Hürriyet'in The Daily Best'e dayanarak yaptığı habere göre Zevahiri, İslam dünyasından övgü alan Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Müslüman bölgeleri koruma konusunda Kanuni Sultan Süleyman ile kıyaslanamayacağını belirtti.
El Kaide’nin beyni olarak da bilinen Zevahiri, 2010’un ilk yarısında El Kaide’nin internet üzerinden yaptığı yayınlarda neredeyse hiç görülmüyordu.
Geçen hafta yayınlanan bir video görüntüsüyle yeniden gündeme gelen Zevahiri, 2009’da öldürülen El Kaide’nin liderlerinden Mustafa Ebu el Yezid’e, ABD’nin Afganistan ve Pakistan’da yenilgiye uğratılacağı sözü verdi.
Zevahiri, Yezid’le birlikte ‘ABD ve Yahudi ajanı’ olarak tanımladığı Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat’a karşı 1981’de düzenlenen suikastta yer almıştı
FİLO BASKINI VURGUSU
Zevahiri, konuşmasının büyük bir bölümünü İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ambargoyu yarmaya çalışan Türk filosuna ayırdı. Ancak, Zevahiri, Türkiyeli liderleri Gazze’deki ablukanın kaldırılmasına yardımcı olmak için övmek bir yana, çok az şey yaptıkları gerekçesiyle eleştirdi.
Zevahiri “Osmanlı İmparatorluğu Müslüman bölgeleri korumak için ordularını ve tüm filosunu gönderirdi” dedi ve bugün Türkiye’nin ancak İsrail tarafından “kurtlar arasında kalmış sığır durumuna düşürülen” bir avuç gemi gönderebildiğini söyledi.
El Kaide’yi daha da sinirlendiren şey ise, Erdoğan’ın bu örgütün acımasız şiddet içeren cihat anlayışıyla çelişen ılımlı, şiddet yanlısı olmayan İslam’ı temsil etmesi.
“Türk insanı Osmanlı İmparatorluğu’nun İslam’ı ve özellikle Filistin’i savunmakta gösterdiği göz kamaştırıcı rolünü üstlenmeli” diyen Zevahiri’nin Osmanlı için sarf ettiği övgülerin sınırı yok.
“Onlar ‘açgözlülere’ karşı duran kutsal savaşçılar ve “yaklaşık beş asır İslam’ın savunucularıydı” diyen Zehaviri, bugün ise Arap devletleri ve Türkiye’nin Kanuni Sultan Süleyman’ın orduları ve donanmaları yerine sadece birkaç gemi toplayabildiğini belirtti.
‘ERDOĞAN BİR KANUNİ DEĞİL’
‘Erdoğan bir Kanuni Sultan Süleyman değil’ diyen Zevahiri , ‘O da Sedat gibi sadece savaşa girmemek için taviz verenlerden biri’ ifadesini kullandı.
Zevahiri ve El Kaide çok uzun zamandır Osmanlı’ya hayranlık duyuyor. Zevahiri defalarca Osmanlı’nın Viyana’nın kapılarından Arap Denizi’ne kadar hüküm sürdüğü altın çağa değindi. Ona göre Osmanlı’nın bu dönemleri, İslam’ın yeniden canlandırması gereken bir model olmalı. Bu, İslam dünyasını ya da en azından büyük bir kısmını bir araya getiren halifeliğe dönüşmeli, Batı’yı geri püskürtmeli ve uluslararası politik sahnede bir oyuncu haline gelinmeli.
Zevahiri, Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini, İslam’ın bugünkü zayıflığına yol açan darbe olarak gördüğünü belirtti ve yenilginin İslam dünyasını hala üzerinden atmaya çalıştığı “psikolojik mağlubiyet ve ideolojik çöküş dalgası” içine soktuğunu söyledi.
HAYAL AMA ÇILGINCA DEĞİL
Bazıları Zevahiri’nin sözlerini ve El Kaide’nin tarihi talep listesini çılgın fanatiklerin tutarsız sözleri olarak göz ardı edebilir. Ancak Zevahiri’nin Osmanlı’ya olan tutkusu daha derin bir şeyi de gözler önüne seriyor. El Kaide’nin üst düzey liderleri erken çağlarda Arabistan’da var olmuş bir nevi hayali devlet oluşturmaya çalışmıyor.
Onlar, İslam’ın tıpkı Osmanlı’nın yüzlerce yıl boyunca gerçekleştirdiği gibi egemen güç olmasını istiyor. Bunu elde ederlerse İsrail’i yok edebilir ve yeni halifelikleri için İspanya ve Çeçenistan gibi kaybedilmiş toprakları elde edebilirler.
Bu fikri destekleyenler yalnız değil. Pakistan’daki müttefikleri Leşkar-i Tayyibe, Osmanlı’nın Batı’da yükselişte olduğu dönemde Hindistan’ın büyük kısmını yönetmiş olan Babür İmparatorluğu’nu kurmak gibi çılgın fikirlere sahip. Onlar gibi Endonezya’daki bazı cihatçılarda Güneydoğu Asya’yı kontrolüne alacak bir halifelik fikri taşıyor.
Tabi ki tüm bunlar asla gerçekleşmeyecek hayallerden ibaret. Ancak düşmanların kafasının içine girmeniz ve ne istediklerini anlamak, bazen cihatçı kâbusların içinde dolanmanıza neden olsa da önemli bir şey.
* Saban Ortadoğu Çalışmaları Merkezi’nin üst düzey üyelerinden Bruce Ridel’in “The Search for al Qaeda: Its Leadership, Ideology and Future” kitabından alıntılanmıştır.