Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem, "Ciddi, bir dil şuuruna ihtiyaç olduğunu hissettik. İşte, oradan yola çıkarak toplumda bir farkındalık oluşturmak, ülkenin karşı karşıya kaldığı sıkıntıları her ortamda ifade edebilmek için, böyle bir dernek kurduk." dedi.
Bu ay 100. sayısına Dil ve Edebiyat Dergisi'nin sunum, istişare ve değerlendirmesi için Fatih Belediyesi Çatladıkapı Sosyal Tesislerinde program düzenlendi.
Sinevizyon gösterimi ile başlayan programa, AK Parti İstanbul Milletvekili ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Genel Başkanı Ekrem Erdem, eski bakanlardan Atilla Koç, AK Partili milletvekilleri Ahmet Hamdi Çamlı, Belma Satır, Tülay Kaynarca, İsmet Uçma, Lokman Ayva, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, AA İstanbul Haberleri Editörü Hüseyin Altınalan ile AA İstanbul Ofisi İdari İşler Müdürü Sabri Çelebioğlu ve dergi çalışanları katıldı.
Programda konuşan Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem, "Dil ve Edebiyat dergimizin 8. yılı geride kaldı ve 100. sayıya ulaştık. İnanıyorum ve umuyorum, dua ediyorum, inşallah bizden sonra da bu tür çalışmalar devam eder, daha büyük sayılarda çeşitli toplantılar, inşallah bu çalışmalar değerlendirilir." dedi.
Dernek kurmaktaki amaçlarının, Türkçe'nin karşı karşıya bulunduğu yabancılaşma sorunları olduğunun altını çizen Erdem, Türkçe'nin yaşadığı en büyük sorunların temelinde, Türkçe konuşanların, dillerini yeterince tanımaması, diline sahip çıkmaması olduğunu vurgulayarak, "Ciddi, bir dil şuuruna ihtiyaç olduğunu hissettik. İşte, oradan yola çıkarak toplumda bir farkındalık oluşturmak, ülkenin karşı karşıya kaldığı sıkıntıları her ortamda ifade edebilmek için, böyle bir dernek kurduk." diye konuştu.
Sadece dernek kurmanın yetmediğini anlatan Erdem, "Bu dil şuurunu, topluma aktarabilmek, bir farkındalık oluşturabilmek için birçok faaliyetler gerekiyor. Şunu gururla ifade edeyim; derneğimiz bir tabela derneği değil." ifadelerini kullandı.
Eski bakanlardan Atilla Koç da "Süreklilik, devamlılık bizim dinimizin de bir emridir. Türk edebiyatının hala sesi soluğu, Varlık dergisidir. Çok eleştiriliyor, evet çok iş görüyor, çünkü hala devam ediyor." görüşünü dile getirdi.
Türk dilinin gramerinin halen yazılmadığını belirten Koç, şöyle devam etti:
"19. yüzyıla kadar Arap dili ve gramerinin öğretme usullerine uygun bir gramer yazılmıştır. Bundan sonra Batılılaşma, Tanzimat'la beraber kelime çeşitleri ve cümle bilgisi olarak, tamamen Batı'nın gramerlerinin usullerine göre gramer yazılmıştır. Üzülerek söyleyeyim, Türkçe'nin grameri yazılmamıştır. Meşrutiyetin yetiştirdiği bir büyük adam Hüseyin Kazım Kadri, 150-200 sayfalık Türkçe'nin ve Türklerin karakterine uygun olan bir gramer çalışması yapmıştır. Fakat o gramer çalışmasının bugünkü dile çevrilmesi için arkadaşlarımla çok uğraştık ama hala becerilmiş değildir. Bir gramer yapma hazırlığında olan ve büyük bir deha olan Hüseyin Kazım Kadri’nin, esasında o gramer kitabının, daha doğrusu kendi lugatının başında ek olarak yazdığını dahi bugünkü Türkçe'ye bile çevirmekten aciziz."
Dil ve Edebiyat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak ise "Türkiye’de en uzun ömürlü olan dergiler, Sebilürreşad kapandıktan sonra, Cumhuriyet döneminde çok sınırlı sayıda yayınlanmakta ve varlıkları çok sürdürememektedir." diye konuştu.
Dil ve Edebiyat Dergisini 100. sayıya ulaştıran Allah'a hamd eden İlbak, destek olan herkese de çok teşekkür ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu ülkenin zihin dünyasında bazen bir tek insanın zihnindeki kıvılcımla değiştirmek mümkün, buna biraz dikkatinizi çekmek isterim. Bugün bu ülkede iktidar olanlar, bir zamanlar Üstad Necip Fazıl’ın bir şiiriyle, sonra Sezai Karakoç’un bir mısraıyla bize seslendiler ve yüreklerde hissettirdiler. Bu kıpırtıyla da bir ülkeyi değiştirdiler ve değişimin eşiğine getirdiler. Onun için edebiyat insan hayatında, düşünce dünyamızda önemli bir yer işgal eder."