Halil Necatioğlu
Mübarek üç aylar'dan Şa'bân-ı şerif içindeyiz; Ramazana az kaldı. Hem onbir ayın sultanı ve mü'minlerin sebeb-i gufranı ramazanın heyecanı içimize düştü; hem de Berâet Gecesi'nin telâşı gönlümüzü kapladı.
Şa'ban ayı, Resûlüllah SAS Hazretleri'nin ayıdır. Efendimiz bu ayda orucu çok tutardı; geceleri sabahlara kadar ibadet ederdi.. Hazret-i Aişe Vâlidemiz RA sebebini sorunca, buyurmuş ki:
"--Yâ Aişe! Bu ay, Melekül mevt Azrâil'e o sene içinde vefat edeceklerin yazdırıldığı aydır. Ben de ismimin ancak oruçlu iken kaydedilmesini seviyor ve istiyorum."
Ashâb-ı kirâm --rıdvânullahi aleyhim ecmaîn-- ve geçmiş evliyâullah büyüklerimiz bu ayda çok oruç tutar, çok Kur'an-ı Kerim okurlar, Peygamber Efendimiz'e çok salevat getirirler, afvü mağfiret olunmak için onu tevessül edinirlerdi. Zenginler zekâtlarını bu ayda fakirlere verip, onların ramazan orucu için kuvvetlenmelerini düşünürler; vâliler durumu şer'an müsâit mahkûmları hapisten âzad ederler; tüccarlar borçluların alacaklarını öder, hesaplarını kapatırlar; çoğu ramazan hilâlini görünce de gusül abdesti alıp i'tikâfa girerlerdi.
"Leyle-i Berâet" Berat Gecesi, Şa'ban ayının en mühim gecesidir. Yılın da en mübarek, en dikkat edilecek, ihyâ olunacak gecelerinden biridir. Meleklerin bayramıdır. Bu gece yeryüzüne çok rahmet, bereket ve hayır iner. Çok mü'minler afv ü mağfiret olunur; ancak şirke bulaşanlar, birbirlerine kin tutanlar, dostlar ve akraba ile ilgiyi kesenler, sihir yapanlar, kâhinler, ayyaşlar, gaspçılar, namusunu satanlar hariç!..
Berat Gecesi'nde eceller, rızıklar, hacca gidecekler, ölecekler, saidler, şakîler, senenin mühim olayları yazılır, tesbit olunur, kesinleşir. Kimi Allah'ın rahmetine erer, kimi mahrum kalır, kimi mükâfatlandırılır, kimi cezâlanır. Nicesinin kefeni hazırlanmıştır, o çarşıda alışverişte; kiminin kabri kesinleşmiştir, o gafilce eğlencededir. Nice gülen vardır, eceli yakındır; nice binâ vardır, sahibi toprağa girecektir. Nice cennet uman vardır, cehennemde yanacak; nice sevab uman vardır, ikaba uğrayacak; nice kâr bekleyen vardır, zarara çarpılacak...
Berat gecesi müthiş bir gecedir. Hasan-ı Basrî Hazretleri bu gecede evinden çıkmıştı; yüzü sapsarı, sanki kabre konulmuş da kalkmış... Sebebini sordular bu korku, hüzün ve kederin... Buyurdu ki:
"--Vallàhi, gemisi parçalanmış bir kimse benden daha fenâ durumda değildir. Çünkü, işlediğim günahlarımı biliyorum ama, iyiliklerimin kabul olduğundan şüphedeyim, aceb hâlim n'olacak diye telâştayım..."
Sevgili kardeşlerim! Bu mühim gece için öncelerden hazırlanın; oruçlar tutun, zekâtlar, sadakalar verin!.. Salât ü selâmlar getirin, çok zikir yapın, tevbe edin!.. Kur'an okuyun, nafile namaz kılın!.. Sıla-i rahim yapın, ağlayın, dua edin, Mevlâ'ya yalvarın da sizi bizi mağfiret eylesin... Adımızı Divân-ı Süedâ'ya kayıt buyursun... Bahtımızı güzel kılsın, rızkımızı bol versin... Nusretiyle bizleri ve mücahid kullarını takviye etsin, zaferlere erdirsin... Fütûhat ve füyûzata mazhar kılsın... Başımızdaki musîbetleri, belâları, cezâları, kötülükleri uzaklaştırsın... Bizleri iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin...
Yoksa, bu âlemin hây u hûyu gibi değil; dünya boş ve fânî, bâkî ve ebedî olan ahiret!.. Allah cümle Ümmet-i Muhammed'i nevm-i gafletten îkaz buyursun... Hakkı görüp ona uymayı, bâtılı sezip ondan korunmayı, ahirete iyi ve tam hazırlanmayı nasîb ü müyesser eylesin!..
İslâm, Ocak 1996