Devletin dağları taşları kontrol edemediğini öne süren BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bir milletvekilinin bu ülkede can güvenliği yoksa hiç kimsenin can güvenliği yoktur. CHP'li Hüseyin Aygün özel yetkili mahkemeler tarafından alıkonulsaydı ailesi daha da kaygılı olurdu. PKK tarafından alıkonulmuş ailelerinin bir kaygısı yok. Çünkü infaz etmiyorlar "dedi. Şemdinli'deki çatışmaların Türkiye kamuoyuna doğru anlatılmadığını ileri süren Demirtaş, şöyle konuştu: "Sınır ötesi operasyonlara hazırlanan orduya karşı PKK sınır ötesi operasyon yaptı. Genelkurmay Başkanı çıkıp istifa etmelidir."
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'daki parti çalışanları ile yemekte bir araya geldi. Ramazan ayında dualarımız "barış içindir" diyen Selahattin Demirtaş'ın gündeminde PKK'nın Tunceli'de kaçırdığı CHP milletvekili Hüseyin Aygün ve Şemdinli de sona eren çatışmalar vardı.
"ÖZEL MAHKEMELERCE ALINSAYDI DAHA TEDİRGİN OLURDU"
Kaçırılan Hüseyin Aygün'ün eşini telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerinde bulunduğunu söyleyen Demirtaş, milletvekilinin kaçırılmasından üzüntü duyduklarını belirtti. Demirtaş, "Biz Hüseyin Aygün'ün biran önce serbest bırakılması için BDP olarak üzerimize düşen her şeyi yerine getirmeye çalışacağız. Aygün, özel yetkili mahkemeler tarafından alıkonulsaydı ailesi daha da kaygılı olurdu. Şimdi PKK tarafından alıkonulmuş ailelerinin bir kaygısı yok. Çünkü infaz etmiyorlar, öldürmüyorlar, serbest bırakıyorlar. İnşallah serbest bırakılırlar. Ama hukuk devleti dediğiniz yerde ne savunma yapabiliyorsunuz, ne ifade verebiliyorsunuz, ne sağ kalabiliyorsunuz. Bunun adı hukuk devleti, onun adı terörizm oluyor. Binlerce siyasetçi, milletvekili içerde tutukludur. Ve hükümet bütün bunlardan keyif alıyor gibi; bu operasyonları sürdüreceğiz diyorlar"
"CHP, MHP VE AKP'NİN HADDİ DEĞİLDİR"
Parlamentonun bir heyet oluşturarak Tunceli'ye göndermesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş, hükümetin CHP'yi Tunceli'de PKK ile karşı karşıya bıraktığını ileri sürdü. CHP'yi sert bir dille eleştiren Demirtaş, "CHP, BDP'nin yaptığı çağrılarla ilgili samimiyet testine tabi tutulacak bir parti değildir. Hele hele BDP'yi samimiyet testine sahip tutacak bir parti, CHP hiç değildir. Dersim katliamını yapan bir parti, partimizin meşrutiyetinin asla ve asla tartışamaz. Bu partinin eşbaşkanları, belediye başkanlarıyla birlikte copla, panzerle hastanelere kaldırılırken, ana muhalefet partisi olarak tek bir açıklama yapamadınız, bir telefon açamadınız. Siz bugün kalkıp BDP'nin samimiyetini sorgulayamazsınız. CHP'nin, MHP'nin ve AKP'nin haddi değildir BDP'nin samimiyetini ölçmek" diye konuştu.
"PKK ORDUYA KARŞI SINIR ÖTESİ OPERSAYON YAPTI"
Hakkari'nin Şemdinli kırsalında 21 gün süren çatışmalarda hükümetin medya üzerinde baskı kurarak gerçekleri kamuoyunda gizlediğini savunan Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:
"Şemdinli'de sınır ötesi operasyon hazırlığı içerisinde olan orduya karşı PKK sınır ötesi operasyon yaptı. Ve 20 gündür 350-400 kilometre karelik bölge Türkiye Cumhuriyeti devletinin, ordunun denetimi dışına çıkmıştır. Karadan ulaşım bile sağlanamıyor. Bu savaşın tablosudur. Ama Başbakan işte bu savaşın ortaya çıkardığı AKP'nin çaresiz aciz tablosu görülmesin diye medya üzerinde görülmemiş bir baskı uyguluyor. AKP ve devlet, Şemdinli'de hakimiyeti kaybetmiştir. Demek ki bu iş paşa hazretlerinin tankıyla, savaş uçağıyla olmuyor.
MEDYAYA SANSÜR UYGULUYORLAR
Dağı taşı bombalamakla Kürt halkının özerklik talebini, anadilde eğitim talebini çözemiyorsun. Fakat AKP'nin rezalet tablosu ortaya çıkmasın diye, medyaya sansür uyguluyorlar. Durum budur, gerçeklik budur. Peki bu gerçeklik karşısında Genelkurmay tek bir açıklama yaptı mı? Yok. Ya siz sınır ötesi operasyon olmadığı zamanlarda bile hayali savaş uçaklarıyla, açıklamalar yapıyordunuz.
HANİ BU İŞ SİYASETLE ÇÖZÜLÜRDÜ?
Genelkurmay Başkanına sesleniyorum. BDP'ye karşı kükreyen general nerede? Eğer orduyu getirdiğin hal buysa onurluca istifa et. Başbakan'a sesleniyorum; bu kadar savaş gücüyle orduyla arkana aldın, sen istifa etmeyi düşünüyor musun? Birkaç tane Mehmetçik öldü diye siz meclisi bile toplamazsınız. Halkın evlatlarının canı sizin nazarınızda bu kadardır. Biz savaşla olmaz, parlamentoda bu işi konuşalım diyoruz, kendileri parlamentoya gelmeyi bile zulüm sayıyorlar. Hani bu iş siyasetle çözülürdü? Hani milli iradeden daha büyük bir irade yoktu? Hani bu çatı altında çözülmeyecek tek sorun yoktu?"