10.09.2022 tarihinde Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Genç Kahvede gerçekleşen programa TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, yönetim kurulu üyeleri, Doğan’ın arkadaşları ve dostları katıldı.
Türkiye Yazarlar Birliği web sitesinden haberin detayı:
TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan açılışta yaptığı konuşmada “vefa ve hatırlama”nın önemine vurgu yaptı.
Ülkemize hizmet etmiş değerlerin bu dünyada iken onura etmenin, onları hatırlamanın, kadirbilirliğin son derece kıymetli ve anlamlı bir davranış olduğuna ve bu anlamda yaşayan değerlere sahip çıkmanın önemine vurgu yapan Genel Başkan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü: “TYB’nin önemli ve sürekli faaliyetlerinin başında gelen ve gelenek haline gelen “Yaşayan Yazarlara Saygı” programlarımızda; Kültürümüze, sanatımıza, edebiyatımıza katkılar sağlamış yazarların hayatı ve eserleri konuşuluyor, dostları hatıralarını paylaşıyor. Bunun en güzel örneklerinden biri ve ilki 1 Ocak 1993'te tarihinde ünlü yazar Tarık Buğra için düzenlendi. Ankara’da Millî Kütüphane salonunda yapılan “Tarık Buğra ile 75 Yıl” konulu toplantı yaşayan değerlerimizi anmak bakımından gerçekten çok önemliydi.” dedi.
“Kurucu ve şeref Başkanımız; 45 yıldır her zaman burada olan, TYB’nin bugünlere gelmesinde çok önemli katkısı olan D. Mehmet Doğan ağabeyimizin de yetmiş beşinci yaş yılını da dostlarıyla, arkadaşlarıyla analım istedik.” diye konuşan Genel Başkan Arıcan, “Aslında Mehmet ağabey bu tür, kendisiyle ilgili programların yapılmasını istemez, arzu etmez. Bunu biliyoruz. Ama yine de kendisinin haberi olmadan bu program için hazırlık yaptık. Mehmet ağabeye sağlıklı, uzun ömürler diliyorum. Katılımlarınızdan dolayı da hepinize teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum.” ifadelerini kullandı.
Nurettin Topçu malum bir hareket felsefesi hareket ekolü kuran bir düşünce adamı, bir büyüğümüz onun açtığı yoldan biz buralara geldik, onun çıkardığı dergilerde yazdık, o şöyle diyordu: “Yarınki Türkiye’nin kurucuları yaşama aşkından çok yaşatma aşkına gönül vermiş ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır.” D. Mehmet Doğan’ın ikinci referansı Mehmet Âkif Ersoy’dur. O’nun açtığı yolda onun gösterdiği istikamette çalışmalarını yapmıştır M.Âkif Ersoy’un Ankara’daki İstiklâl Marşını yazdığı Tacettin Dergâhında 1978’de Yazarlar Birliğinin kurucularından biri olan Mehmet Doğan aynı yıl 27 Aralık’ta M.Âkif’in ölümü dolayısıyla onun İstiklâl Marşını yazdığı mekanda bir eylem başlatmıştır ve o öyle devam ediyor 44 yıldır. Doğan’ın cesareti hayranlık uyandıracak mukavemeti hayranlık uyandıracak istikameti dosdoğru Mehmet Âkif İnan gibi. Onunla dost olmak ayrıcalıktır.
Sayın D. Mehmet Doğan’ı tanımayan yoktur diyebilirim. Biz sayın Doğan’ın sözlüğü kütüphanelerde şairlerin elinde dolaşmaktadır. Doğan’a gerçekten bambaşka bir sevgi ve muhabbetimiz var. Onunla 1990 yıllarında tanıştım. D. Mehmet Doğan’a nice başarılar uzun ömürler dilerim.
Dr. Necmettin Türinay: Atilla Maraş’ın da söylediği gibi D. Mehmet Doğan’la bizim şöyle böyle 45 yıldır tanışıklığımız var. Türkiye Yazarlar Birliği kuruluşu için camiamızın muhtelif kesimlerinden dostlar arkadaşlar şairler bir grup insanla bir araya geldik. Çalışmalarımız ilerledi bu grubun arasından bir başkan seçilmesi gerekiyordu.
Ben şahsen şöyle bir göz gezdirdim aramızda meğer yayınlanmış kitabı olan iki kişi vardı biri Doğan birisi de Mehmet Cemal Çiftçigüzeli idi. Seçilecek kişi gönül insanı olmalıydı, herkesi kucaklamalıydı. İşte o açıdan düşününce içimizde gerçekten bu yönetimi temsile layık bir insan olarak Doğan’ı görmüştüm. O sırada Batılılaşma İhaneti’ni yayınlamıştı. Dolayısıyla,
D. Mehmet Doğan’ın tüzel kişiliğin başkanlığına getirilmesi aklın ve mantığın icap ettirdiği bir şeydi ve bu düşüncelerle ben D. Mehmet Doğan’ı başkanlığa uygun olacağını arkadaşlarımıza ifade ettim ve her birisi tarafından da kabul gördüğünü söyleyebilirim. Dolayısıyla D. Mehmet Doğan Yazarlar Birliği’nin, yeni kurulan bu birliğin başkanlığını üstlendi.
Elbette Mehmet abinin büyük bir payı var onun bu kuruluşun sütunu olduğunu söylemek lazım, “evimizin direği” derler ya evin direği Mehmet abi. Allah sağlık versin uzun ömür versin. Bu kuruluşun burada durması garanti gibi görünüyor. Burada görev alan fedakarca Mehmet abinin yanında duran onu yalnız bırakmayan büyük abilerimiz var onların emeği unutulmaz. Mehmet abiyi benim anlatmam makul bir şey değil yani o yüzden ben buraya gelmiş olmak için geldim. Mehmet abiyi selamlamak için ve onun dostlarını selamlamak için geldim,
Genelde Yazı adamları sosyal hayattan uzak durarak üretmeye çalışırlar. Mehmet Abinin şehir dışında ve başka ülkede yoğun geçen bir günün gecesinde yazı yazdığını çok gördüm. Bu herkesin yapabileceği bir durum değildir. Yazarlığından ve teşkilatçılığından taviz vermemesini öncü bir duruş olarak görüyorum. Her önemli programın açılışında yaptığı konuşmaların manifesto niteliğinde olması da hep dikkatimi çekmiştir. Sadece dil ve kültür alanında değil birçok alanda geniş bir müktesebata sahip olması da beni hep etkilemiştir. Mesela Kültür Kervanı vesileyle gezdiğimiz her balkan şehrine dair yaptığı değerlendirmeler birikiminin derinliğini daha yakından görmemize vesile oldu. Geçtiğimiz günlerde Mehmet Abinin ilk kitaplarını inceledim. Gençlik yıllarında derdi neyse şimdide aynı istikamette bir ömür sürmesi ve hayatını davasına adaması onu milletimizin ortak bir değeri kılmıştır. Yani Mehmet Doğan sadece TYB camiasının değil aziz milletimizin bir kıymetlisidir. Sebahattin Zaim Hoca imam "Güzel insanlar güzel müesseseler kurar; güzel müesseseler güzel insanlar yetiştirir"diyor. Bu güzel insanlar kendi duruşlarından kendi ruhlarınndan kendi güzelliklerinden karakterlerinden bir parça katarak kurumlara bir çizgi kazandırıyorlar.
TYB Mehmet Abinin kazandırdığı istikamet çizgisini ısrarla sürdüren müstesna bir kurumumuz olmuştur. Mehmet Doğan'ın varlığının TYB açısından ne mana ifade ettiğini hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Derneklerin vakıfların önünde kamil bir baş tutanın olmaması durumunda kurumların çıkan her rüzgara göre oradan oraya savruldugunu gördük. Bu manada Mehmet Abinin TYB'deki öncü rolünün kanaat önderliğinin öneminin gelecekte daha çok anlaşılacağına inanıyorum. Bu güzel program vesilesiyle Mehmet Ağabeye hayırlı huzurlu bir ömür diliyor 80. 90. Yaş gününde de bugün olduğu gibi burada bir arada olmayı temenni ediyorum. Hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.
Mehmet Doğan’ın Batılılaşma İhaneti özellikle 90’larda etkili olan Mete Tunçay Tek Parti kitabı ve Zürcher’in Milli Mücadele’de İttihatçılık kitabından evvel ve onlara da ilham olacak bir yakın tarih okuması ve eleştirisidir. Mehmet Doğan analizci bir isimdir; yazılarında mutlaka temellendirme yapar, tarihten, temel kaynaklardan, kitaplardan, dolayısıyla söyledikleri afaki değildir. Ben kendisini somut ve realist bulurum. Bu belki olumlu bir durum görülebilir onda biraz kurucu ve doktriner yönü zayıf görürüm. Polemik yazılarını da eleştiririm. Fakat Doğan, “İstiklal Marşımız milli mutabakat metni”dir gibi çıkışlarıyla, özellikle Türkçe konusunda günümüzde dirayetli tutumuyla köklerimizi ve müştereklerimizi koruma ve geliştirmeye gayret eder.
Hareket çevresinde Nurettin Topçu yanında Kemal Tahir, hatta Necip Fazıl’dan etkilenmiştir. İlk kaynakların Türk yorumları geleneğine Doğan’ı da ekleyebiliriz. Ben onun Ankaralılığını, kimseye eyvallah etmeyen, ihsan beklemeyen, kendi evini kendi yapan tutumunu çok değerli bulurum. O kitapla, yazıyla, fikirle varoluşunu kuran bir isim; Allah ömür ve sağlık verdikçe zaten kendisi sürekli eser vermeye devam edecektir.
Teşkilatçı Mehmet abimiz bu da ayrı bir şeye vurgulandı yani TYB’yi kurmak bu güne kadar getirmek gücünü karizmasını koruyarak günümüze kadar getirebilmek bunu devam ettirmek hakikaten çok anlamlı kendisine bu yönüyle de müteşekkiriz.
D. Mehmet Doğan bey ısrarla bu yakışmadı hatta daha da ileri giderek zaman zaman “yıkılması gerekir” diye ifade ediyor ama şunu düşündüm eğer Mehmet Doğan bey o binaya yıkılsın demeseydi mutlaka ki oraya daha çok bina eklenecekti ve de biz kendinin de arkadaşların da ifade ettiği gibi geleneklerimizi göreneklerimizi aynı zamanda maneviyatımızda yitirmiş olurduk bunu belirtmek istedim. Ülkemiz önemli sıkıntılı süreçlerden geçti; Ne kadar savrulsak da Mehmet Doğan gibi değerlerimiz ve TYB gibi kurumlarımız bu savrulmayı çalışmalarıyla önüne geçtiler.
Programın sonunda D. Mehmet Doğan da yaptığı konuşmada; “Bugün burada tanışıklığımızın elli yılını aşmış çok eski, kadim dostlarım, yaşdaşlarım var; genç arkadaşlarım da var. Bu bakımdan buradaki hazirunu çok bereketli görüyorum. Burada bulunmanızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. İnsanların böyle dostlarının olması, vefalı dostlarının olması büyük bir kazanç. Bu yaşa kadar en büyük kazancımız işte bu dostlarımızın olmasıdır. Onlar bizimle ilgili her şeyi güzel gördükleri için de güzel şeyler söylediler. Allah hepsinden razı oldun.” dedi.
Yazı hayatına 1970’li yıllarda başladığını ve ilk şiirinin lise yıllarında 1967 yılında yayınlandığını söyleyen Doğan ilk zamanlar; Sinema, edebiyat ve tiyatro eleştirileri yazdığını ama daha sonra çeşitli günlük gazetelerde fikir ve siyaset ağırlıklı yazılar yazdığını belirtti.
TYB’nin kurulma çalışmaları ve amacına ilişkin de konuşan D. Mehmet Doğan; “Kuruluş aşamasında çok emeğimiz olmasına rağmen başkan olmak istemedim. Çünkü yazı çizi işlerini sürdürmek istiyordum. Ama arkadaşlar başkanlık görevini bana tevdi ettiler, ben de bunu bir nöbet olarak gördüm. O zamanlar TRT Genel Müdür danışmanıyım. Ben de, iki yıldır gelir geçer diye düşündüm. Nöbeti aldıktan sonra bir de baktım ki; bırakmak doğru değil. Buna şu anlamda söylüyorum; tekerleği çevirmeye başlamışsınız, Arızalı yollar ve zor şartlar karşısında onu gerçekten hareketli hale getirmek gerekiyor ve taliplisi de yok. Çünkü sıfırdan kurulmuş bir kurum siyasi ve mali desteği de yok. İşte dokuzuncu genel kurul geldiğinde arkadaşlara başkanlığı bırakacağımı söyledim, listeden ismimi çıkardım ama arkadaşlar listeye ismimi dahil ettiler ve görevi kabul etmek durumunda kaldık. Bu arada TRÜK üyeliği söz konusu olunca, TYB emanetini benden sonraki arkadaşıma devrettim. Ama, TRÜK döneminde de daha sonraki zamanlarda da benden sonra başkan olan herkese, TYB’ne gereken ilgiyi gösterdim, destek verdim.” diye konuştu.
TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı ve Özel Çağrı Okulları adına da Kadir Kaya; D. Mehmet Doğan’a tablolardan oluşan çeşitli hediyeler sundukları programda katılımcılara pasta ve meyve ikramında bulunuldu.
Mahmut Erdemir