Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye rejimi Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in Cenevre-barış konferansında yaptığı konuşmanın saldırgan bir üslupla diğer ülkeleri suçlamaya yönelik olduğunu ve bu sebeple hayal kırıklığına yol açtığını söyledi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Cenevre’de Türk basın mensuplarıyla bir araya gelerek, Cenevre-2 barış konferansını değerlendirdi.“Savaş ve insanlık trajedisine yol açan katliamlar iki ay sonra üçüncü yılını dolduruyor” diyen Davutoğlu, “20. yüzyılda da, modern dönem siyasi tarihinde de üç yıl böylesine büyük insani facialara yol açan bir krizin herhangi bir çözüm çabası olmaksızın sürmesi çok nadirdir ve aslında uluslararası toplum için bir utanç vesilesidir” şeklinde konuştu.
“MUALLİM’İN KONUŞMASI HAYAL KIRIKLIĞINA YOL AÇTI”
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in konferansta yaptığı konuşmayı da değerlendiren Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Cenevre-1 bildirisinin ve anlaşmasının, mutabakatının ne derseniz deyin, esasını teşkil eden geçiş hükümeti kavramını bırakın, geçiş kavramına dahi bir atıf olmaksızın, sadece saldırgan bir üslupla diğer ülkeleri suçlamaya dönük ve Suriye'deki vakıayı ve yaşanan olayları, gerçek yüzünü örtmeye dönük bir çaba sergiledi. Bu büyük bir hayal kırıklığına yol açtı. Birçok ülke, daha sonra bu mantıkla konferansta nasıl netice alınabileceğini sorguladı. Biz Türkiye olarak, bize dönük bazı eleştirilere de açıkça konuşmamda cevap verdiğim gibi, Suriye rejiminin bu üslupla, bu yaklaşımla gerçekleştirdiği insanlık suçlarını örtmeye gücü yetmez”
“TÜRKİYE'YE DÖNÜK ELEŞTİRİLERDE BULUNMUŞ OLMALARI KABUL EDİLEMEZ”
Davutoğlu, son üç yıldır her türlü yöntemle Suriye halkının katledildiğini, tasfiye edilmeye çalışıldığını, etnik kıyım uygulandığını, insanlık suçları işlendiğini, keskin nişancılarla, tank ve topçu ateşleriyle, hava bombardımanı ile, varil bombaları ile, Scud füzeleriyle, kimyasal silahlarla denenmedik yöntem kalmadığını vurgulayarak, “Buna rağmen hala bütün bu faciadaki rollerini unutup, başka ülkelere, bu arada Türkiye'ye dönük de eleştirilerde bulunmuş olmaları kabul edilebilir bir durum değildir” dedi.
“ESAD’IN SURİYE’Yİ YÖNETME MEŞRUİYETİ KALMAMIŞTIR”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Rusya’nın, Esad konusundaki pozisyonunun ve bu konudaki yorum farklılıklarının ne olduğuna ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu:
“Birçok ülke dışişlerinin vurguladığı gibi artık Esad'ın Suriye'yi hem ahlaki olarak yönetme meşruiyeti kalmamıştır, hem de fiilen siyasi olarak da yönetme kudreti kalmamıştır. Yani düşünün Suriye'nin hangi şehrini ele alırsanız alın, bir devlet başkanı olduğunu iddia eden birinin o şehre gidememesi düşünülebilir mi? Orada herhangi bir şekilde halkı idare edebilmek açısından. Gidemediği bir şehir, kontrol edemediği bir ülkenin nominal olarak, birkaç ülkenin tanıdığı bir devlet başkanı olarak kalmasının ne anlamı var. Önemli olan bir kişinin geleceği mi, bir halkın, bir ülkenin, bir bölgenin geleceği mi? Bu konuda artık herkesin tercihini net ve açık yapması gerektiği kanaatindeyim.”
“İRAN’IN BU TOPLANTIYA KATILMASININ FAYDALI OLACAĞI KANAATİNDEYDİK”
Davutoğlu, kendisine yöneltilen bir soru üzerine, “Biz Türkiye olarak İran'ın bu toplantıya katılmasının faydalı olacağı kanaatindeydik. Son ana kadar da bu konuda çaba gösterdik. Pazar günü Sayın Ban beni arayıp Suriye muhalefetinin katılımı dolayısıyla desteklerimize teşekkür ettiği zaman, bugün de toplantıda teşekkürü yeniledi. Bu teşekkür şahsen bana yapılan bir teşekkür değil, Türk halkına, devletimize yapılan teşekkürdür. Pazar günü aradığında bu konudaki düşüncesini bana ifade etti ve bizden yardım da bulunmamızı rica etti. Ben de Pazartesi günü sayın Cevad Zarif'le de konuştum. Tabi gönül isterdi ki, olumlu bir açıklama ile birlikte İran da bu toplantı da bulunsun. Çünkü İran'ın bölge ülkesi olarak bir şekilde bu sürece katkıda bulunma zarureti var” ifadelerinde bulundu.
İNTERNETHABER