Üniversitenin Başakşehir Yerleşkesi'nde düzenlenen "TercihFest" programına katılan tarihçi ve Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ile eski futbolcu Mesut Özil öğrencilerle bir araya geldi.
Afyoncu, burada yaptığı konuşmada, kendisinin sayısal okumasına rağmen tarihçi olmayı tercih ettiğini söyledi.
Neden tarihçi olduğunu anlatan Afyoncu, "Rahmetli babam öğretmendi, muazzam bir tarih kütüphanesi vardı. Tabii ki tarih dolu bir yerde olunca ilginiz de olunca sizi oraya yöneltiyor." dedi.
Prof. Dr. Afyoncu, kitaplı bir evde doğmanın önemine vurgu yaparak, "Türkiye'deki en büyük problem bu. Biz üç nesil okur yazarı oluşturmak zorundayız. Biz hala şu anda ikinci veya birinci nesildeyiz. Mesela yabancı tarihçilerle görüştüğümüzde arşivlerimizde çalışıyoruz. Adamın dedesi gazeteci." diye konuştu.
Bu yıl Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) üniversitelerin tarih bölümlerinde ciddi azaltmaya gittiğini ifade eden Afyoncu, şöyle devam etti:
"Benim size bir numaralı tavsiyem şudur. Mesela tıp fakültesine gidiyorsunuz. Sayısalda çok yüksek bir puan. O puanla tıp fakültesine gittiğinizde sıralama alıyorsunuz çünkü yanınızdakinin hepsinin kapasitesi sizinle aynı ama o tıp fakültesine gidecek çocuk arkeolojiye, antropolojiye, sanat tarihine, tarihe gitse ne olur? Efendim tarihi bitirdim ne olacak? Antropolojiyi bitirdim ne olacak? Öyle değil arkadaşlar. Orada şunu görüyorsunuz. İlk 10 bindeki çocukların anlayışı, koordinasyonu, zekası daha farklı. Ben bugünkü zekamla söylüyorum. Sıralama olma yerine kategori üstü bir bölüm seçerdim. İlginizin olduğu bir alan, puan çok düşük olsa bile tercih ettiğinizde sizi farklı bir kategoriye atacaktır. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Şimdi hiç istemediğin bir alana gidiyorsun. O seni zorluyor. Sevmiyorsun ama çok sevdiğin bir alana neden gidemiyorsun? Geleceği yok. Öyle değil arkadaşlar. Puanınızın ölçüsüne bakmayın."
Kendisinin Osmanlı tarihçisi olduğunu dile getiren Afyoncu, "Tarih, pozitif bilimler gibi ölçülüp biçilen bir alan değildir. Biz laboratuvarda olayları test edemiyoruz. Sizin tarih diye gördüğünüz şeyin bir özelliği nedir? Mesela size anlattığım hadise benim tasavvurumdur. Tarihçiyi tarihçi yapan iki argüman var. Birincisi iyi bir tarihçinin iyi bir metodu olması lazım. Araştırma nasıl yapılır? Onu bilecek. Tabii onunla ilgili altyapısı sağlam olacak. Osmanlı tarihçisi ise arşive girip o belgeleri bulmayı bilecek ve analiz yapabilecek. İkincisi eleştiri. Bilgileri eleştiri süzgecinden geçirmeden naklederseniz iyi bir tarihçi olamazsınız. Bunları bizim sağlamamız lazım. Tarih bir değişimdir arkadaşlar." ifadelerini kullandı.
- "Önemli olan sadece star olmak değil, en önemlisi adım atmak"
Mesut Özil ise çocuk yaşta futbola başladığını, Almanya'da doğup büyüdüğü için hayatında genç yaşlarda disiplinli olmayı öğrendiğini belirtti.
Başarısında ailesi, dostları ve inancının etkili olduğunu dile getiren Özil, şunları kaydetti:
"Disiplin her konuda önemli. Bir başarıyı elde etmek için disiplinli yaşamak zorundasınız. Elimden geldiği şekilde disiplinli yaşamaya çalıştım. Bir de önemli faktör şu var. Gençlere, her zaman futbol arkadaşlarıma diyorum. Önemli olan sadece star olmak değil. Bizim ülkede de farklı ülkelerde de öyle, insanları hemen şişirebiliyorsun, diğer sektörlerde de öyle insanları şişirip düşürebiliyorlar. En önemlisi adım atmak, kendine güvenerek adımları attığınız zaman, zaten dualarınla, Allah yolunu açar diyorum. Benim de öyle oldu."
Almanya'da futbol oynarken yaşadıklarına değinen Özil, şöyle devam etti:
"Almanya'da gurbetçi olarak yaşadık. Kariyerim boyunca da bizlere hissettirdiler. O yüzden ben çok kafama takmıyordum. Her zaman üstüne koyarak daha başarılı olmaya çalışıyordum. Bunu da başardığıma inanıyorum ama dediğim gibi hayatta en büyük desteğim annem ve ailemdi. Onların duasıyla ve inancıyla belirli bir yerlere geldim. Hamdolsun dediğim gibi güzel yollarda yürüdük. Bunlara da destek çıkarak, mesela Doğu Türkistan olsun, Filistin olsun. Bazı insanlar vardır sizi severler ama sevmeyeniniz de vardır. Önemli olan benim duruşum ve görüşümdür. İçimden geldiği şekilde davranmaya çalışıyorum. Benim kendimi kimseye ispatlamama gerek yok. Kendime göre belli sosyal paylaşımlar yaptım. Doğu Türkistan paylaşımlarından dolayı Avrupa'da çok baskı altında bulundum ama bunlara rağmen boyun eğmedim, hamdolsun aile kurdum. Allah bana çocuk nasip etti. Evlat yetiştirmeye çalışıyoruz. Bunlar bence daha önemli faktörler hayatımda. Şimdi de bu yolda yürümeye çalışıyorum."
Gelecekle ilgili hedeflerini anlatan Özil, "Allah nasip ederse Türkiye'de Spor Akademisi kurmak istiyorum. Yeni nesillere ve futbol sektörüne başarılar getirebileceğine inanıyorum. Hayırlısı olur inşallah." diye konuştu.
- "Arda Güler'in oynayış tarzını beğeniyorum"
Öğrencilerin "Sizin tarzınıza uygun genç yetenekler var mı?" sorusuna Özil, "Yetenek var. Benim hoşuma giden tarz Arda Güler'in oynayış tarzı. Genç yaşta Real Madrid'de oynuyor. İnşallah başarılı olur. Duamız desteğimiz her zaman yanındadır. Güzel bir kardeşimiz. İnşallah başarılı olur " dedi.
Mesut Özil, Fenerbahçe'de oynadığı döneme ilişkin soruya ise "Çok mutluydum. İmza töreninde de belli olmuştur. Çok hedeflerim vardı. Hem ülkemize geldiğimiz için, Fenerbahçe aşkından dolayı ama futbolda bazen oluyor. Maalesef kısa sürdü Fenerbahçe dönemim. Daha uzun isterdim ama nasip olmadı. Fenerbahçe için her zaman başarılar dilerim." diye konuştu.
"Türk Milli Takımı'nda görev almayı düşünüyor musunuz" sorusuna Özil, "Şu an düşünmüyorum. Benim hedefimde. Allah nasip ederse Türkiye'de akademi, genç nesiller için güzel bir şey yaratmak. O yüzden hedefim ilk önce o." yanıtını verdi.
Programın sonunda öğrencilerle toplu fotoğraf çekimi yapıldı.