Fener-Galatasaray derbisi bitti, herkes bir şeyler söyledi...
Ama kimse şunları teker teker ortaya koyup nedenini söylemedi...
1) Cristian maç başlamadan yarım saat, 45 dakika önce, sahanın ortasında Arda'yı niye itiyor?..
Daha maç başlamamış ki ikili mücadele olsun?..
Tekmeler havada uçuşmamış ki, ona sinirlenip ittirip kaktırsın?..
Maç başlamamış ki, yükselen adrenalini orada bulaştıyor olsun?..
Ne, neden, niye bu hareket?..
***
2) Galatasaray'ın Şükrü Saracoğlu deplasmanında, maçı çevirebilecek iki kilit oyuncusu var...
Birincisi Arda, ikincisi Keita...
Cristian'ın ittirmesi, Arda'nın parmağını sallayarak Cristian'a el kol hareketi çekmesi ve Bilica'nın Arda'ya yumruğu sallaması...
Kendi de Kaptan'a yakışmayacak hareketler yapıp, daha maç başlamadan diskalifiye oldu mu Arda?..
Geriye kaldı mı sadece Keita?..
***
3) 18 milyon euroya Olimpic Lyon'a transfer olup, oranın ağırlığını kaldıramayan, müthiş yetenekli Fildişi Sahilleri'nin çocuğu Keita'ya atılan plastik madde niye atıldı tesadüf mü yoksa bizzat Keita mı amaçlandı?..
Keita, utanmasa şikâyet etmek için stadda polis arayacaktı, çünkü oğlanın Fener-Galatasaray derbisi atmosferinden haberi yok...
4) Keita gözüne yediği plastik şişenin ya da bardağın ertesinde, yerde o kadar kıvrandıktan sonra, bir de sarı kart yiyince, mental olarak artık oyunda kalması ihtimali var mıydı?..
5) Keita'nın bütün kimyasının bozulduğu apaçık ortada değil miydi?..
Kırmızı kart göz göre göre geliyorum demedi mi?..
Kimyası tamamen bozulan Arda ile Keita'nın bu maçta, iyi oynamaları, gol yollarını bulmaları, sağdan, soldan ortalar yapmaları mümkün müydü?..
***
6) Galatasaray'ın yöneticileri maçtan önce bütün olayları tetikleyen kavga ve hakemin yaralandığı esnada neredeydiler?..
Acaba, Bahariye'de 6 tur atan otobüsleri stadın yolunu karıştırmış olabilir miydi?..
Stadda doğal olarak takımla gelen futbol şubesi sorumlusu Haldun Üstünel dışında yönetici yok muydu yoksa o sırada Saracoğlu'nda?..
7) Haldun Üstünel de stadda değil, tünelde bir gazeteci yazarla sohbet ediyor olabilir miydi?..
Sonuçta hiçbir Galatasaray'lı yöneticinin olayları görmediği iddiası doğru mudur?..
***
8) Galatasaray Başkanı Adnan Polat ile kaptanı Arda maç haftası medya önünde karşı karşıya geliyor...
Polat, Arda'nın durumuna ve üstüne ve başına baktıktan sonra, geç yattığını ima edercesine “Dün gece kaçta yattın?..” diye soruyor...
Galatasaray Kaptanı Galatasaray Başkanı'na şöyle cevap veriyor:
“İsterseniz bu düelloyu medya önünde yapmayalım Başkanım...”
***
9) Bir Kaptan, bir Başkan'la nasıl “düello” ettiğini düşünüyor?..
Düello eşitler arasında yapılır...
Bir Başkan'la, futbolcusu arasındaki düello neyin düellosudur?..
Futbol düellosu, ya da ceza yönetmeliği düellosu olmayacağına göre, “gece hayatı düellosu mudur Arda'nın kastettiği?..”
Galatasaray takmının kaptanı Başkanı'na medya önünde böyle davranabilir mi?..
***
10) Kaptan'ın bu ölçüsüz davranışları, kendisine psikilojik savaş yürütülen Şükrü Saracoğlu'nda, bir itme olayına “parmak sallayarak ana avrat sövmeye gidecek hareketlerin” benzeri olabilir mi?..
Arda'nın hayatı bir Galatasaray kaptanının hayatına yakışıyor mu?..
Bu sorulara yanıt vermeden, Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin kodlarını çözemezsiniz...
Bu soruların yanıtları o derbinin kodlarıdır...
*****
YAN HAKEM ARANIP DA BULUNAMADI MI MAÇTAN ÖNCE?..
Yarın yalanlarlar mı bilmem...
Sanmam ama yine de muhtemeldir...
Ama ben ne yazdığımı, niye yazdığımı biliyorum...
Yan hakem Tarık Ongun, tribünlerden atılan yabancı madde sonucu yaralanmış, kafasına da iki dikiş atılmış...
Futbolu çok bilenler(!!!) tartışıyorlar...
“Efendim, başka hakem bulunmalıydı...
Efendim maç oynanmamalı, iptal edilmeliydi... Hayır efendim, aynı şekilde devam edilmeliydi...”
***
Arkadaşlar en basit gazetecilik saiki, önce olayın perde arkasında ne olduğunu öğrenir...
Bizim Vatan spor servisi dün akşam saatlerinde biliyordu...
Ben Son Kale programında söyledim; MHK ve etkili yetkili isimler, Tarık Ongun'un kafasına dikiş atılırken, İstanbul Bölgesi'nde son anda yetişecek bir yan hakem aradılar...
Ancak maçın başlamasına sayılı dakikalar kalmıştı ve o dakikada bir Fener-Galatasaray derbisi yönetecek yan hakem bulmak imkansızdı ve bulunamadı...
Bulunamayınca, maçı oynatıp oynatmamak inisiyatifi Bünyamin Gezer'e bırakıldı...
Bünyamin Gezer de maçı oynatmaya karar verdi...
Yan hakem bulunamadı...
Bulunsaydı, büyük ihtimalle yan hakem değişecek ve maç öyle başlayacaktı...
Bünyamin Gezer maçı oynatmasa, Federasyon'dan kimse “Niye bu maçı oynatmadın?..” demeyecekti, inisiyatif Gezer'deydi... Bunları bilmeden sallayan arkadaşlar futbol yorumculuğu değil, egzantrik olduklarını zanneden sallamacı şovmenlerdir...
Futbol bir oyun olabilir...
Ama gazetecilik bir bilgi işidir...