AydIn ve Muğla mitingleri dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önemli mesajlar verdi. 27 Mayıs’ın yıldönümünde konuşan Başbakan, “Şunu gururla ifade edebilirim. Artık silahlı kuvvetlerin üst yönetimi de hukuka saygılı olduğunu her halükarda bizlere ifade ettiği gibi, dikkat ederseniz artık şu anki Genelkurmay Başkanımız döneminde de böyle konuşan bir asker yok. Daha çok sitelerinden cevaplarını kısa özet veren bir yapı söz konusu. Bence bunun da desteklenmesi lazım” dedi.
Demokrasiyi benimseyenler arttı
- 27 Mayıs’tan bu yana antidemokratik yollara sapanların direnci kırıldı mı? Şu an hangi noktadayız?
Bence olayı antidemokratik yollara sapanların direncinin kırılması olarak değil de, demokratik süreci benimseyenlerin de gücü daha da artmıştır. Bence demokrasiye inananların geleceğe olan yaklaşımı, benimsemeleri veya benimseyenlerin oranı çok daha artmıştır. Artık 27 Mayıs’ı bir kırılma noktası olarak görenlerin sayısı artmaya başladı. Yassıada’yı “Yaslıada” olmaktan çıkarmak istiyoruz. Orayı kütüphaneleriyle, müzeleriyle, kongre merkeziyle, otelleriyle yeniden düzenleyeceğiz. Hedefimiz, ki projeyi birkaç gün içinde İstanbul’da yapacağımız bir lasnmanla takdim edeceğiz. Böyle bir ada haline getirmek. Sürpriz demeyeyim de, tarihi bir görevin yerine gelmesi olarak bakıyorum. Demokrasi ve özgürlükler noktasında bu ada müzesiyle kütüphaneleriyle mükemmel bir buluşma merkezi haline gelecek.
Askerin son tutumu desteklenmeli
- Orası en son askere devredilmişti?
Askerden aldık. Hazine’den orayı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredeceğiz. Bakanlık da süratle projeyi uygulamaya geçirecek.
- 60 darbesini nereye koyuyorsunuz?
Doğrusu onu koyacak bir yer bulamıyorum. Onu duymak yaşamak gelecek kuşaklara ancak bir ibret vesilesi olarak belki anlatılabilir. Ki gelecekte bilmeli ki tarihte neler olmuş. Şunu gururla ifade edebilirim. Artık silahlı kuvvetlerin üst yönetimi de hukuka saygılı olduğunu her halükarda bizlere ifade ettiği gibi, dikkat ederseniz artık şu anki Genelkurmay Başkanımız döneminde de böyle konuşan bir asker yok. Daha çok sitelerinden cevaplarını kısa özet veren bir yapı söz konusu. Bence bunun da desteklenmesi lazım. Medyanın bu süreci desteklemesi lazım. Bazı yayın organları sağ olsun hala tahrik ediyorlar. Bunlar hoş değil. Şu anda içerde çok sayıda asker var. Bunların hepsi üst düzey. Bunların içinde kim, kimdir, nedir diye bakamayız ki. Her hangi bir suç sabit olmadıktan sonra şu şudur diyemeyiz. Buna elbette biz karar veremeyiz berati zimmet esastır. Ben bu nedenle sürecin uzamasını doğru bulmuyorum.
Terörle mücadelede uyum var
- Jandarma’nın özel döneminde çıkmış bir yasa var, jandarmanın bir amiri var... ama hala yönetmelik çıkmamış?
Bunların hepsinin bizler de kendileri de farkında. Belki bunlar da gündeme gelecek.
- Devam edecek bu demokratikleşme süreci diyebilir miyiz?
Devam edecek. Şimdi sınır birlikleri meselesi... bu konu halledildiği anda birçok şeyler. Er, erbaş... Orası profesyonelleşmiş olacak. Bazı yerler Jandarmadan Kara kuvvetlerine geçiyor. Jandarma beldelere çekiliyor. Kırsal alan kara kuvvetlerine kalıyor. Bunların hepsi olumlu gelişmeler. Bir yerde de araziye hakim olma konusunda çok olumlu bir noktaya doğru gidiyoruz. Ben şu an özellikle terörle mücadelede atılan adımlar konusunda silahlı kuvvetlerimizin olsun, jandarma, emniyetin olsun, istihbaratın olsun hepsi çok iyi. Ve uyumlu ve olumlu bir şekilde ilerliyorlar. Bu paslaşma önemli bir şey.
Geciken adalet adalet değil
- Yargı sürecinin uzaması ile ilgili düşünceleriniz?
Sorgulama yetkimiz yok, ama düşüncemiz ortada. Diyoruz ki, geciken adalet adalet değildir. Süratle iddianamelerinin hazırlanması bir an önce yargı önüne çıkarılması önem arz ediyor. Bunun için de askerden tutun medya mensubuna, adi suçlara varıncaya kadar hepsinin bir an önce bunları halletmek lazım.
- Yabancı medyada askerlerin yargılanması hükümetle ilişkilendiriliyor?
Yabancı medya çok iyi bilerek yazmıyor. Özellikle malum medyadan aldıklarını kaynak göstererek yazı yazıyorlar. Yetkili mercilerden öğrensinler. Gazete haberlerinden haber yaparsanız yanılırsınız...
367’yi geçsek bile uzlaşma arayacağız
Erdoğan, 12 Haziran seçimlerinde anayasayı yapabilecek 367 sandalyeye ulaşmaları durumunda da muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşeceklerini söyledi.
- Muhalefetin iktidara yönelik ortak direncini nasıl görüyorsunuz?
MHP, CHP, BDP aynı noktalardan karşı çıkıyor. Aslında hiçbiri 12 Eylül Anayasasını istiyoruz demiyor ama bir ortak direnç de var. Meclis tablosu çıksın meydana, eğer millet bize tek başımıza iktidar verirse, biz yine onlara gideceğiz ve gelin beraber oturalım diyeceğiz. Ama gelmiyorlarsa biz tabi kendimiz yapacağız.
- CHP’nin de açıklamaları var... 13 haziran sabahı geçmişe göre daha sıcak yaklaşabilir mi?
Bakın ben bu beyefendilere 26 maddelik anayasa teklifi ile ilgili ziyaret teklifinde bulundum. Olumsuz cevap aldım. Arkadaşlarımı gönderdim olumsuz yaklaştılar. Anayasa uzlaşma komisyonu kuralım dedim, MHP katılmam dedi, CHP bize gönderin bakalım dedi... Hem sonra, bir ziyaret eden olsun. Bunlar ziyaret eden olmadılar. Biz elimizden geleni yine yaparız. Aritmetik çıksın ortaya bakarız. 367’nin üzerine çıktıysak az önce ifade ettiğim gibi yine biz hoş görümüzle az önce ifade ettiğim gibi, gerçekten kolektif aklın ortaya çıkaracağı bir anayasayı ortaya çıkarmak için tüm sivil topluk kuruluşlarıyla, entelektüel kesimle v.s. diyalog kurarız. Biz zaten milletin vekilleri olarak buradayız. Bu çalışmayı yaparız. Bu da olmadı, 26 maddenin akıbetine mi düştük o zaman yeniden referanduma gideriz.
İÇKİ YÖNETMELİĞİ KARARI
Verilen bu kararı doğru bulmadık üstüne gideceğiz
- Milletin bütün kesimlerinin bu konudaki istekleri henüz ortaya çıkmamış gibi görünüyor...
Aslında ben olaya öyle bakmıyorum. Temel bazı sorunlar var zaten. Yazarlarımız aydınlarımız akademisyenlerimiz de dile getiriyor.
Burada özellikli olan şey aslında bir süzgeçtir. Bu süzgeçten geçirerek bu noktadaki temel sıkıntılarımız var. Bu temel sıkıntıları aşalım. Ama millet de şunu demeli, ‘İşte bu benim için hazırlanmış bir anayasa’ Diliyle, kısaltılmış haliyle, temel dinamikleriyle, muhtevasıyla ‘ama ve ancak’lardan arındırılmış bir anayasa. Bir defa bizim şu anayasa eklerle dolu yani. Akıllarına geldikçe yeni bir şey eklemişler.
Böyle uzatılan maddelerin olmadığı bir anayasa olması lazım... Onu sen zaten yasalarla kanunlarla yapıyorsun.
- Danıştay’ın içki yönetmeliğiyle ilgili kararı hakkındaki düşünceleriniz?
Kesinlikle bu konunun üzerine yeniden gideceğiz, biz Danıştay’ın bu kararını doğru bulmuyoruz.