Murat Selvi, "eşik bekçisi" kavramı üzerinden dijital çağın eşik bekçilerinin nasıl çalıştığını, toplumu nasıl etkisi altına aldığını ve bu duruma karşı alınması gereken önlemleri AA Analiz için kaleme aldı.
***
Bilgi çağı, toplumsal ve gündelik yaşamda köklü dönüşümler başlattı. Tüm toplumsal ilişkileri kuşatan bilgi yoğun süreç, bilgi üretimini ve iletimini daha önce görülmemiş boyutlara taşıdı. Bu durum büyük toplumsal geçişlere neden oldu. Dijital platformlar ve arama motorları hayatımızda merkezi bir yer işgal ediyor. Yüksek düzeyde veri iletimi sağlayan fiber optik kablolarla çevrili dünyamızda, adeta Marshall McLuhan'ın küresel köy kehanetinin gerçekleştiğini görüyoruz.
Dijital çağda kontrol
Eşik bekçisi, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla literatüre giren ve bu araçların toplumsal etkilerini irdeleyen bir kavram. İlk olarak, ailenin sofrasında hangi yemeğin sunulacağına karar vermede ev hanımlarının rolüne odaklanan bir çalışmayla ortaya çıktı. Ev hanımı, Kurt Lewin'in dikkate değer çalışmasında karar verme yetkisinin somut haliydi.
David Manning White tarafından yürütülen diğer bir araştırmanın da gösterdiği gibi, haber yayıncılığı dünyasında da haber editörü benzer bir rol oynuyor. Zamanla eşik bekçisi kavramı, temel kitle iletişim teorilerinden biri haline geldi.
Dünya çapında her gün meydana gelen sayısız olayı habere dönüştürmenin imkansızlığı göz önüne alındığında, haber değeri taşıyan hikayeleri seçmek ve bunları izleyiciye sunmak mantıklıdır. Ancak bu süreç ideolojik, politik, ekonomik ve örgütsel filtreler içerir ve bunlara sıklıkla ön yargı gibi daha temel sorunlar eşlik eder.
Geleneksel medya, nesnellik ve tarafsızlığı ulaşılması güç bir hedef haline getiren politik güçler, sahiplik durumu, yasal düzenlemeler gibi çeşitli faktörlerden etkilenmişti. Dijital çağda ise durum daha da kötüleşti ve birkaç çokuluslu şirket tüm veri akışını tekelleştirerek gündemi belirlemenin ve kamuoyunu yönlendirmenin ötesine geçti. Dahası, sanılanın aksine, dijital çağda insanlar medya içerikleri karşısında daha seçici ve temkinli olmak yerine bilgi bombardımanına karşı her zamankinden daha savunmasız hale geldi. Bilgi baloncukları ve yankı odaları artık sadece neyin önemli ve önemsiz olduğunu değil, nasıl düşünülmesi gerektiğini de telkin edecek düzeye geldi. Trendler, hashtag'ler, etkileşim oranları ve beğeni sayıları toplumsal gerçekliği şekillendiren sanal belirleyiciler halini aldı.
Dijital çağın bekçileri
Dijital çağın eşik bekçileri, içerik oluşturucular ve tüketiciler arasında bir köprü görevi görürken, bilgi akışı üzerinde etkin bir kontrole sahip. Bunlar, istedikleri konuyu ve kişiyi sansürleyebilirler ve milyarlarca kullanıcıya doğrudan erişimle, bazı konuları öne çıkarabilir ve bazılarını geri planda bırakabilirler. Bilgiye erişimin son derece kolaylaştığı dijital çağda, ulaştığımız bilgiler çok yüksek oranda arama motorlarının bize sunduğu bilgilerdir. Üstelik kullanıcılardan toplanan veriler her geçen gün artarken, algoritmaların ve sistemlerin nasıl çalıştığına dair bilgimiz giderek daha sınırlı hale geliyor.
Dijital dünyanın bekçisi haline gelen birkaç önemli aktör, kamuoyunu şekillendirebiliyor. Bu aktörler şimdiden bilgiye erişimin anahtarını elinde tutan güç merkezleri haline geldiler. Örneğin, güçleri mutlak olmasa da siyasi seçimleri etkileme potansiyeline sahipler. Bir siyasi adayın mesajını seçmene nasıl ulaştıracağı ve seçmenin siyasi duruşunun nasıl şekilleneceği konusunda artık en önemli etkenlerden birinin dijital platformlar olduğu yadsınamaz.
Bu etkileme kapasitesi, sadece haberlere erişim veya sosyo-politik meselelerle sınırlı kalmayıp, çevrimiçi alışverişte de kendini gösteriyor. Ticari işletmelerin başarılı ya da başarısız olması, arama motorlarının arama sonuçlarına vereceği öncelik ya da çevrimiçi pazaryerlerinin yapacağı ürün sıralamaları ile yakından ilgili. Kısacası, dijital bekçiler, dijital ortamlarda gördüğümüz, dinlediğimiz ve etkileşimde bulunduğumuz hemen her şeyi etkiliyor.
Sahiplik, topluluk kuralları ve yasal düzenlemeler
Dünyanın en zengin insanlarından birini önemli miktarda para yatırarak dijital bir platform satın almaya iten nedenler hakkında çok şey söylendi. Ancak, tartışılması gereken temel meseleler, medyanın aldatmacası ve satın almayla ilgili tartışmaların gölgesinde kaldı. Milyarderlerin medya platformları satın almasının yaygın bir durum olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, bu satın almalar, son 10 yılda hızlanan bir eğilime, yani medya patronlarının kitleleri daha önce hiç ulaşamadığı bir ölçekte etkileme yeteneğini artıran zenginlik ve güç ilişkisine işaret ediyor. Pazar payını ve hakim konumu korumak için farklı platformları tek bir çatı altında birleştirmek ve mevcut platformlara yeni özellikler entegre etmek, teknoloji ve medya alanındaki adil olmayan kıyasıya rekabeti ortaya koyuyor.
Elon Musk ve diğer mega teknoloji sahiplerinin ana dürtüsü kar olsa da bu süper zenginler ürünlerinin insanlara daha özgür, daha güvenli ve daha eşitlikçi bir sanal kamusal alan sunmayı amaçladığını iddia ediyor. Toplumsal dikkatin çoğu Twitter'dan X'e evrime ve hatta basit özelliklerin tanıtımına tahsis edilirken, bu tür etkinlikler kamuoyunu esas meselelerin göz ardı edildiği sığ gündemlere yöneltiyor. İnsanlardan topladıkları verilerle ne yaptıkları veya teknoloji platformlarının olumsuz sosyal etkileri gibi pek çok kritik soru ise yanıtsız kalıyor.
Belirledikleri topluluk kurallarıyla sanal ortamlarda oluşabilecek sorunların önüne geçmeye çalıştıklarını belirten platform sahiplerinin açıklamalarının aksine mahremiyet, sansür, dezenformasyon, şiddet gibi sayısız konu dijital çağda kamuoyunu etkisi altına aldı. Platformların topluluk kurallarının bu tür sorunları önlemek için düzenlenmesi gerekiyor. Gelinen noktada yasal düzenlemeler henüz halkı tam olarak korumaktan uzaktır. Ayrıca, kişiselleştirilmiş mesajlarla var olan inançları pekiştiren filtre baloncukları ve fikir alışverişini engelleyen yankı odaları, sağlıklı bir toplum yapısı için ciddi tehditlerdir.
Dijital çağın bekçileri bilgi akışını şekillendirme ve halkı manipüle etme potansiyeline sahipken, dijital bekçilerin güçlerini demokratik süreci baltalamak için kullanamayacakları bir düzen sağlamak esastır. Böylece ekonomik, siyasi ve demokratik süreçler toplumsal faydaya hizmet edecek şekilde işleyebilir.
[Murat Selvi, TRT World Araştırma Merkezinde Araştırmacıdır.]