Harp Akademisi Komutanlığı tarafından kabul edilen skandal tez o dönem yüzbaşı olan Özsaraç'a kurmaylık yolunu açtı...
Kafes soruşturmasından tutuklanan Deniz Kurmay Yarbay Halil Özsaraç'ın 2002 yılında hazırladığı kurmaylık tezinde büyük tartışmalara neden olacak değerlendirmeler yaptığı ortaya çıktı. İrticai tehdit üzerine hazırlanan Tez'in önerdiği tekliflerin 7 ay sonra Aralık 2002'de hazırlanan ve Mart 2003'te masaya yatırılan Balyoz Darbe Planı'yla bire bir uygulamaya konulmak istendiği öne sürüldü.
KAFES’İN HÜCRE LİDERİ
Kafes Operasyonu Eylem Planı'nı uygulayacak 41 kişilik timde Ege Bölgesi'ndeki 2. Hücre Lideri olarak yer alan Özsaraç, 26 Kasım 2009'da Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Özsaraç, Harp Akademisi'nde Kurmaylık eğitimi alırken "Geçmişten Günümüze Türkiye'de Laikliği Tehdit Eden Unsurlar ve Gelecek İçin Alınması Gereken Önlemler Nelerdir?" konulu bitirme tezi hazırladı.
"Gizli" gizlilik derecesindeki 1 Mayıs 2002 tarihli kurmaylık tezinde Özsaraç'ın irticai tehditlerle ilgili gündeme getirdiği görüşlerin, irticanın öncelikli iç tehdit değerlendirmesi yapılarak hazırlanan Balyoz Planı'na kaynaklık ettiği ileri sürüldü.
İRTİCA SAVUNMAYA GEÇTİ
Kurmaylık tezinin 'sonuç ve teklif'in yer aldığı son bölümünde "Refah ve Fazilet partilerinin kapatılmasıyla irtica savunmaya geçmiştir. Savunma, bir sonraki taarruz için hazırlanma dönemidir. İslâmî hareket şu anda eskisinden daha kuvvetli olabilmek için hazırlık yapmaktadır. Siyasî irtica halen büyük bir güce sahiptir. Saadet Partisi ve AKP'ye geçen kadrolar etkinliklerini burada sürdürmektedirler" deniliyor.
DİYANET ‘İSLAMCI’LARDA
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 'İslamcı çevrelerce' planlı bir şekilde ele geçirildiğinin öne sürüldüğü tezde, kurumun İslamcı unsurlarla mücadele etmediği hatta çoğu zaman fikir birliği içinde oluduğu eleştirisi yapılırken, buna örnek olarak da dini grupların liderliğini yapan kişilerin daha önce Diyanet'te imam ve müftü gibi görevlerde bulunmuş olması gösteriliyor.
OKULLAR SEKTE VURUYOR
Diyanet ve Gülen cemaatine mensup işadamlarınca yurtdışında açılan eğitim kurumlarının, Türkiye'de laiklikle mücadeleyi boşa çıkarabileceğinin iddia edildiği tezde, "Diyanet İşleri Başkanlığı’nın projeleri ve Fethullah Gülen'in okulları da dahil olmak üzere Avrasya'da Türkiye'ye yeni fırsatlar açacak ülkeler üzerinde dinsel temaların işlendiği projeler içeride İslâmcı unsurlarla mücadelemizi sekteye uğratabileceğinden dikkatle yeniden değerlendirilmelidir" ifadeleri yer alıyor.
DİNSEL AÇIDAN YARARSIZ
"İlâhiyat Fakülteleri’nden, İmam Hatip Okulları’ndan, izinli/izinsiz Kur'an Kursları’ndan Cumhuriyet yurttaşı tipinin yetiştirilebilmesi mümkün görünmemektedir" görüşünün savunulduğu tezde, Kur'an Kursu eğitimine şu ifadelerle karşı çıkılıyor:
"Buralarda yüz binlerce, belki milyonlarca çocuğun, "din eğitimi" kisvesi altında beyinlerinin dumura uğratıldığı bilinmektedir. Suudi Arabistan'da bile anlaşılamayan eski dönem Arapça haliyle Kur'ân bire bir ezberletilmekte ve genç insanların geri dönmeleri imkânsız bir şekilde dinsel açıdan bile yararsız gözüken bu yöntemin sevaplarına inanacak şekilde beyinleri yıkanmaktadır. Türkçe harfleri hiç görmeden doğrudan Arap harflerini ve yazısını öğrenen çocuklar İslâmcılığın bir sonraki aşamasına geçişte kullanılmak üzere ve ustaca hazırlanmaktadırlar."
İMAM HATİPLER KAPANSIN
Sözde 'gericiler' diye nitelendirilen kesimlerce 8 yıllık eğitim uygulanmasının delindiği iddia edilen tezde, "İmam Hatip Okulları’nın kapanmasıyla oluşan boşluk tarikatlara ait özel kolejlerin devreye sokulmasıyla doldurulmuştur. Tarikatların eğitim sistemi içindeki etkinliklerinin kırılması için tarikatlara ait bulunan bütün özel okul, yurt, dershane ve diğer eğitim kurumlarının bir an önce kamulaştırılarak Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmesi gereklidir" deniliyor.
Kurmay Yarbay Halil Özsaraç'ın kurmaylık tezinin 'Kendi Hareket Tarzlarımız' başlıklı son bölümünde yer alan teklifi ise skandal çalışmanın amacını gözler önüne seriyor. Toplum üzerinde etkili olabilen ve taraftar toplayabilen tüm dini lider özelliği taşıyan kişilerin ve bunlara yardımcı olan kadrolarla "Yasa dışı usullere de başvurmaktan imtina etmeden" her türlü mücadelenin yapılması önerilen tezde dini liderler ve kadrolarına karşı şu yöntemlerin izlenilmesi isteniyor:
Ekonomik kaynaklarını, soy ağacına varacak kadar geçmişlerini, sabıka durumlarını, cinsel fantezilerine varıncaya kadar özel hayatlarını, varsa bölücü/yıkıcı unsurlarla ilişkilerini, askerlik yapıp yapmadıklarını, vs. mercek altına alarak ve takip ederek delil toplamak, Türk Milletinin hassas olduğu kötü davranış ve olayları delillere dayandırarak bu kişilere karşı niyetlerinden vazgeçirmek üzere şantaj aracı olarak kullanmak, bu kişilerin etkin oldukları çevrelerde haklarında dedikodu üretilmesine yardımcı olmak, bulunan delilleri ve/veya dedikoduları mümkün olan her türlü kitle iletişim aracılığıyla yayarak teşhir etmek ve bu kişileri yıpratarak etkisiz hale getirmek,
Birbirleriyle çatışma yaşayabilecekleri konuları tespit etmek, menfaat çatışmalarını tetikleyebilecek ve derinleştirebilecek girdileri kullanarak birbirleriyle çatışmalarını ve böylece güç kaybına da uğramalarını sağlamak,
Adi suç işlediklerinin tespit edilmesi gibi fırsatları iyi değerlendirerek, bu kişileri kamuoyu nezdinde rezil ve güvenilmez kılacak şekilde basın-yayın organlarında teşhir etmek, bu suretle kamuoyunda bu kişilere karşı nefret uyanmasını sağlamak ve bu kişileri faaliyetlerine devam edemeyecek derecede yıpratmak.
İŞTE YÜZBAŞININ İRTİCAYLA MÜCADELE TEKLİFLERİ
Skandal tezin sonunda yer alan teklifler takdim metninde özetlenerek şu şekilde sıralanmış:
İmam Hatip Liseleri’ni tümden kapatmak ve böylece öğretimde uzun süredir yaşanmakta olan fiilî ikiliği ortadan kaldırmak.
KUR'AN KURSU BAŞLAMA YAŞI 18 OLSUN
İlâhiyat Fakülteleri’nin sayısını sadece mahdut seviyede din adamı yetiştirmek üzere tek bir İlâhiyat Fakültesi’ne indirmek,
Aşırı vergilendirmek suretiyle tarikat ve cemaatlerin kontrolündeki özel okulları kapanmaya zorlamak, uygunsuz eğitim gerekçesiyle kapatmak,
Kur'an kurslarına en erken başlama yaşını 18 olarak belirlemek ve ihtiyaç fazlası duruma düşecek Kur'an kurslarını kapatmak.
EZAN TÜRKÇE OKUNSUN...
Yeni cami inşasını engellemek,
Kurumu Sünnî mezhebinin hegemonyasından kurtaracak şekilde personel dengesini tesis etmek,
Personeline uzun süreli Atatürkçülük eğitimi vermek,
Başkanlığına Atatürkçü profesörleri atamak,
Türkçe ezânı yeniden zorunlu kılmak,
Dinî tavsiyelerin, "fetva" olarak adlandırılmasını yasaklamak.
PARTİ KAPATMAK KOLAYLAŞSIN
Milli Eğitim sisteminde Atatürkçülüğün benimsenmesini sağlayacak yeni müfredatlar geliştirmek, zorunlu din eğitimini kaldırmak, İslâmcılık propagandası mahiyetini taşıyan tüm izleri silmek, gerektiğinde Millî eğitim sisteminin her yaştan, her kesime imkan tanıyacak şekilde, halk evleri, halk odaları ve köy enstitüleri gibi daha önceden denenmiş eğitim müesseselerini, hatalardan ders alarak, yeniden açmak ve yaygınlaştırmak,
Siyasî partilerin kapatılmasını kolaylaştırıcı hukukî mevzuat geliştirmek, n Atatürkçü platformun eksikliğinin yarattığı boşluğu doldurmak üzere sivil toplum örgütleri kurmak ve her alanda geniş ve anlamlı destek vermek,
FETİH ŞÖLENİ'Nİ KİMLER YAPSIN?
Tüm ekonomik imkânlar kullanılarak, Lâiklik karşıtı sermaye çevrelerinin ekonomik faaliyetlerini hedef almak, bu çevreleri zayıflatmak ve yola getirmek,
İstanbul'un Fethi Törenleri gibi aşırı İslâmcı uygulamalara sahip dikkat çekici faaliyetleri Atatürkçülüğünden şüphe duyulmayan kişilere organize ettirmek,
Türk dış politikasında dinî temaların ağırlık kazanmasını önlemek.
ORGENERAL FIRTINA, KOMUTANIYDI
Yarbay Özsaraç'ın İstanbul'da kurmaylık eğitimi aldığı dönemde Harp Akademisi'nin Komutanlığı'nı Balyoz'dan tutuksuz yargılanacak olan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına yapıyordu. Fırtına, Balyoz Darbe Planı'nda Türk jetinin düşürülmesi ve Yunanistan ile havada gerilim çıkırmayı hedefleyen 'Oraj Eylem Planı'nı yapmakla suçlanıyor.