EZAN BÖLGEDEKİ HAKİMİYETİMİZİN SİMGESİ
Baykal'ın, Türkiye'nin bütünlüğünü koruyan en önemli etkenlerden birisinin ‘Müslüman kimliği' olduğunu söyleyerek dine düşman siyaset güdülmemesini istediği kaydedildi.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, geçen hafta İstanbul'da sürpriz bir toplantı yaptı. Baykal, farklı partilerden Güneydoğulu işadamları, İstanbul'da yaşayan Kürt kökenli isimler, akademisyenler, Kürt sorunu uzmanları, Güneydoğu'da etkin vakıf, dernek ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldi.
Baykal'ın genel başkanlığı döneminde parti yönetiminde görev alan Onur Öymen, Mehmet Sevigen, Yılmaz Ateş ve Mesut Değer gibi isimler de toplantıda yer aldı. Alınan bilgiye göre Baykal, Kürt sorunu ve Ortadoğu'daki gelişmelerle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
ORTAK DEĞERİMİZ MÜSLÜMANLIK
Baykal, Kürt sorunu "gerekçe gösterilerek", içte ve dışta farklı cephelerin Türkiye'nin birlik bütünlüğünü parçalamaya çalıştığına dikkat çekerken, ülke bütünlüğünü koruyan en önemli etkenlerden birisinin "Müslüman kimliği" olduğunu vurguladı. Baykal, "Türkiye'de her şeye rağmen birlik ve bütünlüğün sağlanmasında; ortak değerimiz olan Müslüman olmamızın büyük etkisi bulunmaktadır" dedi. Baykal, Türkiye'nin Ortadoğu, Kafkas ve Balkanlar'daki güçlü konumuna işaret ederken "Ezan bu bölgedeki hakimiyetimizin simgesidir" ifadesini kullandı.
ULUSLARARASI SÜRECİ TAMAMLANAMADI
Kürt sorunu ya da Güneydoğu sorunu olarak adlandırılan meselenin Türkiye'nin uluslaşma sürecini tamamlayamamış olmasından kaynaklandığını söyleyen Baykal, “Türkiye'nin temel sorunu uluslaşmasını tamamlayamamış olmasından kaynaklanıyor. Demokrasi ve özgürlük, uluslaşma sürecinin tamamlanmaması yolunda kullanılmıştır, uluslaşmanın önü kesilmek istenmiştir" dedi.
DİN DÜŞMANI SİYASET GÜDÜLMEMELİ
Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli başarılarından birisinin laiklik olduğunu söyleyen Baykal, "Türkiye, din ile siyaseti, ayrı tutmayı başarmıştır. Diğer Müslüman ülkelerle Türkiye'nin farkı buradan kaynaklanmaktadır. Türkiye'de laiklik ve demokrasi bir arada yaşamaktadır. Dine düşman siyaset değil ama dinin emrettiği siyaset de değil. Dine düşman siyaset güdülmemelidir ama dinin emrettiği, dayattığı siyaseti de yapılmamalıdır. Çünkü dinle siyasetin kültürleri farklıdır. Dinde esas olan itaat, siyasette esas olan ise iknadır" diye konuştu.
İSRAİL-İRAN SAVAŞINA ÖNLEM
Hükümetin dış politikasını eleştiren Baykal, dış politikada yaşanan sıkıntıların iç politikanın yansımasından kaynaklandığını belirtti.
Patriot füzelerinin Türkiye'ye getirilmesi ve Malatya Kürecik üssüne ilişkin tartışmaları da değerlendiren Baykal, "Bütün bunlar olası Suriye'nin Türkiye'ye saldırısına karşı değil, olası İsrail İran savaşına karşı alınan tedbirlerdir" görüşünü savundu..
Baykal, başkanlık sistemi önerilerine tepki gösterirken bunun anayasal sorun yaratacağını ileri sürdü. Baykal, Balyoz, Ergenekon ve KCK gibi davaların ise genel af sürecinin oluşturulması için şekillendirildiğini iddia etti: "Önümüzdeki dönemde ‘toplumsal barış ve uzlaşma iklimi' talebi ve gerekçesiyle, bu davalarda yargılanan bütün isimlerin serbest bırakılmasına tanık olabiliriz. PKK'lılara yönelik af da dahil, böyle bir süreç başlatılabilir. Toplumun farklı kesimlerinin tepkisinin böylece en aza indirilmesi amaçlanabilir."
BUGÜN GAZETESİ
Baykal'ın, Türkiye'nin bütünlüğünü koruyan en önemli etkenlerden birisinin ‘Müslüman kimliği' olduğunu söyleyerek dine düşman siyaset güdülmemesini istediği kaydedildi.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, geçen hafta İstanbul'da sürpriz bir toplantı yaptı. Baykal, farklı partilerden Güneydoğulu işadamları, İstanbul'da yaşayan Kürt kökenli isimler, akademisyenler, Kürt sorunu uzmanları, Güneydoğu'da etkin vakıf, dernek ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldi.
Baykal'ın genel başkanlığı döneminde parti yönetiminde görev alan Onur Öymen, Mehmet Sevigen, Yılmaz Ateş ve Mesut Değer gibi isimler de toplantıda yer aldı. Alınan bilgiye göre Baykal, Kürt sorunu ve Ortadoğu'daki gelişmelerle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
ORTAK DEĞERİMİZ MÜSLÜMANLIK
Baykal, Kürt sorunu "gerekçe gösterilerek", içte ve dışta farklı cephelerin Türkiye'nin birlik bütünlüğünü parçalamaya çalıştığına dikkat çekerken, ülke bütünlüğünü koruyan en önemli etkenlerden birisinin "Müslüman kimliği" olduğunu vurguladı. Baykal, "Türkiye'de her şeye rağmen birlik ve bütünlüğün sağlanmasında; ortak değerimiz olan Müslüman olmamızın büyük etkisi bulunmaktadır" dedi. Baykal, Türkiye'nin Ortadoğu, Kafkas ve Balkanlar'daki güçlü konumuna işaret ederken "Ezan bu bölgedeki hakimiyetimizin simgesidir" ifadesini kullandı.
ULUSLARARASI SÜRECİ TAMAMLANAMADI
Kürt sorunu ya da Güneydoğu sorunu olarak adlandırılan meselenin Türkiye'nin uluslaşma sürecini tamamlayamamış olmasından kaynaklandığını söyleyen Baykal, “Türkiye'nin temel sorunu uluslaşmasını tamamlayamamış olmasından kaynaklanıyor. Demokrasi ve özgürlük, uluslaşma sürecinin tamamlanmaması yolunda kullanılmıştır, uluslaşmanın önü kesilmek istenmiştir" dedi.
DİN DÜŞMANI SİYASET GÜDÜLMEMELİ
Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli başarılarından birisinin laiklik olduğunu söyleyen Baykal, "Türkiye, din ile siyaseti, ayrı tutmayı başarmıştır. Diğer Müslüman ülkelerle Türkiye'nin farkı buradan kaynaklanmaktadır. Türkiye'de laiklik ve demokrasi bir arada yaşamaktadır. Dine düşman siyaset değil ama dinin emrettiği siyaset de değil. Dine düşman siyaset güdülmemelidir ama dinin emrettiği, dayattığı siyaseti de yapılmamalıdır. Çünkü dinle siyasetin kültürleri farklıdır. Dinde esas olan itaat, siyasette esas olan ise iknadır" diye konuştu.
İSRAİL-İRAN SAVAŞINA ÖNLEM
Hükümetin dış politikasını eleştiren Baykal, dış politikada yaşanan sıkıntıların iç politikanın yansımasından kaynaklandığını belirtti.
Patriot füzelerinin Türkiye'ye getirilmesi ve Malatya Kürecik üssüne ilişkin tartışmaları da değerlendiren Baykal, "Bütün bunlar olası Suriye'nin Türkiye'ye saldırısına karşı değil, olası İsrail İran savaşına karşı alınan tedbirlerdir" görüşünü savundu..
Baykal, başkanlık sistemi önerilerine tepki gösterirken bunun anayasal sorun yaratacağını ileri sürdü. Baykal, Balyoz, Ergenekon ve KCK gibi davaların ise genel af sürecinin oluşturulması için şekillendirildiğini iddia etti: "Önümüzdeki dönemde ‘toplumsal barış ve uzlaşma iklimi' talebi ve gerekçesiyle, bu davalarda yargılanan bütün isimlerin serbest bırakılmasına tanık olabiliriz. PKK'lılara yönelik af da dahil, böyle bir süreç başlatılabilir. Toplumun farklı kesimlerinin tepkisinin böylece en aza indirilmesi amaçlanabilir."
BUGÜN GAZETESİ