağlıklı bir gelecek imar edilemez. Nefretten, öfkeden yola çıkarak kardeşlik hukuku büyütülemez. Elbette yapılan yanlışların üzerine gidip onları sorgulayacağız. Ama biz istikbalimizi acılar üzerine değil umutlar üzerine inşaa edeceğiz. Kimin ne acısı varsa o acıyı paylaşıyor onu ortak acımız olarak görüyoruz. Açık açık söylüyorum gel yüreğindeki acıyı beraber tedavi edelim. Silahı aradan çekelim. Sıkılı yumrukları aradan çekelim, öfkenin nefretin dilini aradan çekelim ve geççmişin acıları ile hep beraber el ele omuz omuza yürüyelim. Varsın birileri acıları istismar etmeye onun üzerinden rant sağlamaya çalışsın.
IRKÇILIK ŞEYTANDANDIR
Bu sabah baktım yavru muhalefet hakaretler dizboyu ama dedim ya cevap vermeyeceğim. Onun için de üzerinde durmayacağım. Onların dilinden hukuk anlar. Onları hukuka havale edeceğim. Bu ülkede ne ana muhalefet ne yavrular muhalefet olarak ürettikleri birşey yok. Bunların dili malesef sövme ile eşdeğer. Bizi ne yazık ki yanlış kılavuz seçtikleri için onların değerlendirdikleri yolda gidiyorlar. Onun için onların cevabı yok onların cevabı hukukta. Kur'anı Kerim'de bütün ayrıntıları ile anlatılan son derece önemli bir vaka var. Allah meleklere Adem Aleyhisselam'a secde edin dediğinde hepsi etti ama şeytan etmedi. Çünkü o çok kibirliydi ve kibirlendi. Ben Adem'den hayırlıyım beni ateşten onu çamurdan yarattın dedi. İşte ırkçılık budur. Irkçılık asabiyet asabiyet ise şeytandandır. Irkını, kavmini kafatasını övmek onunla böbürlenmek diğer yaradılanları aşağılamak şeytandandır. Biz başka yerden kaynak aramayacağız. Benim kürt kardeşiminde türk kardeşiminde kaynağı aynı kaynaktır. Onun için biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz bunu defaetle söyledik söylüyoruz.
Şeytan ve şeytanın izinden gidenler kaybedecek inşallah tek bir millet olarak kazanan biz olacağız. Bu ülkede AK Parti varken AK Parti her iki kişiden birinin oyunu alırken hiç kimse çıkıpta şu bölgenin partisi biziz diyemez. Halkım ırkçılığın şeytandan geldiğini çok iyi biliyor. 75 milyonu bir ve kardeş gören AK Parti'ye milletim de teveccüh gösteriyor. Bugün çıkıpta şu etnik kökenin temsilcisi biziz diyenler Türkiye'yi 2002 öncesine götürmek özlemi içinde olanlardır. Vesayet sistemi AK Parti ile çökerken bazı siyasi partilerin tehditle, yasaklamalarla yeni bir çabaya girmesi beyhude bir çabadır. CHP'nin tek parti dönemini iliklerine kadar yaşamış bu millet yeni bir CHP'ye müsade etmeyecektir.
SİZ AKLINIZI İRADENİZİ KİRAYA MI VERDİNİZ?
Biz BDP'ye soğuk kanlı olması cesur davranması yönünde tavsiyelerimizi ilettik ve iletiyoruz. Siyaset baskılara karşı cesur bir duruş sergilemekle başarılır. Siz aklınızı kiraya mı verdiniz yahu. İradenizi kiraya mı verdiniz. Madem siyaset yapacaksınız bunu onurunuzla yapın. Yok şuradan yok buradan talimat gelecek onu beklememiz lazım. Sen nesin o zaman sen nesin. Şu parlamentonun altında ne işin var. Siyaset zor zamanda zor kararlar almakla çözümün bir aracı olabilir. Kendi fanatik gurubunu mutlu etmek için yapılan siyaset gün gelir mahçup olur. Biz ihlassondakika BDP'nin öldürmenin yanında değil yaşatmanın yanında olmasını istedik. Teröristin öldürme hakkını değil yaşama ve yaşatma hakkını savunmasını istedik. Kendi fanatik kitlesine şirin görünmek için teröristlerin öldürme hakkını savunuyor. Şuanda işte polisimizin şehit edenlerde o dağlarda şuanda polisimiz çatışma halinde. Aldığım not o. Çatışmayacak mıyız onların izini sürmeyecek miyiz? O polisimizin kanını yerde mi bırakacağız? O 1,5 yaşındaki evladın gözyaşlarını biz ne yapacağız? Sonuna kadar onlara gereken cevabı vermeye mecburuz. Elinde silah dağlarda bizim askerimize pusu kuranların hakkını savunmak çözümü isteyen içten bir tavır değildir. Biz çözümden yanayız. Bunu derken de kusura bakmayın terör estirenler bizden anında cevabını alırlar. Samimi iseniz dürüstseniz bırakırsınız silahları. Bu ülkede yaşamak istemiyorsanız gidersiniz istediğiniz yere bunun güvencesini de verdim. Elimizden geleni yaparız bunun için ama bu milletin huzurunu refahını kimsenin gölgelemeye hakkı yoktur. Paris'teki suikast olur olmaz hükümeti itham etmekte aynı şekilde ilkeli bir duruş ve siyaset değildir. Faillerin tespitine ilişkin umudun çoğaldığına inanıyorum. Daha ilk andan itibaren hükümeti ve devleti itham edenler mahçup olacak, özür dileyecek ve yeni bir samimyiet testine maruz kalacaklardır. Biz samimiyeti arıyoruz. Samimi olanlarla bu işler konuşulur. Bize, samimi görünenler geliyorlar. Konuşuyoruz peki diyoruz kendilerini adaya gönderiyoruz. Sen Ada'dan döndükten sonra kalkar da zehir zemberek açıklama yaparsan olmaz. Seni oraya gönderen bir Başbakan'a kürt kardeşlerime bomba yağdırıyor dersen olmaz. Biz Kürt kardeşlerimize gönlümüzü açtık onlara bomba yağdırmadık biz teröristlere bomba yağdırıyoruz.
BEKLENEN ÇILGIN PROJELER
Bugün de yarın da teröristlerle mücadelemiz aynı şekilde devam edecek. Kararlılığımız aynen devam edecektir. 2002 Yılında AK Parti ile başlayan normalleşme sürecini büyük birkararlılıkla bugünlere getirdik. Bir yandan sorunları tek tek çözmeye inşallah devam edeceğiz. Türkiye'nin 2002 öncesine dönmemesi için her tedbiri alıyor bu noktada genç nesillere de güveniyoruz. Statükoyu savunan geçmişi özleyen karanlığa alışmış ve aydınlıktan gözleri kamaşan partilere rağmen biz ısrarla değişimi, aydınlığı, kardeşliği ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi bizim çılgın projeler adı altında ifade ettiğimiz projelerden biri de İstanbul'a yılda 100 milyon kapasiteli bir havalimanı idi. İnşallah bu Karadeniz kıyılarında yapılacak olan havalimanı ile ilgili ihalenin ilanını Perşembe günü yayınlıyoruz. Bu 100 milyonla başlayacak olan havalimanının kapasitesi 150 milyona kadar çıkabilecek. Böyle bir havalimanı. Temenni ederim ki güçlü bir konsorsiyum bu havalimanını en kısa sürede gerçekleştirir. Hemen akabinde de Kanal İstanbul projemizi de başlatacağız. Avrupa Anadolu yakalarında 1'er milyonluk şehirleri de kurmaya başlayacağız. İstanbul'umuz bu dev projelerle yoluna devam ederken geçmişte Yassı ve Yaslı ada olarak anılan adaları da inşallah özgürlük ve demokrasi adasına çeviriyoruz. Onun da proje çalışmaları devam ediyor. Ben bu düşüncelerle sözlerime son verirken haftaboyunca yapacağınız çalışmalarınızda başarılar diliyor, yeniden görüşmek buluşmak umuduyle sizleri ve değerli misafirlerimizi Allah'a emanet ediyor hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum' diyerek sözlerini sonlandırdı.