Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "17 Aralık operasyonu sonrasında, hep sayın Başbakanımız hedef alındı. AK Parti kadroları hedef alındı. Hepimiz hedef alındık. Aslında hedef alınan kişiler değildi, Türkiye'nin istikbaliydi" dedi.
Davutoğlu, AK Parti Konya İl Teşkilatınca Anemon Otel'de düzenlenen toplantıda, seçimden sonra Konya'ya gelmeyi planladığını, yurt dışı ziyaretlerinden dolayı gelemediğini belirterek, Konyalılara teşekkür borcunu ifa etmek için kente geldiğini söyledi.
30 Mart seçimlerinde Konya'nın yüzde 64,3'lük oran ile büyükşehirler arasında partisinin en yüksek oyu aldığı il olduğunu aktaran Davutoğlu, "Çok iyi neticenin alındığı bir şehrimiz oldu Konya. Bununla gurur duyuyoruz. İster AK Parti'ye oy vermiş olsun ister olmasın, hepsini tebrik ediyorum. Tabii bize teveccüh gösterip oy vermiş olanlara hassaten teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Davutoğlu, 30 Mart seçimlerinin diğer seçimlere benzemediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Herhangi bir seçim değildi. Her seçimin önemi vardır. Her seçim ülke siyasetinde bir derin iz bırakarak, geleceği tayin edecek bir çizgi oluşturur.
Ama bu seçimler 12 yıllık istikrar, güven ve yükselme döneminden sonra bu ülkenin kaderinin tayin edileceği, ana duraklardan biriydi.
GEÇEN SENE NİSAN SONUNA DİKKAT EDİN
Dikkat edin, geçen sene nisan sonunda ülkede genel olarak çok olumlu hava vardı, çok büyük projeler hayata geçiriliyordu. 3. köprüler, havaalanları ve birçok çalışmalar. Türk ekonomisi yükselişte...
Ama mayıs sonunda başlatılan bazı eylemler, önce Gezi Parkı eylemleri... Şimdi geriye dönüp baktığımızda mahalli seçimlerin seyrini ve neticesini, mahalli seçimler sonrasında da Cumhurbaşkanı seçimlerini ve genel seçimleri etkileyerek, Türkiye'nin yükselişine öncülük etmiş AK Parti kadrolarına dönük, başta Başbakanımız olmak üzere bir operasyon başlatılmıştı. Değişik konular bahane edilerek, son olarak 17 Aralık operasyonu sonrasında, hep sayın Başbakanımız hedef alındı. AK Parti kadroları hedef alındı. Hepimiz hedef alındık. Aslında hedef alınan kişiler değildi, Türkiye'nin istikbaliydi."
HERKESİN BU MESAJI ALMASI LAZIM
"Bu millet, derin irfanıyla bütün dünyaca takdir edilen bu millet, 'böyle bir tehlikeyi sezdiğinde, ayağa kalkar, bunlara dur der' diyorduk" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"30 Mart seçimleri gösterdi ki hiçbir gizli ortak ve mihrak, bu milletin kaderini tayin etme yetkisine, gücüne sahip olmamıştır, olmayacaktır. Onun için belki de siyasi tarihimizin en hareketli ve en büyük katılımlı seçimi gerçekleşti. İstanbul'da 2 milyonu aşkın kitle nasıl toplanabildi?
Konya'daki, sayın Başbakanımızın rahatsızlığı sebebiyle katılamamasına rağmen çok büyük bir kitle nasıl toplandı ve meydanda kaldı. Bütün ilçelerimizde daha önceki seçimlere göre nasıl büyük bir heyecan uyandı. Aslında Türkiye'nin istikbaliyle ilgili oynanan oyunların farkında olunduğu mesajını verdi milletimiz. Türkiye ile ilgili iki mesaj önemliydi. Birisi; katılım oranı o kadar yüksekti ki yüzde 90'ı aşan... Türk milleti şunu söyledi; 'kim ne derse desin, bu ülkenin kaderine ben el koyuyorum ve benim el koyduğum yerde başka kimse konuşamaz. Hiçbir yayın organı, çevre ve mihrak benim kaderim üzerine oyun oynayamaz'. Gerçekten de 30 Mart seçimleriyle milletimiz bu ülkenin geleceği ile ilgili tarihe mührünü vurmuştur, bu mesajı vermiştir. Herkesin bu mesajı alması lazım."
Davutoğlu, seçmenin kendilerine de mesajlar verdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bize de denen şudur; 'siz merak etmeyin, size karşı oynanan oyunların farkındayız. Biz vazifemizi yaptık, yapacağız ve yapmaya devam edeceğiz. Ama yeter ki şu ana kadar sürdürdüğünüz siyasi çizgiyi muhafaza edin, AK Parti'nin siyasi omurgasının değişmesine izin vermeyin'. Bu mesaj alınmıştır. Bu mesajı biz nasıl almışsak ve bunun gereğini yapacaksak, bize muhalefet edenlerin de artık seçim ve sandık formülleri dışında formüller ile bu ülkenin kaderine dönük oyun oynama heveslerini terketmeleri lazım."
TARİHİ BİR HAREKET
Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haksız şekilde eleştirildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"(Kutuplaştırıcı ve sert bir dil kullanılıyor. AK Parti toplumu kutuplaştırıyor, gerginlik oluşturuyor) gibi bir kanaat uyandırılmaya çalışılıyor. Düşünün ki bu ülkede AK Parti yok. Bir an yokluğunu farz edin. İnşallah böyle bir dönem olmayacak. Bundan sonraki 10 yılda, hatta yüz yıllar içinde AK Parti kurumsallaşarak devam edecek. Çünkü bu sadece bir siyasi parti hareketi değil, büyük bir tarihi harekettir. Bugün AK Parti olarak siyasi hayatta tecessüm etmiştir. Geçmişte başka şekillerde tecessüm etmiştir.
Bu yürüyüş, bu hareket Horasan'dan başlayıp, Konya'da tohumları ekilen, Selçuklu mirasını burada şekillendiren, Osmanlı ile cihan devleti haline gelmiş olan bu hareket, Türkiye Cumhuriyeti ile istikbalini kazanmıştır. İnşallah kıyamete kadar da durdurulamayacak, engellenemeyecektir."
Bu hareketin bugünkü sözcüleri, hizmetkarları olmaya çalıştıklarını anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Yarın başka isimler gelecek. Onlar bunu daha ileri noktalara götürecekler. Ama kesinlikle bu durdurulamayacak. Ama düşünün ki onların arzu ettiği olmuş olsaydı, olmazdı ya, AK Parti yüzde 30'lara gerilemiş ve siyasi tabloda bir boşluk alanı oluşmuş olsaydı, Türkiye'nin siyasi tablosu nasıl şekillenirdi? Bugün neyi konuşur olurduk? Bir takım kaos senaryolarını isteyenler, Anadolu tabiriyle, ellerine kına yakmış olurlardı. Ama millette derin bir karamsarlık ve üzüntü olurdu. AK Parti'nin Türk siyasetindeki omurga niteliği bu seçimlerde öylesine teberrüz etti ki kimse artık bunu reddedemez. Hem mitinglerdeki katılım hem de seçim neticeleri itibariyle bakıldığında ülkenin her yerinde oy alan, her yerinde belediye başkanlığı kazanan tek partidir."
MİLLET, HİÇBİR ZAMAN FIRSAT BEKLEYENLERE BU FIRSATI VERMEZ
"AK Parti kadrolarında, mevki makam hesabıyla birbirleriyle ihtilaf edecek, hukuklarını zedeleyecek bir süreci bekleyenler daha çok beklerler. Buna hiçbir şekilde izin verilmez. Sayın Başbakanımızın başlattığı istişareler bunun işaretidir" ifadesini kullanan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"CHP veya diğer partilerde böyle bir istişare ihtiyacı hissediliyor mu? Bu kadar geniş problemli dönemlerden geçtiler. Aslında onların şimdi tek tek toplanması lazım. 'Neyi neden kaybettik' diye sormaları lazım. Seçimi büyük bir ezici çoğunlukla kazanan partinin lideri 'bundan sonraki süreçleri nasıl yönetiriz' diye önce milletvekilleri ile sonra il başkanlarıyla, belediye başkanlarıyla, sonra teşkilatın her bir ferdiyle, tüm kongre üyeleriyle istişare etme kararı alıyor. O lidere otokratik tanımı yakıştırılıyor. Bu kadar demokratik bir şekilde teşkilatın tümüyle konuşan bir lidere… Öbür tarafta, seçimi kaybedenler pişkin bir şekilde hiç istişareye ihtiyaç hissetmiyorlar. Kimse onlara 'partinizin geleceğiyle ilgili niçin konuşmuyorsunuz, niçin demokratik bir istişarede bulunmuyorsunuz' demiyor. Çünkü mesele herhangi bir şekilde demokratik kültür meselesi değil, mesele sayın Başbakanımızın yıpratılması, AK Parti kadroları arasında mümkünse bir ihtilaf çıkarılması meselesidir. İhtilaf çıkarma konusunda elhamdülillah bizler ve bu millet hiçbir zaman fırsat bekleyenlere bu fırsatı vermez."
Mesajın alındığını, milletin kaderi, ülkenin ve devletin bekasıyla ilgili kararı sadece milletin kendi iradesiyle vereceğini vurgulayan Davutoğlu, şunları ifade etti:
"Bu iradeyi, Türkiye’nin her bir yerinde kendisini temsil edebilen, her yerinde al bayrağı dalgalandıran, Türkiye’nin her yerinde, her kesimden, her düşünceden, her etnik kesimden, mezhebi kesimden oy alabilen ve onlarla konuşabilen AK Parti üzerinden kullanır. Kullanmıştır ve Allah’ın izniyle bize emaneti bir kere daha tevdi etmiştir. Hiçbirimiz 'seçimden zaferle çıktık' diye bir kenara çekilmedik. Sayın Başbakanımız istişarelere başlıyor. Ben gidemediğim yurt dışı programları nedeniyle 1 hafta içinde 38 bin kilometre yol yapıp, dünyada tur atmam gerekiyordu. Oralara gittik. Hiç kimse 'biraz dinlenelim' demedi."