ANKARA (AA) - Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Orman yangınlarını tabiat koşulları tetikleyebilir, kaza olabilir, kasıt olabilir ancak hükümetin görevi, sebebi ne olursa olsun yangına karşı hazır olmaktır, tedbir almaktır." dedi.
Babacan, partisinin 3. İl Başkanları Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, geçen pazar günü Antalya'da ağırlıklı olarak Manavgat'ı kapsayan afet alanlarında incelemelerde bulunduklarını, yangından etkilenen vatandaşları ziyaret ettiklerini söyledi.
Yangın mağdurlarının zor durumda olduğunu söyleyen Babacan, "Ülkemiz ne yazık ki tedbirden tasarruf eden bir yönetim anlayışının elinde adeta işkence görüyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin dört yanında ormanları varken, ormanlarında çeşit çeşit hayvanları olan cennet ülkemizin bir tane bile çalışan yangın söndürme uçağının olmaması kabul edilebilecek, affedilebilecek bir ihmal değildir. Orman yangınlarını tabiat koşulları tetikleyebilir, kaza olabilir, kasıt olabilir ancak hükümetin görevi sebebi ne olursa olsun yangına karşı hazır olmaktır, tedbir almaktır." diye konuştu.
Babacan, Türkiye'nin artık yönetilemediğini savunarak, Deva Partisinin bu yönetime "artık yeter" diyerek emaneti teslim almaya hazırlandığını dile getirdi.
- "Vatandaşımızın hissettiği enflasyon bunun en az iki katı"
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) bugün temmuz ayı enflasyon rakamlarını açıkladığını hatırlatan Babacan, "Bunlar TÜİK'in makyajlı rakamları. Vatandaşımızın hissettiği enflasyon bunun en az iki katı." dedi.
Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) arasındaki farkın tarihin hiçbir döneminde bu kadar yüksek olmadığını öne süren Ali Babacan, şunları kaydetti:
"Bu yüzde 26 fark, esnafımızın karından ne kadar fedakarlık ettiğini bize gösteriyor. Çünkü maliyetler artmış ama fiyatlara yansıtamıyor esnaf. Yüzde 19 TÜFE, yüzde 45 ÜFE, makyajlanmış rakamlar dahi yakın tarihimizin en yüksek enflasyon oranları. Yüzde 26 zaten gelmiş geçmiş rekor. Burada aynı günlerde işçi ve memur toplu sözleşmeleri yapılıyor. Bu sözleşmelerde buradan hükümete çağrımız, ülkenin gerçeklerini bu sözleşmelerle ilgili yapılan görüşmelerde mutlaka dikkate almak ve yansıtmak."