Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde başlatılan 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' raporunu açıklayan Devlet Denetleme Kurulu, yükseköğretimde ciddi bir denetim zafiyeti olduğunu vurguladı. Rapor 'teftiş, inceleme, soruşturma ve diğer idari işlemlerin yapılmasının temini için' Başbakanlığa gönderildi. YÖK'ün ilk defa denetlenmesi anlamına gelen rapor, çok sayıda çarpıcı bilgiyi belgeleriyle ortaya koyarken, geçmiş YÖK yönetimlerinin yaptığı 'hukuksuzluğu' da ortaya koydu. Raporda özetle şöyle denildi: "Gerek Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun mevcut yapısal sorunları ve denetim uygulamalarındaki eksiklikleri/hataları, gerekse ihbar ve şikâyetler hakkında YÖK Genel Kurulu, YÖK Başkanları ve üniversite rektörlerinin hukuka aykırı uygulamaları Anayasa ile öngörülen denetim olgusunun tamamıyla işlevselliğini yitirmesine yol açmıştır. Bu husus özellikle üniversite ve YÖK yöneticilerinin hesap verilebilirlik ile ilgili algılamalarının değişmesine neden olmuş ve böylece yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün önlenememesine/artmasına elverişli bir çevre hâline gelmiştir."
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunda, yükseköğretim alanının yolsuzluk ve usulsüzlüğün artmasına elverişli bir çevre haline geldiği belirtildi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun, 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' başlıklı raporunun özeti, Çankaya Köşkü'nün internet sayfasında yayınlandı. Söz konusu rapor özetinde, çalışmanın, Cumhurbaşkanlığı'nın 05.06.2007 tarihli talimatı ile başlatıldığı kaydedildi.
Raporun özetinde, YÖK başkanları ve rektörler hakkındaki şikayet ve ihbarlara ilişkin yürütülen iş ve işlemlerin incelendiği belirtildi. Bu çerçevede, YÖK Genel Kurulu ve YÖK başkanları tarafından yürütülen hukuka aykırı uygulamaların ortaya konduğu ve bunlar hakkında soruşturma açılması gerekliliğine işaret edildiği kaydedildi.
Raporda, Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun hem mevzuat hem de uygulamaları itibariyle ayrıntılı olarak değerlendirmeye tabi tutulduğu aktarıldı. YÖK'e intikal eden ihbar ve şikayetler hakkında Yükseköğretim Kurulu'nca yürütülen iş ve işlemlerin incelenmesi ve değerlendirilmesinin yapıldığı belirtildi.
Yüksek Öğretim Denetleme Kurulu'nun, son 10 yılda gerçekleştirdiği çalışmalar ve ürettiği raporlar üzerinden sayısal incelemeler yapıldığı ifade edilen raporda; şu görüşler aktarıldı:
"Kurulun son 10 yılda gerçekleştirdiği çalışmalar ve ürettiği raporlar üzerinden yapılan sayısal incelemelerle tespit edilen en önemli sonuç; Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun devlet üniversiteleri üzerindeki gözetim ve denetim anlamındaki asli fonksiyonundan neredeyse bütünüyle çekilmiş olmasıdır.
Son 10 yılda bu alanda yapılmış tüm görevlendirmeler, 2006 yılında Kurula verilen 3 üniversite (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi) ile ilgili genel denetim görevinden ibarettir. Buna karşılık, Kurul genel denetim çalışmalarını bütünüyle vakıf üniversitelerine yönlendirmiş görünmektedir. 2000-2008 yılları arasında toplam 223 genel denetim raporu düzenlenmiş olup, bu raporlardan sadece üçü devlet üniversitelerinden icra edilen denetimlere, diğerleri ise vakıf üniversitelerine yöneliktir."
Raporda, Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun hem nicelik hem de nitelik açısından denetim işlevine odaklı olarak kurulmadığı kaydedilerek, "Kurulun mevcut oluşumu ve üye sayısı, hem nicelik hem de nitelik açısından, tüm Türk Yükseköğretim Sisteminin denetlenmesi görevini yerine getirmeye yetecek kapasitede olmaktan uzaktır." denildi.
İHBAR VE ŞİKAYETLER
Raporda, gelen ihbar ve şikayetler üzerinde de duruldu. 'Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nca yazılan raporlarda, soruşturma açılması istenen az sayıdaki durumlarda dahi raporda varılan sonucu değiştirecek nitelikte herhangi bir kanıt bulunmaksızın hukuka aykırı bir biçimde YÖK Başkanınca soruşturma açılmasına gerek olmadığına dair karar verildiği belirtildi.
"Muhbir ve şikayetçinin kimliği gizlenmeksizin, ihbar ve şikayet konusu iddiaların idari araştırma kapsamında haklarında ihbar ve şikayette bulunulan kişilere-rektöre-üniversitelere gönderilmesi suretiyle muhbir ve şikayetçilerin kimlik bilgilerinin ifşa edilmesi biçiminde hukuka aykırı işlemler yapıldığı tespit edilmiştir." ifadelerine yer verildi.
"YÜKSEKÖĞRETİM ALANI YOLSUZLUĞUN ÖNLENEMEMESİNE ELVERİŞLİ HALE GELDİ"
Raporun sonuç bölümünde, devletin üniversiteler üzerindeki gözetim ve denetiminin, gerek mevzuat alt yapısındaki eksiklikler, gerekse YÖK Genel Kurulu, YÖK başkanları ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun uygulamaları nedeniyle, devlet adına icra edilen bir kamu hizmeti olma niteliğini tamamıyla kaybettiği kaydedildi.
Zaman