Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G.Kore'ye giderken yaptığı "Dershaneler kapanacak" açıklamasının ardından başlayan tartışmalara son noktayı koydu.
Türkiye gazetesinden Nuh Albayrak'ın haberine göre; Güney Kore yolunda "Dershaneler kapanacak" açıklamalarının ardından Türkiye'de büyük bir tartışma başladığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda parti içinden gelen "kapanmayacak, ihtiyaç kalmayacak" beyanatlarına da açıklık getirdi. Erdoğan, "Dönüş yok, dershaneler kapanacak" diyerek son noktayı koydu.
DERSHANELER GELSİN OKULLAŞSIN
Konunun uzun süredir müzakere edildiğini belirten Erdoğan, "Belki neticelendirilmediği için bazı arkadaşlarımız 'olmayacağı' yönde fikir beyan etmiş olabilirler. Ama bunun yol haritasını belirleyeceğiz ve devam edeceğiz. Biliyorsunuz lider istikameti verir, ondan sonrası alttakilere aittir. Onlar da çalışırlar, bütün hazırlıklarını yaparlar, ona göre yola girilir. Bu bizim için yeni bir şey değil. Biz her zaman şunu söyledik; Vatandaşımızın bu noktada ezildiğini görüyoruz. Bu çok ciddi boyutlara ulaştı. Üniversite hazırlık kurslarımız için iyi bir imkân oldu. Ama artık diyoruz ki; bu güne kadar belli bir doyuma ulaşmıştır. Şimdi bu dershaneler gelsinler okullaşsınlar, zaten bu noktada ihtiyacımız var. Burada onlardan hizmet alımı ile tekrar bir koordine söz konusu olabilir" diye konuştu.
MERDİVEN ALTI ÜRETİMİ GİBİ
> Bir dershane temsilcisi "Türkiye'de sadece 20-30 dershane okul olmaya müsait" şeklinde açıklama yaptı.
Bina önemli değil, elinde gerçekten eğitime uygun öğretmen kadrosu varsa yatırım yapar veya uygun bir bina kiralar. Dershanecilik, merdiven altı üretime dönüşmüş durumda. Bakıyorsunuz apartmanın bir katını tutuyorlar, orada dershanecilik yapıyorlar.
> 4+4+4 konusunda bir anket çalışması yaptınız mı?
Çok farklı anket gruplarıyla değerlendirmeler yaptırdık. Nimet Hanım'ın bakanlığı döneminde yaptığımız Eğitim Şurası'nın bir neticesiydi. Oradan hareketle bu çalışmalar başladı. Arkadaşlara 'Dünyadaki uygulamaları da getirin' dedim. Amerika, Uzak Doğu, Avrupa bu konuya nasıl bakıyorlar, onların uygulamaları ne... Onlara da baktık ve bütün bu uygulamalar neticesinde, ayrıca bizdeki bölgelerin eğitime yaklaşım tarzına baktık. Taşımalı eğitimi ilk defa biz başlattık. Niye getirdik, ta mezradaki çocuklarımızı eğitim ile tanıştıralım diye getirdik. Hiçbir iktidar bunu yapmadı. Eşimle beraber "Haydi Kızlar Okula" kampanyasını başlattığımız zaman okuma yazma bilmeyen kızların kadınların sayısı 780 bin idi. Şu anda 300 bin civarına düştü. Öğretmenlerimizin aldığı ücretler, ilk göreve başlayanlarınki 800 TL filandı. Şimdi ilk göreve başlayan öğretmen, ek ders ücretleri filan hariç 1400 TL maaş alıyor. Kore'ye giderken sizlere burada ilk kez açıkladığım gibi, 'hizmet alımı' ile de süreci başlatalım istedik. Eğitim ve öğretimi böyle başlattığımızda, hazır bir alt yapı imkânı bulacağız. Hemen anında özel okullara da çocuklarımızı gönderebilme şansı yakalayacağız. Bazı yerlerde okul inşa edilmiş, öğretmen vs. var ama öğrenci bulmada sıkıntı yaşanıyor. Yani özel okullara öğrenci yönlendireceğiz ve her öğrenci için hastanelerdeki gibi belli bir ücret ödeyeceğiz.
> Dün bir gazetede, "Özel okul öğrencilerine süt de yok" diye bir haber vardı, yok mu gerçekten?
Arkadaşlarımız o konunun sinyalini aldılar. (Ücretsiz kitap ve diğer hizmetlerin) imkânlarını araştırıyor, üzerinde çalışıyorlar.
> LYS ve YGS kalkacaksa üniversiteye girişler nasıl olacak?
Okul başarı puanları gibi kriterlerle öğrenciler liseden sonra üniversiteye girecekler. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'nın da YÖK'ün de alt yapı çalışmaları var.
> İran ve P5 arasındaki nükleer kriz görüşmelerine ev sahipliği yapma talebimiz kabul gördü mü?
İran'ın nükleer çalışmalarına ilişkin P5+1 toplantısının İstanbul'da yapılması teklifimiz kabul gördü. Ashton, bizzat kendilerinin kabul ettiğini söyledi. İran da daha önce kabul etmişti.
TEMENNİM KESİNTİSİZ ANAYASA
> Dış basında Türkiye'nin yeni bir anayasa ihtiyacına vurgu yapan yayınlar var. Yeni Anayasa çalışmaları nasıl gidiyor?
Meclis Başkanı Cemil Bey'le görüştüm. Ciddi bir hızlanmanın varlığından söz etti. Nisan'da yazılımına geçmeyi planladıklarını söyledi. Temennim 'kesintisiz anayasa'
> Anayasa konusunda bir uzlaşmama riski var mı?
Tabii ben uzlaşmayla bunun halledilmesi yanlısıyım. Umarım Meclis'te grubu bulunan dört partinin temsilcileri, STK'ların da görüşlerini aldıkları bu komisyonda uzlaşmayı başarırlar. Bu işi tamamlayabilirlerse çok daha güçlü bir Anayasa ortaya çıkar.
> Diğer partilerin kırmızı çizgileri var. Bir B Planı'nız var mı?
Arkadaşlara 'Bu süreci tıkayan biz olmayalım' diye söyledim. Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Herkesin kırmızı çizgileri nedir görelim. Kısa süre önce milletin onayından geçen 26 maddelik bir paket var. Bunu geri çekemeyiz. Bunu zenginleştirelim, buna varız tabii. 4 parti uzlaşamazsa, B Planı, uzlaşabilen partiler ne yapabilir onu görmek olur.
CEZAYI ŞAHISLAR ALMALI
> Özgür Gündem'in kapatılması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Kurumların kapatılmasına sıcak değilim. Failler cezalandırılmalı, tüzel kişiler değil. Siyasette de böyle. 4-5 kez kapatıyorsunuz, yenisi kuruluyor.
> Şike konusunda da siz 'suçun şahsiliği' vurgusunda bulunmuştunuz?
Doğru, Platini'ye söyledim. O da 'Haklısınız ama uygulama böyle' dedi. Ben de 'Düzeltelim o zaman' dedim. Şike sahaya yansımış mı bakılır ve karar ona göre verilir. Aksi halde kulübü cezalandırmak neden? 8 takım birden ligden düşerse ne olur, futbol biter. Ceza davası ile futbol federasyonunun kararını birbirinden ayırmak lazım. Platini'ye de İngiltere örneğini verdim. Orada holiganlar yüzünden Theatcher İngiliz takımlarının Avrupa'ya çıkışını 5 yıl yasaklamıştı.
KADDAFİ'YE ÜZÜLDÜM
Esad gibi Kaddafi ile de defalarca konuştuğunu belirten Erdoğan, "En son görüşmemizde, diyorsun ki 'ben liderim', ne kadar güzel... O zaman, halkınızın tasvip edeceği bir ismi bize verin, biz muhaliflere bu ismi verelim ve kan dökülmeden bu işi bitirelim' dedim. 'Siz El Cezire'nin yalanlarına aldanmayın. Bu işi kısa zamanda bitiririz' dedi. Daha sonra oğlu ile konuştum. O da benzer şeyler söyledi. Hatta biraz daha ileri giderek, 'Biz bu işi pazar günü bitiririz' dedi. Netice ortada, kendileri bitti. Ama biz buna rağmen Kaddafi'nin sonunun bile böyle bitmesine çok üzüldük" diye konuştu.