Tartışılan isim Onur Öymen, kendini böyle savundu: Bütün silahlı ayaklanmalarda çok sayıda masum insan öldürülmüştür. Silahlı eylemi başlatanları değil de onu bastıranları suçlu sayarsanız yanlış olur. Operasyonlarda ‘yan hasar’ dediğimiz bir durum vardır. Atatürk’ün Dersim’de yaptıklarını anlatırken bize faşist diyorlar. Ben faşistsem Dersim isyanını bastıranlar neydi?
Özlem Çelik'in röportajı...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, demokratik açılımın Meclis’teki ön görüşmelerinde yaptığı konuşmayla büyük tepki çekti. Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana CHP’ye yakınlıklarıyla bilinen Aleviler günlerdir Öymen’i ve partisini protesto ediyor. Son olarak Öymen’in fotoğrafına Hitler bıyığı yapıştırıp üzerine de “Wanted” yazılınca, CHP’nin 69 yaşındaki diplomat kökenli milletvekili isyan etti.
Sayın Öymen, Meclis’te yaptığınız konuşmada 1937-38 yıllarında Dersim’de yaşananlarla ilgili sözleriniz birçok insanı üzdü. İsyanla başlayan ve 90 binden fazla insanın ölümüyle sonuçlanan olaylar...
Bakın, AKP demokratik açılım diyor ama bu konuda terör örgütü ile uzlaşmacı bir tutum içinde. Bütün bunları yaparken de Atatürk yaşasaydı o da böyle yapardı diyorlar. Atatürk ne demiş “Yurtta sulh cihanda sulh”, bunu örnek gösteriyorlar. Ben de diyorum ki, Atatürk şunu da söyledi: “Milletimizin topraklarına göz dikenlerin ve ülkemizi esir almak isteyenlerin amansız düşmanıyım.” Birçok iç ayaklanma olmuş, sadece Dersim değil. Din kökenli ayaklanmalar da var. Atatürk bu ayaklanmaların hiçbirine karşı pazarlık yöntemini seçmemiş. Şimdi ben Atatürk’ün Dersim’de yaptıklarını anlatırken Aleviler’e hakaret etmiş mi oluyorum? Biz bundan bahsediyoruz bize faşist diyorlar. Ben faşistsem Dersim isyanını bastıranlar neydi? Orada bir takım aşırılıklar yaşandıysa bunlar tekrarlansın dedim mi? Beni, gaddarlık yapılsın demişim gibi gösteriyorlar. Öyle mi söylüyorum? Bu işin yolu bellidir. Yurtdışındaki teröristleri yok etme işini diplomasiyle halledeceksiniz. Senin bu açılımının terörü sona erdireceğini nereden bilelim. Her gün yeni bir dayatmayla çıkıyorlar karşımıza. Bizden başka hangi ülke böyle bir çözümü seçmiştir soruyorum size.
ATATÜRK DE Mİ FAŞİSTTİ?
Efendim, Dersim’de 90 binden fazla insan öldürüldü. Masum insanlar da vardı aralarında. Tarih, canlı tanıklar böyle anlatıyor. Siz bunları yok mu sayıyorsunuz?
Bunu tarihçilere bırakalım. Dünyada bütün isyanlarda benzer dramlar yaşanmıştır. II. Dünya Savaşı’ndan bu yana iç savaşlar ve isyanlarda ölen insan sayısı 18 milyondan fazladır. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Bir masum insan bile hayatını kaybettiyse Dersim’de, büyük üzüntü duyarız. Benim dediğim, AKP’nin yöntemi, söyledikleri gibi Atatürk’ün yöntemi değildir. Ben mi bastırdım Dersim isyanını? O zaman Atatürk niye böyle davrandı? Celal Bayar Başbakan’dı. Fevzi Çakmak da Genelkurmay Başkanı. Onlar da mı faşistti? Biz kimseyi üzmemek için bildiklerimizi kendimize saklıyoruz. Kimseyi rencide etmemek için tarihi kurcalamıyoruz. Beni Hitler’e benzetmelerini kabul etmiyorum.
DERSİM SIRLARI BENDE KALACAK
“Bildiklerimizi anlatmıyoruz” demekle neyi kastediyorsunuz? CHP’nin arşivlerinde Dersim isyanı ile ilgili kimsenin bilmediği bilgiler mi var?
Efendim, biz orada kimin ne yaptığını anlatmıyoruz. Atatürk ne dedi yaşananlarla ilgili, söylemiyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz anlamına gelmiyor bu. Biz bu kadar dikkatli davranacağız, bizi Alevi düşmanı ilan ederek bize karşı oyun oynayacaksınız!
Kimsenin bilmediği ama sizin bildiğiniz ne var Dersim isyanı ile ilgili?
Hayır, ben bildiklerimi söylemeyeceğim. İnsanlar beni arıyor, yaşananları niye söylemiyorsun, anlatsana diyorlar. Sen üç kuruşluk siyasi menfaat sağlayacaksın diye beni nasıl hedef gösterirsin! Böyle önemli bir konu iç siyaset malzemesi yapılır mı?
Deniz Baykal Alevilerden özür dilemenizi ya da sözlerinize açıklık getirmenizi istedi mi?
Hayır. Sayın Genel Başkan da “Geçmişi kaşımayalım” diyor. O benim ne söylediğimi, maksadımı gayet iyi biliyor. Ancak konuşmamdan dolayı incinenler olabilir diye düşündüm ve özür diledim. Bu ayıp bir şey değil ki! Birtakım insanlar eski hatıralarını yaşayıp üzüldülerse ben de üzülürüm. Peki niye kimse Şeyh Said isyanından bahsetmiyor? Orada da şehit vermedik mi? Analar ağlamadı mı? Tarih boyunca masum insanların canı yanmıştır, orada da yandı.
Dersim isyanı çok kanlı bastırılmadı mı sizce?
Bütün silahlı ayaklanmalarda çok sayıda masum insan öldürülmüştür. Sokaktan geçerken de çöp tenekesinde bomba patlıyor, masum insanlar ölüyor. Silahlı eylemi başlatanları değil de onu bastıranları suçlu sayarsanız tarihi yanlış değerlendirmiş olursunuz.
Yani kurunun yanında yaş da yanar mı diyorsunuz? Dersim’de ölen masum insanların başına gelenleri böyle mi değerlendireceğiz?
Maalesef. Bakın, ben NATO’da da büyükelçilik yaptım. Operasyonlarda “yan hasar” dediğimiz bir durum vardır. Bunun olmaması arzu edilir. Geçmişte bu kadar dikkatli davranabildik mi, bunu tarihçiler söylesin.
AKP’den beni tebrik edenler oldu
Partiniz içinde de çok sayıda Alevi kökenli isim var. Onların tepkisiyle karşılaştınız mı?
Hayır. Onlar benim nasıl bir insan olduğumu biliyorlar. Benim Madımak Oteli’nde saygı duruşunda bulunduğumu gördüler. Cem evlerine gittiğimi, aşure günlerine katıldığımı biliyorlar.
Dışişleri Müsteşarı olduğunuz dönemle ilgili
1996’da “Kardak bizimdir” diyerek dönemin başbakanı Tansu Çiller’den bilgi sakladığınız ve onu yanlış yönlendirerek Türkiye’yi Yunanistan ile savaşın eşiğine getirdiğiniz iddialarına ne diyeceksiniz?
Başbakan’dan telgrafı saklamışım filan! Bunu ortaya atan gazeteci Güneri Civaoğlu’ydu. O zaman da kendisine söyledim. “Bunu ispatlayın istifa edeceğim” dedim. Bunu yazamadı.
Peki Bonn Büyükelçisi iken Alman düşmanlığı yaptığınız iddiaları?
Solingen olayları sırasında ben Türk vatandaşlarımızı yatıştırmak için Almanlarla kol kola dört buçuk kilometre yürüdüm. Alman Cumhurbaşkanı bana teşekkür etti bunun için. İsim vermeyeyim ama o konuşmamdan sonra birçok AKP’li arkadaşım gelerek beni tebrik etti.
Kaynak: Akşam