Aziz Üstel'in yazısı
Bizim millet bi kez siyasete sardırmaya görsün! Hele de seçimler yaklaşınca!
Dünyanın hangi köşesinde olurlarsa olsunlar laf havadan sudan, futboldan mutboldan başlıyor ama sonunda mutlaka siyasete kilitleniyor.
Dünyanın en büyük AVM’si olduğu öne sürülen ‘Dubai Moll’da, oturmuş kahvaltı ederken, bizim millet gene yan masalara tünedi. Allah inandırsın seni, hemen kafamı Khalej Times Gazetesi’ne gömdüm, başladım okumaya. Ama ne mümkün!
Daha üç beş dakika geçmiş geçmemişti ki, Doktor Kaya Bey’le Emlakçı Harun Bey benim masaya rampaladı.
Selam sabahtan sonra, ben gene gazeteme döndüm. Onlarsa, başladılar Erdoğan-Kılıçdaroğlu muhabbetine.
Kaya Bey doktor moktor ama hani laf aramızda, demokrasiden nasibini almamış pek; tam akça pakça Türk; beyazdan da öte yani!
‘Bana sorarsanız üniversite mezunlarının oyu iki hatta üç sayılmalı...
Lise mezunlarınınsa bir...’
Harun Bey kıpkırmızı kesiliyor:
‘Yok yahu! Ben ortaokul mezunuyum! Benim oyum bu hesapça... Sıfır mı sayılacak?!’
‘Hadi ortaokul mezunlarınınki de bir sayılsın... O da senin güzel hatırın için!’
Gülümsedi Doktor Bey muzip muzip alaycı gözlerle baktı arkadaşına:
‘Bak Harun Bey, eğer üniversite mezunlarının oyu iki sayılırsa senin Tayyip Bey’in hayatta seçim kazanamaz!
Kılıçdaroğlu fark atar fark!’
Emlakçı Harun Bey başını salladı, tövbe Yarabbi gibilerden:
‘Doktor Bey sen niye Kılıçdaroğlu`na oy atacaksın? İktidara gelirse ne yapacak bi fikrin var mı?’
Bu kez kıpkırmızı olmak sırası Kaya Bey’de:
‘Var tabi!’
Harun Bey gülüyor:
‘Dış siyaset konusunda ne yapacak?
Değiştirecek mi Türkiye’nin yolunu yönünü?’
Kaya Bey şöyle bi düşünüyor. Aklına bi şey gelmiyor ki bana dönüyor:
‘Aziz Bey sen cevap ver şuna!’
‘Beni karıştırmayın... Ben sadece dinleyiciyim.’
‘Değiştirecek... Ekseni kaydı memleketin... Yeniden Batı’ya dönecek Türkiye yüzünü...`
Kahkahayı koyuveriyor Harun Bey:
‘Yahu nereden uyduruyorsun bunları? Bazı köşe yazarlarının papağanı gibisin valla Doktor Bey! Pekala, vazgeçtim dış siyasetten... Güvenlik, milli savunma, sanayileşme, üçüncü Boğaz Köprüsü, ekonomi... Ne bileyim ben...
Yeni anayasa...
Bu konularda neler yapacak senin adam iktidar olursa?’‘Her şeyden önce Üçüncü Köprü’ye karşıyız... Senin tayfa malı götürecek diye köprü mü yapacağız?’
‘Kim benim tayfa?’
‘AK Particiler...’
‘Dur hele; ben partili değilim. Sadece Tayyip’in yaptıklarını beğeniyorum o kadar!
Hem söylesene doktorum, AK Partililer malı nasıl götürüyor?’
‘Köprünün bağlantı yolları onların arazilerinden geçecek.’
‘Nereden biliyorsun? Yahu ben emlakçıyım... İstanbul’da ne kadar arazi kimin, sana anında öğrenirim. Öyle kulaktan dolma laflarla konuşma, yakışmıyor valla. Demirel ilk köprüyü, Özal ikincisini yaparken de aynı palavraları dinledik. Fena mı oldu iki köprü yapıldı? Hala arabalı vapurlarla mı geçip duracaktık Bogaz’ı? Ha az kaldı unutuyordum. Söyler misin Kaya Bey, Marmaray kimin arazisinden geçti?’
***
Baktım bu tartışma daha çok sürecek....
Ta seçimlere kadar. İzin isteyip kalktım masadan. Yarım yamalak ‘güle güle’ dediler ve tartışmayı sürdürdüler’ hiç aralık vermeden.
Ama, laf aramızda, Kemal Kılıçdaroğlu, Doktor Kaya ve arkadaşlarına biraz cephane yetiştiremezse, yani iktidar olursa neler yapacağını bir bir anlatamazsa Haziran’a kadar, işi zor. Kaya Beylerin sayısı artacağına azalır hepten. Dahası, ‘benim oyum iki, hatta üç sayılsın, onlarınki bir...’ gibi abuk söylemlerden öte tutunacak dalları kalmaz.
Star Gazetesi