KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, İsrail ile Doğu Akdeniz'de ''münhasır ekonomik bölge'' anlaşması imzalayan Kıbrıs Rum tarafını ''aklıselime'' davet ederek, tek yanlı bu tür hareketlerin ciddi sorunlar doğurabileceği ve Türkiye'nin rızası alınmadan bölgede bu tür girişimlerin ''suları ısındırmaktan başka bir işe yaramayacağı'' uyarısında bulundu.
Özgürgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kıbrıs Türk halkını temsil etme yetkisi bulunmayan Kıbrıs Rum yönetiminin yapmış olduğu bu anlaşmanın kendilerine göre ''tamamen geçersiz'' olduğunu vurguladı.
KKTC devleti ve halkının Kıbrıs'ın üzerindeki ve çevresindeki bütün doğal kaynaklarla ilgili hareketlerde eşit ve ortak söz hakkına sahip olduğunun altını çizen Özgürgün, KKTC'nin egemenlik alanlarına giren petrol, doğalgaz ve diğer doğal kaynaklarla ilgili olarak ise sadece KKTC ile yapılan anlaşmaların kendileri için geçerli olduğunu vurguladı.
Söz konusu alanlarda Türkiye'nin de söz ve meşru hakları olduğunu ifade eden Özgürgün, Türkiye'nin rızası alınmadan yapılan bu hareketlerin Doğu Akdeniz'de süregelen barışı ve olumlu havayı olumsuz etkileyeceğini, Doğu Akdeniz'de ''suları ısındırmaktan başka bir işe yaramayacağını'' kaydetti. Özgürgün, ''Doğu Akdeniz'de suları ısındırır'' dedi.
-''RUMLARIN NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR''-
Rum tarafını ''aklıselime'' davet eden Özgürgün, tek taraflı bu tür girişimlerin ''ciddi sorunlar'' doğurabileceği uyarısında bulundu.
Tam teşekküllü müzakerelerin devam ettiği bu günlerde Rum tarafının yaptığı bu hareketlerin anlamlı olduğunu ve Rumların müzakerelerdeki niyetlerini açıkça ortaya koyduğunu kaydeden Özgürgün, ''Rum tarafı ciddi olarak masada mıdır?'' sorusunu bütün dünyanın sorması gerektiğini vurguladı.
Hüseyin Özgürgün, doğal kaynaklarla ilgili olarak, yapılacak olan bir ortaklıkta her iki tarafın eşit söz hakkı olduğunun BM görüşmelerinde bir anlayış olarak geliştiğine işaret ederek, ''ciddi bir müzakere sürecinin olduğu bir dönemde Rum tarafının bu tip hareketlerinin çözüm istiyor mu, istemiyor mu sorusunu gündeme getirdiğini'' söyledi.
Özgürgün, ayrıca Rumların bu tavrının Kıbrıs Türklerini bir azınlık olarak gördüğünü ve bir anlaşmada da ancak azınlık hakları vereceğini gösterdiğini ifade ederek, Rumların ''Ben adanın tek hakimiyim'' zihniyetinde olduğu için bunca yıl bir anlaşmaya varılamadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun kalp ameliyatı geçirmiş olması nedeniyle Kıbrıs müzakerelerinde bir aksama olacağını sanmadığını kaydeden Özgürgün, Eroğlu'nun sağlığına kavuşmasının ardından, müzakerelere kaldığı yerden devam edeceğini; bir an önce Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun sağlığına kavuşarak ülkeye dönmesini beklediklerini söyledi.
Kıbrıs Rum tarafının müzakere masasında hangi niyetle oturduğunun sorgulanması gerektiğini, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın Rum kamuoyuna verdiği mesajlarda Karpaz, Maraş ve Güzelyurt gibi yerleri ve 100 bin Rum'un dönmesini istediğini anlatan Özgürgün, Kıbrıslı Türklerin buna herhangi bir şekilde ''Evet'' demesinin mümkün olmadığını, ''bunların hayal olduğunu'' vurguladı.
Bir çözüm için iyi niyetle ellerinden geleni yaptıklarını, mülkiyet konusundaki önerilerinin Kıbrıs ile ilgilenen çevrelerde samimi bulunduğunu ve takdir gördüğünü, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminden işadamlarının da önerileri ''değerlendirilebilir'' bulduğunu ifade eden Özgürgün, ''Biz iyi niyetle masadayız, ama Rum tarafı ne kadar buna yakındır, ne kadar bunu istemektedir, o ciddi bir soru işaretidir'' dedi.
AA