Hormonlar vücudu kontrol eder. Nasıl yaşadığınız ise yine hormonlarınızla ilişki içindedir. Stresli, mutlu, depresif, huzurlu, huzursuz, iştahlı, iştahsız, uykusuz durumlarda hep hormonların parmağı vardır. Örneğin serotonin ve melatonin birlikte insanın psikolojisini, sindirimini, bağışıklık sistemini,uykuyu, ağrıyı, vücut ritmini ve daha bir çok işi düzenler. Serotonin seviyesinin artması iştahı azaltır. Yorgunluk, stres, yemek, ışık ve kullanılan ilaçlar serotonin düzeyini etkiler. Bu nedenle depresyon ile bu hormonlar arasında önemli bir ilişkisi vardir. Depresyondaki kişilerin pek çoğunda serotonin düşüklüğü gözlenir.
STRES YAĞLANDIRIYOR
Stres altında insanlar sürekli yağ depolamayı sürdürüyor. Bünye yağ rezervlerini arttırıyor. Eğer bu gizlice işliyorsa durum daha da ciddileşiyor kalp krizi riski artıyor demektir. Yoğun baskı ve stres altında vücut kortizol maddesi salgılar. Vücut su ve tuz tutulumunu artırdığı gibi insan bünyesi bu durumda enerji yakmaktan daha çok enerji üretme ve yağ depolama haline geçiyor. Kortizol hormonu aç kalabileceğinizi düşünerek, yağ depolanmasını aktive ediyor. En aktif yağ hücreleri ise karın bölgesinde olduğundan dolayı depolama bu bölgede yoğun olarak gerçekleşiyor. Aynı zamanda stres, karın bölgesinde şişmanlığa neden olan kimyasal maddelerin salgılamasıyla göbek ve bel çevresi yağlanmaları kaçınılmaz oluyor. Bu yağlar doğrudan karaciğere yönelerek kolesterol ile birleşip, kan dolaşımına karışır. Bu da kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırmaktadır. Kimileri için bu durum gözle görünür bir tehlike iken kimileri için gizli bir tehdittir.
SORUMLU TiROiD Mi?
Tiroid bezinin aşırı çalışması yani bu hormonların kaniımızda yuksek olması halinde huzursuzluk, ruhsal dalgalanmalar, ani öfke patlamaları, iştah ve uyku bozukuğu, depresyon, gürültüden etkilenme gibi durumlar gözlenir. Tiroid bezinin az çalışması halinde; unutkanlık, konsantrasyonda ve düşünmede azalma, mutsuzluk,umursamazlık, ilgisizlik, konuşmada yavaşlama gözlenir. Her iki durumda da panikatak seyreder. T3, T4 ve TSH değerlerinin ölçülmesi gerek depresyon gerekse kilo problemi ile ilgili sorunlarınızda çözümleyici bir rol oynar.
HiPOGLiSEMiLiLER
Kan şekerindeki dalgalanmalar kan şekeri düşük olan (hipoglisemi) kişilerde de bir takım ruhsal değişimlere, huzursuzluk, ani öfkelenme, karamsarlık ve kilo artışına neden olmaktadır. Hipoglisemililerin özellikle kilo kontrolünde yapması gereken en önemli şey kan şekeri dalgalanmalarının önüne geçmektir iniş ve çıkışlara neden olacak beslenme tarzından ve uzun süreli aç kalma halinden uzaklaşmalıdır. Kan şekerinin ölçümlenmesi ve beslenmede yapılacak önemli düzenlemelerle sorun büyük ölçüde çözümlenir. Hormonlarınız için beslenmenizi düzenleyebilir daha iyi bir ruh hali için muz, lahana, yulaf ceviz, yaban mersini, fındık gibi doğal gıdalardan yararlanabilirsiniz.
ZAYIFLAMAK iSTEYENLERE ÖNEMLi HATIRLATMALAR
** Akşam yemekleri diğer öğünlere nazaran yüksek yağ ve kalori içerir. Öğün aralıklarının uzun olması ya da atlanması, akşam yemeğinin daha fazla yenmesine neden olmaktadır. Gün boyunca bir şey yemeyen kişiler akşamları vücudun ihtiyaç duyduğundan fazlasını tüketir.
** Sağlıksız diyetlerle verdiğinizi sandığınız kiloları hızla ve fazlasıyla geri alacağınızı, metabolizmanızın yara alacağını unutmayın. Metabolizmanızdaki bozukluklar ilerleyen dönemlerde kilo vermenizi engelleyeceği gibi birçok hastalık riskini doğuracak bağışıklık sisteminiz çökebilecektir.
HAZIRLAYAN: İsmail AĞAR