Açıkla açıkla bitmiyor. Şirketler yatırımcıları meğer nasıl da tefeye koymuş bir bir açıklanıyor. Milyarlarca liralık yolsuzluklar, dolandırıcılıklar hafta geçmiyor ki SPK bülteninde yer almasın. Meğer sermaye piyasamızın eski dönemi, yönetim isminin aksine ne kadar da canlıymış.
Eskiden bunlar pek çıkmazdı ortaya.
Tüm suçları borsacılar işlerdi. Üç-beş lot işlem mi yaptın, suçlular listesine alınırdın. Hatta borsada tek lot işleme bile 5 yıla kadar hapis cezası verilebildiğini bildiğinizde kim kalır bu borsada. Bir yere mi dokundun, bir yere çomak mı soktun bitmiştir işin: Sürünürsün mahkeme koridorlarında; sadece üç-beş lot işlemden dolayı. Ama aynı günlerde milyarlarca liralık soygunlar, dolandırıcılıklar hep cansız bir kenarda beklemiş durmuş meğerse.
Şirketler yıllarca yanlış bilanço açıklamış. Olmayan paraları varmış gibi bilançolarında göstermişler. Olmayan trilyonlarca liralık kârlar aslında meğer zararmış. Ama kapı gibi mahkeme kararı var: "Burası borsa, risklidir."
Kumarın bile kuralları daha etiktir.
Ya onları denetleyen SPK'dan izinli bağımsız denetim şirketleri nerde? Sahi Uzan'ları kim denetlemişti; şimdi ne yapıyor bu bağımsız deneticiler!
Bu hafta SPK yine cansız dönemden bir olayı açıklamış. Yıl 2004; halka açık Goldaş demiş ki "ben 15 trilyon lira nominal değerli hisselerimi ana holding üzerinden geri alacağım". Ne yapılmış biliyor musunuz? Bu açıklama ile coşan hisselere bolca mal verilmiş ve hisse fiyatı derhal yarı yarıya geri düşmüş. Yani kamuoyuna, basına yapılan açıklama ile millet büyük zarar etmiş. (Bu haberi derhal kim sayfasına taşımıştır bilin bakalım!)
Şimdi soralım: Aynı şirketin yurtdışında bir banka ile tonlarca altın konusunda anlaşmazlığı var. Olayın boyutunun ne olacağı bilinmediği gibi, gelen açıklamaların farklılıkları da İMKB'de sorgulanmıyor. Gelen açıklamalar farklı ton'larda; neden?
Akbank'ın Citi Grubu'na satışında kamuya açıklamanın nasıl saklandığını defalarca yazdık. Ortada dolaşan rakam 15 milyar dolar; işleme konu olan değer 3 milyar dolar ve cezası üç kuruş mu ne!
Son söz: Bu işlemleri bir borsa çalışanı yapmış olsaydı evini çoluk çocuğunu geçindirmek için pazarda limon satmasına dahi belki de izin verilmezdi bilesiniz. Hem de mahkeme kararı olmadan. Burası Türkiye burada BAĞIMSIZ KURUL BORUSU ÖTER.