Partisinin il başkanlığının açılışı için Şanlıurfa'ya gelen Şener, tarihi Balıklıgöl'deki Dergah Camisi'nde namaz kıldı, Hz. İbrahim'in doğduğu rivayet edilen mağarayı gezdi, vatandaş ve esnafla görüştü.
Daha sonra partisinin Atatürk Bulvarı'ndaki binasına geçen Şener, burada gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
''Yurttaşlarımızı eşit haklara sahip vatandaşlar olarak gören, bu ülkenin birliği, beraberliği için çaba harcayan bir siyasi hareketiz'' diyen Şener, Türkiye'de huzur ve kardeşliğin oluşmasını herkesten fazla arzu ettiklerini ifade etti.
Bunun gerçekleşmesinin partisinin temel hedefleri arasında yer aldığını dile getiren Abdüllatif Şener, şunları kaydetti:
''Özellikle Türk siyasetinin ayrışmaya dayalı politikalar üretmesi Türkiye'ye zarar vermektedir. Biz her türlü ayrıştırmayı derinleştiren siyasi tarza karşıyız. Son zamanlarda 'Kürt Açılımı' olarak bilinen, daha sonra 'Demokratik Açılım' olarak hükümetin isimlendirdiği süreç devam ediyor. Bir kaç aydan bu yana Türkiye'de gündemin en ağırlıklı konusu olarak bu tartışılıyor. Bu konu üzerinde değişik siyasi partiler, aydınlar, bilim adamları, diplomatlar yorum yapıyor. Eğer süreç doğru yönetilmezse ülkeye zarar verir.''
-''KAVGA YAPARAK BARIŞ, HUZUR SÜRECİ YÖNETİLEMEZ''-
Türkiye Partisi Genel Başkanı Şener, partisinin açılımla ilgili görüşlerini gündemin oluştuğu ilk günlerde doğrudan doğruya kamuoyuyla paylaştığını söyledi.
''İfade ettik ki bu konu Türkiye açısından hassastır. Başta Başbakan olmak üzere, hükümetin dikkatli olması lazımdır'' diyen Şener, herkesin samimi olması gerektiğini ifade etti.
Samimi olmadan sürecin doğru yönetilemeyeceğini kaydeden Şener, şöyle devam etti:
''Bir işi samimi olarak ele alıp almadıkları hallerinden, duruşlarından, konuşmalarından, süreci yönetme biçimlerinden anlaşılır. İşin içinde samimiyet olmadığı takdirde, bu konu siyasete alet edildiğinde, siyasi amaç güdüldüğü taktirde, ülkemize zarar verir. Onun için ülkeye zarar verecek hareketlerden kaçınılması gerekir. 'Demokratik Açılım' yapmak için demokrat olmak lazım. Demokrat olmadan 'Demokratik Açılım' yapılamaz. 'Başbakan'ın, hükümetin şu ana kadar demokrasi sicilinde olumsuz görüntüler var, bugünden itibaren bu sicili düzeltmeleri gerekir' dedik. 'Halkın ne dediğine, vatandaşın duygularının nasıl geliştiğine dikkat edip kulağınızı içeri açın, dışardan gelen fısıltılara değil içerde, halkın duyarlılığı ve duygularına dikkat edin' dedik. Ama aradan geçen sürede, sürecin yönetimiyle ilgili zikzaklar olduğu, güvensizlikler olduğu, bir gün yapılan açıklamaların ertesi gün değiştirildiği, bir gün yapılan işin bir başka gün molaya dönüştüğü görüldü.
Başbakan ile diğer muhalefet partilerinin genel başkanları birbirlerine ağza alınmayacak sözler sarf etti. Tavanda, tepede kavga varken aşağıda barış ve huzur olmaz. Kavga yaparak barış, huzur süreci yönetilemez. Tüm bu görüntüler yanlıştır. Yanlış bir rotaya oturmuştur. Ancak yine de herkese görev ve sorumluluk düşmektedir. Ayrıştırmayı derinleştirecek ifadelerden herkesin kaçınması gerekir.''
-''TÜRKİYE'DE İLK KÜRTÇE KONUŞAN BAKAN BENİM''-
Şener, Türkiye'de ilk ''Kürtçe'' konuşan bakanın kendisi olduğunu da söyledi.
2005 yılının başlarında Güneydoğu Anadolu Bölgesine geldiğini ve gezerken vatandaşlarla ''Kürtçe'' selamlaştığını ve hal hatır sorduğunu anlatan Şener, ''Ben konuşana kadar Türkiye'de hiç bir bakan 'Kürtçe' telaffuz etmiyordu. Ben konuştuktan 4 sene sonra ve TRT 6 kurulduktan sonra bazıları Kürtçe bir iki kelime etmeye başladı. Bizim tavrımız açıktır. Ayrılıklarımızı derinleştirmeye değil, farklılıklarımızı birbirimizi sevme nedeni olarak görmeye ihtiyacımız var'' diye konuştu.
Daha sonra Karakoyun İş Merkezi önünde halka hitap eden Şener, hükümetin icraatlarını eleştirdikten sonra partisinin politikaları hakkında bilgi verdi.
Şener, daha sonra partisinin il başkanlığının açılışını yaptı.