Diyarbakır'ın Rizeli Valisi Hüseyin Avni Mutlu, bu önemli şehirde ilklere imza atan bir vali oldu. Bölge insanına devletin sıcak yüzünü gösterdi. DTP'lilerle bir araya gelmeme geleneğini yıktı. DTP'li Belediye Başkanı Osman Baydemir'le maça gidiyor, yan yana fotoğraf çektiriyor...
Diyarbakır'ın cesur valisinin kökleri Karadeniz'den. Rize'nin Fındıklı ilçesinden...
Lazca konuşan bir aileden geliyor, dili iyi biliyor ama konuşamıyor.
'Bir-iki Kürtçe kelime de öğrenirim, ne olacak?' diyen Vali Hüseyin Avni Mutlu, baskıcı bir yönetim yerine 'demokratik yönetimin' altını çiziyor.
- İki yıldır Diyarbakır'dasınız, gelirken gözünüz korktu mu?
Siirt Valiliği'nden buraya geldim. Bölgeyi, sıkıntılarını iyi bildiğimi düşünüyorum. Korkarak değil severek başladım. Atandığımda fevkalade mutlu olduğumu söyleyebilirim.
YÜRÜYÜŞLER ŞEHRİN KAZANIMI
- Baskıcı bir tarz izlemediğinizi anlıyorum...
Demokratik talepler ve yürüyüşler tabii ki olacak. Bunları şehrin kazanımı olarak görüyorum. Hem Diyarbakır'da hem Türkiye'de diyaloğun, paylaşmanın her şeyin önüne geçmesini önemsiyoruz.
- Diyarbakır büyük bir Hyde Park gibi olsun istiyorsunuz yani.
İdealimiz bu. Demokrat ruha sahip olan şehir, demokrat ruhun dışındaki hiçbir hareketi tasvip etmez.
- DTP'li Osman Baydemir'le yan yana gelmekten çekinmiyorsunuz. Tepkiler nasıl?
Belediye Başkanı Baydemir'le aramızda sıkıntılı bir tablo hiç olmadı. Bize karşı duruşu, saygı noktasında eksik görmedim. Bizim ona bakışımız da bir belediye başkanı bakışı olmuştur. Planlanmış, kurgulanmış şeyler değil bunlar. Tamamen samimidir. Medyaya bunlar şimdi yansıdı. Belki zamanlama itibarıyla sanki özel çaba varmış gibi görünüyor ama ilgisi yok. Vatandaşta mutluluk olduğu kesin. Devletini, belediyesini, şehrin yaşayanlarını birlik ve beraberlik içinde gösteren, Diyarbakır'ı bu yönüyle tanıtan tablo onları memnun ediyor.
- Özel sohbetleriniz oluyor mu?
Tabii ki oluyor. Aslında öncelikle algılamaları değiştirmek gerekiyordu. Başkanlar halkımızın seçmiş olduğu başkanlardır. Yaptıkları kamu görevinde yanlarında, yönlendirici olmak, hizmet noktasında işlerini takip etmek bizim görevimiz. Mesela 13 Ekim'de TOKİ başkanımıza birlikte gideceğiz Sayın Baydemir'le. Vilayetle, belediyenin bu konuyla ilgili yapacaklarını konuşacağız.
- DTP'liler bu görüntüye pozitif bakıyor mu?
Ben kimsenin söylemini siyaseten değerlendirmek durumunda değilim. Sözü öne alan, demokratik duruş sergileyen tavırları önemsiyoruz. Kendilerine de önerimiz budur. Yürüyün ama aranızda molotof atan üç kişi varsa onlara siz engel olun. Bu da sizin göreviniz.
- Açılım işinizi kolaylaştırdı mı?
Toplumun sıkıntısı var ve çözülmesi yolunda arzusu da var. Her çabayı insanımız önemsiyor. Kısa, orta, uzun olması fark etmez. İnsanımızın aceleciliği yok.
İLK FIRSATTA KÜRTÇE SELAM
- Kürtçe öğrenebildiniz mi?
Çok önemsemedim açıkçası. Rizeliyim, orijinde Lazlık var. Lazcayı anlarım. Ama konuşur musun dersen, konuşmuyorum. Eşim çok iyi konuşur. Öğrenmek için gayret etmedim. Çocuklarım da kendi istedikleri varsa öğrendiler. Vatandaşımla ben bilmesem de aynı dili konuşurum.
- Vali de Kürtçe konuşursa demokratik açılım tamamlanır herhalde.
İlk fırsatta öyle selam vereyim!
'Akıllı siyasetci, Kürtlerle tekrar buluşur
DTP Diyarbakır İl Başkanı Avukat Fırat Anlı'yla parti il binasında bir araya geldik. Anlı, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a önemli mesajlar gönderdi. 'Peki ya sosyal demokratların DEP hadisesi?' sorusunu ise Anlı, 'Denemeden bilinemez. Atatürk İngilizlerle anlaşsaydı tarihe geçer miydi?' diye yanıtladı.
-Uzatmadan herkesin aklındakini sorayım: Bölünmek, ayrılmak istiyor musunuz?
Türkiye'de yaşayan Kürtler ayrılıkçı çizgide değiller. Bunu ne kadar söylersek söyleyeyim Türkiye'nin yüzde 90'ını inandırma şansımız yok. Eğer ayrılıkçı olsalardı çoktan ayrılmıştık. Önünde durulamazdı. Sosyal olaylarda kimse kesin konuşamaz. Ama 80 yıllık, öncesinde bin yıllık bir durum var. Çok ciddi bir ayrılık kaygısının olmaması gerekiyor. Ayrılık şu an için gerçekçi değil. Çok güçlü birleşmelerin olduğu dünyada küçülmenin özellikle Ortadoğu'da kimseye faydası yok. Kürtlerin çok önemli bir kısmı TC yurttaşı olarak kendi kimliksel, kültürel, siyasal haklarını muhafaza ederek yaşamak istiyorlar.
-Sizin açılım paketinizin maddelerini nedir?
Bir tartışmanın yürütülmesi olumludur. Cumhurbaşkanı, Başbakan çok pembe bir tablo çizdiler. Toplumda beklentiye sebebiyet verdiler. Hükümet bu saatten sonra geri adım atarsa sadece Kürtlerin nezdinde değil Türkiye siyasetinde büyük sıkıntı yaşar. Sözüne güvenilmez duruma düşer. Dağ fare doğurursa Türklerin, farklı kesimlerin desteğini kaybedebilir.
ÇOK BÜYÜK UMUDUMUZ YOK
-Yine de umudunuz olduğunu görüyorum...
Umutsuz yaşanmaz. Karamsar siyaset yapamazsınız. Ama çok büyük umudumuz yok. Siyasi iradenin kararlı davranması ve diyalog önemli. Sadece Kürtlerle değil Karadeniz'le de İç Anadolu'yla iyi bir diyologla bunu çözeriz. Önyargı kuşatması altındayız. Kürtler Türklere, Türkler Kürtlere önyargıyla bakıyor. Bu yeni bir durum. Savaşın çok kızgın olduğu 1990'larda bile Kürtler, Türklere, Kürtler Türklere bu savaşın sorumlusu olarak bakmıyordu.
ERDOĞAN, ÖZAL'DAN ŞANSLI
Önyargıların kırılması için Türkiye'nin gerçekten iyi bir siyasetçiye ihtiyacı var. Erdoğan, bu konuda en şanslı siyasetçi ama nedense yapmıyor. Özal yapacağı dönemde neredeyse herkesin nefret ettiği bir siyasetçi haline gelmişti. Erdoğan'ın hala şansı var.
KAVGA ELBETTE OLACAK
Hırslı bir kuşak geliyor. İntikam alma duygusuyla büyüyor ve bilinçaltında saklıyor. Oysa konuşmak iyidir. Konuşalım, bırakın şok olsun. Ama rahatlatır, terapidir. Ölüm olmasın da kavga elbette olacak. Başkasının canını yakıp, camını kırmadıktan sonra akşama kadar herkes yürüsün. MHP de, 'Bütün dünya Türk olacaktır' deyip yürüsün, ne olacak?
Baykal tercihte bulunmalı
-Peki ya CHP, Deniz Baykal?
Ben samimiyetine inanmıyorum. Kendi söylediklerine bile inandığını sanmıyorum. Gönülden konuşmuyor. Sosyal demokrat bir parti üstelik. Allah aşkına bizim muhatabımız Baykal mı olmalı, Erdoğan mı olmalı. Akıllı bir siyasetçi, 'Kürtlerin taleplerinin savunucusu olayım, tekrardan buluşalım. 1987'de ayrılan Kürtler acaba geri döner mi?' diye düşünür.
-Ancak sosyal demokratlar bir DEP olayı yaşadı. Orada kırılan toparlanabilir mi?
Tercihte bulunmak zorundasınız. Sıtmaya mı razı olacaksınız ölüme mi? Denemeden hiçbir şeyi bilemezsiniz ki! Toplum yaşamında iz bırakanlar zaten beklenmeyen şeyleri yapabilenlerdir. Atatürk İngilizlerle anlaşsaydı yine cumhurbaşkanı olabilirdi ama tarihe geçecek bir insan olamazdı. Adnan Menderes asılmasaydı tarihe geçmezdi.
-Deniz bey kapılarını açarsa tarihi bir adım mı atacak sizce?
Ülkesini seviyorsa, insanlarını seviyorsa bir saniye bile izlediği politikayı sürdürmemesi lazım.
GÜNAH KÜRTLERİN
-AKP'deki Kürt milletvekillerinin desteklerini alıyor musunuz?
Mesele orijin olarak Kürt olmak değil, nasıl baktığınızla ilgili. Çok daha değerli Türk aydınları var. Kürt sorununda en fazla günah sahibi olanların başında Kürt kökenliler ya da kendisini öyle görenler geliyor.
RÖP:Deniz GÜÇER