Gökhan KARA'nın haberi
Değeri 500 milyon euronun üzerinde olan şirketler arasında Çin’de üretim yapan da var. Yüzde 80 anlaşmaya varılan şirketlerin adı fiyatın artmaması için gizli tutuluyor
Otomotivde bir marka haline gelen Türkiye, yan sanayisiyle de 2010’u bir sıçrama tahtası olarak kullandı. Kriz döneminde yaptığı hızlı manevralarla yeni pazarlara giren otomotivciler, yurtdışında şirket satın alıp, 2011’de Türk yan sanayisini globalleştirmenin en büyük adımını atacak. Tacikistan’da üretim yapan, Alman BMW başta olmak üzere Avrupa’daki birçok markaya yedek parça satan ve en son Meksika’ya davet edilen yan sanayiciler, 3 Alman şirketle masaya oturdu. Konu hakkında bilgi veren Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Celal Kaya, sektörün 2009’da çok sıkıştığını fakat 2010’da büyük bir atılım yaptıklarını söyledi.
2010’da dışa açıldık
Bu hızın 2011’de de devam edeceğini vurgulayan Kaya, “Yoğun bir yıl yaşadık. İyi bir şekilde tamamlıyoruz. Türk otomotivi için yerlilik oranının artması çok önemli. Bir ürün Türkiye’de yapılıyorsa, o bir platform oluyor ve yurtdışındaki işlerde de model alınıyor. Artık tavanı delip yukarı çıkmalıyız” dedi. 2010’da Taysad olarak süratlice dışarı açıldıklarını ifade eden Kaya, “Almanya’da görüşme yapan 3 yerli yan sanayicimiz var. Bunlar fabrika satın almak için görüşüyorlar. Toplamda 500 milyon euronun üzerinde bir yatırımdan bahsediyoruz. Biri global bir şirket. Çin ve Hindistan’da fabrikaları var. Alınırsa bu ülkelerin üretimleri de Türkler’e geçecek. Şu anda anlaşma durumları yüzde 80’lerde” diye konuştu. Bu şirketlerin alınması durumunda Türk yan sanayisinin globalleşeceğini söyleyen Taysad Başkanı, şöyle devam etti: “Firmayı satın alınca diğer ülkelerdeki fabrikaları için de üretim yapabiliyorsunuz. Bu yan sanayicimizin dışarıda da artık iş yapabileceğini gösteriyor. En büyük rakip olarak gördüğümüz Çin’de hiç olamadık, ama bundan sonra olacağız. Görüşmeler yaklaşık 2 aydır sürüyor. Pazarlık kolay olmuyor. Bu tip satın almalarda şirketlerin tüm sorumlulukları sizin oluyor. Anlaşmalar yeni yıla kalacak. Ocak ayı içinde sonuca varılacağını düşünüyoruz. Olumlu bir sonuca varılmadan da şirket isimlerini açıklamak istemiyoruz.”
Yerli üretimi artırmak şart
Bu yıl iç pazarda 750 bin adetlik satışın öngörüldüğünü ifade eden Kaya, "Bunun 250 bini yerli, 500 bini de ithal araçlardan oluşuyor. İthalat yapmamız şart ama biz diyoruz ki ithal ettiğimiz araçların yerlilik oranını artıralım" dedi.
Devletin, bu 500 bin araca 'benim ülkemden ne alıyorsun' diyebilmesi gerektiğine işaret eden Kaya, "Yeni bir projenin üretimi başladığında lansmanda yerlilik oranı ortalama yüzde 30-35 seviyesinde. Bu maalesef ileride artmıyor, öyle kalıyor. Türkiye'nin bir ana sanayisi olmadığına göre yan sanayiciyi kim koruyacak? Burada devlet korumacı olmalı. Eğer gelen araçlara belli bir oranda parça üretebiliyorsak, bu cari dengeyi olumlu etkileyecektir. Bu 500 bin aracın yüzde 30'luk kısmını Türkiye'de üretsek, Oyak Renault'un yan sanayisi kadar bir pazar olur. Offset diye adlandırdığımız yeni projemiz ile yüzde 30'a yakın yerli üretim olmalı diyoruz. Türkiye'ye araç satan bir marka, bizden bu araçların yüzde 30'u kadar parça almalı. Bu sayede Türk yan sanayisini ayakta tutabiliriz" şeklinde konuştu.
Dünya devi Kamaz da geliyor
Rusya'da ciddi bir gelişim olduğunu vurgulayan Celal Kaya, "165 bin üretimli dünya devi Kamaz, mart-nisan aylarında geliyor. 2011'de bu tip yatırımlar daha da artacaktır" dedi. İran'ı Türkiye için ciddi bir fırsat olarak gördüklerini ifade eden Kaya, şöyle devam etti: "Üretimi durdurmuyor ama lokalleşmeye de izin vermiyorlar. Bu Türkiye için ciddi bir fırsat. Bunu değerlendirmeliyiz. Çinli firmaların üretimleriyle de çok yakından ilgileniyoruz. Daha önce Kore için Avrupa'ya açılma kapısı olacaktık ve olduk da. Ama sonrasında kapıda menteşe olarak kaldık, yeni yatırımlarını çekemedik. Yatırım başka ülkelere kaçtı. Çin'de de aynı durumu yaşamak istemiyoruz."
OTOSTOP.com