Londra'da Arapça yayımlanan El Hayat gazetesi yazarı Ziyad Bin Abdullah Elderis, son zamanlarda Arap ülkelerinde yayınlanan Türk dizilerinde çoğunlukla gayri meşru ilişkiler etrafında döndüğüne dikkat çekerek, bu dizileri izleyen Arapların Türkiye hakkındaki düşüncelerinin olumsuz etkilendiğini yazdı.
GAYR-I MEŞRU İLİŞKİYİ NORMALLEŞTİRİYOR
Elderis yazısında şu soruları soruyor: O halde Türk dizilerinin bu küçük tabloyu büyütmesine yol açan sebep ne? Bu sadece dramatik bir ihtiyaç mı, yoksa belirli bir grup için turizm pazarlaması mı? Yahut bizdeki Türk imajının lekelenmesi mi?
Diziler imajımızı bozuyor
LONDRA'DA Arapça yayınlanan El Hayat gazetesi yazarlarından Suudi asıllı Ziyad Bin Abdullah Elderis 16 Temmuz 2008 tarihli yazısında Türk dizilerini izleyen Arapların Türkiye hakkındaki düşüncelerinin olumsuz etkilendiğini öne sürdü. Elderis'e göre Arap ve Körfez ülkelerindeki izleyicilerin genci yaşlısı, erkeği kadını, şu an MBC ekranlarında gösterimde olan iki Türk dizisini, 'Kaybolan Yıllar' (Ihlamurlar Altında) ve 'Nur'u (Gümüş) izlemekle meşgul olduğu kadar, hiç bir şeyle meşgul olmamıştı. Ntvmsnbc sitesinde Türkçesi yayınlanan makalede, Türkiye'nin Arap dünyasındaki imajı ile dizilerdeki durumun çatışık bir durum sergilediğine dikkat çeken Elderis haklı olarak şu soruyu soruyor: Türk dizileri, en azından Türk toplumuyla ilgili alışılmış veya kültürel olarak sanılandan farklılık arz eden bir Türk ailesinin soysal yapısını sunuyor. Acaba hata Türk toplumuyla ilgili yanlış kanaatimizde mi saklı, yoksa dizilerde sunulan yanlış tabloda mı? Elderis yazısına şu ifadelerle devam ediyor: Adı geçen iki dizi çoğunlukla meşru olmayan cinsel ilişki ve evlilik kurumu dışı hamilelik etrafında dönüyor. Bu evlilik dışı hamilelik, babanın yemek masasında basit bir azarlamasıyla geçiştiriliyor. ...Peki araştırmacıların dediği üzere, doğulu adet ve geleneklerini sürdüren Türk toplumunun gerçek tablosu bu mu? Bu tür bir durumun Türkiye'nin imajını olumsuz etkilediğini belirten Elderis yazısında şu soruları soruyor: O halde Türk dizilerinin bu küçük tabloyu büyütmesine yol açan sebep ne? Bu sadece dramatik bir ihtiyaç mı, yoksa belirli bir grup için turizm pazarlaması mı? Yahut bizdeki Türk imajının lekelenmesi, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin kabulüne hazırlık bağlamında AB nezdindeki imajının iyileştirilmesi için mi?