Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani'nin Türkiye ziyaretinin yankıları devam ederken, Taraf yazarı Kurtuluş Tayiz konuyu farklı bir açıdan ele aldı. Tayiz yazısında Barzani ile BDP lideri Selahattin Demirtaş arasında geçen kritik görüşmeyle ilgili ipuçları verdi.
İşte Taraf yazarının o yazısı;
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin ABD'deki temaslarının ardından Türkiye'ye yaptığı ziyaret kamuoyunda olumlu yankı buldu. Bunun nedeni altı ay önceki ziyarete göre Barzani'nin PKK konusunda daha açık konuşması ve Ankara'nın beklediği gibi Kandil'e sert mesajlar göndermesi. Barzani'nin değişen bu üslubu başkentte iyimser bir hava yarattı ve haliyle beklenti çıtasını da yükseltti.
BARZANİ SAMİMİ GÖRÜNÜYOR AMA..
Ankara açısından değerlendirmek gerekirse; Barzani'nin açıklamaları samimi görünüyor ancak unutmayalım ki onun uygulama gücü sınırlı. PKK'yı silah bırakmaya zorlayabilir ama bu Barzani'nin tek başına PKK'yı Kandil'den çıkartabileceği anlamına da gelmiyor. Mevcut durumda peşmergelerini PKK'nın üzerine salması pek olası değil. Ankara'nın da bir şeyler yapması, katkı sunması gerekiyor. Örgütü silah bırakmaya zorlamak için Barzani'nin elini güçlendirecek bir gelişme, adım henüz atılmış değil. Başbakan Erdoğan'ın "Silah bırakılırsa operasyonlara son verilir" açıklaması da şimdilik yeterli bir "açılım" olarak değerlendirilmiyor.
KÜRT KONFERANSI ZOR...
Erdoğan-Barzani zirvesinde gündeme gelen ve PKK'nın silahsızlanması için Ankara'nın büyük umutlar bağladığı Kürt Konferansı'nın haziran ayında gerçekleşme ihtimali neredeyse imkânsız denecek kadar az. Nedeni PKK ve BDP'nin direnmesi. Barzani, PKK olmaksızın bu konferansı gerçekleştirmenin pek anlamlı olmayacağını düşünüyor. PKK'sız bir konferanstan çıkacak sonuç da ancak örgütün tecrit edilmesine yönelik bir çağrı olabilir, ki bu Barzani'nin de işine gelmez. Barzani, Kürtler arasında otorite ve saygınlığını zedeleyecek, riske atacak bir hareketin içinde olmayı istemiyor. Beklentisi, Türkiye'nin örgüt için "siyasi af" dâhil bir dizi açılımları gündeme getirmesi yönünde. Ancak bu durumda PKK üzerinde kuracağı baskının meşruiyet kazanabileceğini ve sonuç alıcı olabileceğini düşünüyor.
FAZLA HAYALCİ OLMAYIN
Bağdat'taki merkezî hükümet ile Kürtler arasındaki ihtilaf ve gerilimin Barzani'yi Türkiye'ye her geçen gün daha fazla yaklaştırdığı görülüyor. Ne var ki bu Ankara'nın beklentilerinin rahatça karşılanabileceği anlamına gelmiyor. PKK sorununu Barzani'ye havale ederek bir çırpıda bu sıkıntıdan kurtulmayı ummak fazla hayalci bir yaklaşım olur.
PKK, BARZANİ ZİYARETİNDEN RAHATSIZ
Barzani ziyaretinin öncesinde ve sonrasında PKK ve BDP çevrelerinden Barzani'ye tepki içeren açıklamalar geldi. Kandil'deki örgüt liderlerinden Murat Karayılan, Kürt lideri uyararak "AKP politikalarına alet olmamasını" istedi. KCK Yöneticisi Remzi Kartal ise ziyaretin ardından Kuzey Irak'taki Kürt medyasına yaptığı açıklamalarda "Barzani'nin Başbakan Erdoğan'ın oyununa gelmemesini" istedi. Ankara'nın Kürtleri birbirine düşürmek istediğini savunan PKK'nın bu ziyaretten fazlasıyla tedirgin olduğu da açık. Örgüt, Maliki-Barzani restleşmesinin faturasının kendilerine çıkarılmasından korkuyor. Barzani'nin, zor dönemlerde Ankara'ya yanaşacağı ve Kandil'e sırt çevireceği endişesini taşıyorlar.
BARZANİ, DEMİRTAŞ'A NE DEDİ
Mesud Barzani ile BDP lideri Selahattin Demirtaş'ın Ankara'da gergin geçen buluşması da değerlendirmeye değer. Demirtaş'ın, ziyaret öncesi Barzani'yi, Türkiye ve ABD'nin güdümünde hareket etmekle suçlaması Kürt liderde soğuk duş etkisi yarattı. Demirtaş'ın sözleri şöyleydi: "Barzani, Türkiye ve ABD tarafından 'Kürtlerin ortak lideri' haline getirilmeye çalışılıyor. Onun üzerinden bütün Kürtler ile ilişki kurmak istiyorlar. Barzani iyi bir politikacıdır, bölgesel bir liderdir, iyi bir siyasetle bölgesini federal bölge yaptı ve bağımsızlığa götürüyor ama aynı karşılık Türkiye, İran ve Suriye Kürtlerinde yok. Kürtler, Talabani ve Öcalan'a karşı da aynı hissiyatı duyarlar. Bu liderlerden birini öne çıkarıp, alternatif haline getirip onun üzerinden sorunları çözme girişiminin sokakta, Türkiye Kürtlerinde karşılığı yok."
BİZ BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİK
Bu sözlere çok içerleyen Mesud Barzani, Ankara'da buluştuğu Demirtaş'a Halepçe'yi örnek vererek sitem etti: "Ben ve ailem Kürt halkı için kimyasal silahların önünde öle öle mücadele ettik. Sen şimdi hazır bir siyasi sistem içinde böyle rahat eleştiriler yapıyorsun. Biz büyük bedeller ödeyerek bugüne geldik..."
KANDİL'DE SON DURUM
PKK açısından ise durum hiç iç açıcı değil. Barzani'nin çağrılarına soğuk bakmaya devam ediyor. Kuzey Irak'ta örgütü yakından bilen kaynaklar örgütün Türkiye'ye yönelik saldırı hazırlıklarını sürdürdüğünü belirtiyor. Ancak örgütün eylem kapasitesinin düştüğü de bir gerçek. PKK'nın orta kademedeki militan yapısını, kışın süren operasyonlarda kaybettiği belirtiliyor. 30 yıldır PKK şiddeti hayatımızın az ya da çok mutlaka içinde oldu. Örgütün harekât kabiliyetinin düşmesi elbette mümkün ancak barış gelişmedikçe silahların hayatımızdan tümden çıkması imkânsız. Bunun için zaman yitirmeden BDP'yle Kürt sorunu, PKK'yla da silahları bırakma pazarlığı için masaya oturmak şart.