Yargı vesayeti tartışılırken önceki gün Danıştay'dan eğitimle ilgili ilginç bir karar daha geldi. Danıştay 8. Dairesi, İstanbul Barosu'nun yaptığı gizli başvuru üzerine, üniversiteye girişteki 10 puanlık katsayı farkının yürütmesini oybirliğiyle durdurdu. Kamuoyu ise ayağa kalktı.
Öğrencilerin artık adapte olması çok zor
Sait Gürsoy (Eğitimci-yazar): Geçen sene, yaklaşık 100 binin üzerinde aday yeni sınav sistemi geleceği için sınava girmeyip bu yılı beklemişti. Bir defa geçen yıldan 100 bin aday kaosa düşüyor. Ayrıca meslek liselilerin tamamına yakını, katsayılar eşitlendiği için bu yıl dershanelere gittiler. Bu yüzden hayal kırıklığına uğramış durumdalar. Üçüncüsü ise genel liselerin içerisinde alan dışı tercih yapacaklar hazırlık yapıyorlardı, bunlar da hayal kırıklığına uğradılar. Yaklaşık 1 milyon 400 bin aday, bu saatten sonra nasıl hazırlık yapacağını bilemiyor. Çünkü bundan sonra karşılarına çıkacak yeni sistem hemen gelse dahi adapte olmaları çok zor. Hukuka saygılı bir kişiyim ama bir eğitimci olarak şunu da söylemek istiyorum: Bu çocukların geleceğiyle oynamamamız lazım. Göreceksiniz önümüzdeki günlerde bu iş hem eğitim açısından hem siyasi açıdan bizleri karışık bir ortama çekecek.
DEĞİŞİKLİK yüzünden türkiye ara eleman yetiştiremiyor
Mustafa Yardımcı (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi): Danıştay, sağlam temelleri olmayan bir karara imza attı. 'Bu adaletsizliğe çözüm bulmalıyım' demek yerine 'ben yaptım oldu' mantığını güdüyor. Bu durum Türkiye adına sağlam dayanak olmuyor ve sistem sürekli değiştiriliyor. Sistem değişikliğinden etkilenen teknik liselerde okuyan çocuklarımız ciddi anlamda zarar görüyor. Bu kararlar dolayısıyla Türkiye ara eleman yetiştiremiyor. Bu karar çocuklarımızın başını yaktı. İktidar ve muhalefet bir araya gelerek bu adaletsizliğe muhakkak bir çözüm yolu bulmalı.
Danıştay, baro yerine öğrencileri kırıyor
Nurettin Özgenç (KOBİDER Başkanı): Danıştay'ın bu kararı daha önce olduğu yine bizi şoke etti. 'Bu kadar da olmaz' dedirtti! İstanbul Barosu ile Danıştay arasında hukuka aykırı bir konsensüs olduğu açık bir şekilde görülüyor. Baro gizli bir şekilde Danıştay'a bu kararı iptal etmesi için müracaat ediyor. Zaten aralarında daha önceki iptal kararından doğan münasebetten dolayı Danıştay, her zaman olduğu gibi baroyu kırmak yerine yüz binlerce öğrenciyi kırıyor. İdeolojik saplantılar nedeniyle iki kurum birleşip siyasi bir tutum takınarak, YÖK'ün düzenlemesine karşı rövanş alma yoluna gittiler. Öğrencilerde yıkım etkisi yapan bu karar ekonomik ve sosyal hayatın her alanını olumsuz etkileyecek. Daha önce ismi darbecilikle anılan bir baro, genç beyinlerden ne istiyor? Bu katı tutumu aklım almıyor. Ancak şu unutulmamalıdır ki; bu kararı verenler gün gelecek bu tutumlarından dolayı vicdan azabı çekecekler, yaptıklarının yanlış olduğunu bilecekler.
Cuntacılarla Danıştay birlikte çalışıyor
Rıdvan Kaya (Özgür-Der Başkanı): Türkiye'de Danıştay'ın vermiş olduğu kararlar hukuk adına her geçen gün adaletten uzaklaşıyor. Danıştay'da ne yazık ki hukukla, adaletle ilgili kararlar görülmüyor. Verilen kararda, tahakkümün ve dayatmanın olduğunu görüyorum. Hukuk adına son derece utanç verici bir durum. Bu kararı ayrıca cuntacı zihniyetin uzantısı olarak görüyorum. Cuntacılar ile Danıştay aynı kaleye gol atıyor gibiler, birlikte çalışıyorlar. Böylelikle de cuntacı zihniyet halkın iradesinden gitgide uzaklaşıyor. Bu adaletsiz kararı protesto etmek için bugün İstanbul Barosu önünde buluşacağız. Bizi son derece üzen ve yüreğimizi derinden yaralayan bu karar üzerine protestolarımız umarım etkisini gösterir.
'28 Şubat dayatmalarına dokunmayın' kararı
Ahmet Gündoğdu (Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı): Karar, Danıştay'ın yürütmenin yerine el koymasıdır. 1974'ten 1997'ye kadar var olan her öğrenci çözebildiği soru oranında üniversiteye girebiliyorken, 28 Şubat sürecinin etkisiyle YÖK'e dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir tarafından talimat verilip katsayı dayatması getiriliyor. YÖK Başkanı da buna 'emredersin' diyor. 1997'den 2010'a kadar öğrenciler kendi alanlarına bile gidemiyor. Bu, Türkiye'nin büyük bir ayıbıdır. Diplomasına bakılarak çocuklar cezalandırılıyor. Danıştay'ın verdiği kararla haksızlığı gidermesi beklenirken, eğitimde fırsat eşitliğini ihlal etmeyi onaylamıştır. Türk milleti adına değil, Türk milletine rağmen karar vermiştir. Bu karar '28 Şubat sürecinin dayatmalarına dokunmayın, devam etsin' kararıdır.
Çocukların hayalleri yıkılıyor
Prof. Dr. Halis Ayhan (YÖK üyesi): Bu tür kararları vermek YÖK'ün işidir. Anayasa'ya göre, YÖK Kanunu'na göre bu konuda mahkemelerin karar vermesi gerekmiyor. Ancak bir haksızlık yapıldığında mahkemeye gidilebilir. Danıştay daha önceki yıllarda benzer kararlarda topu hep YÖK'e atarken bugün kendi karar veriyor. Eğitim ve bilim açısından konuya bakıyorum, çocukların hayalleri yıkılıyor bu kararla. Şu anda sınav başvuruları başladı, 12 Şubat'ta müracaatlar sona erecek. Sınavda başarının sırrı heyecanı iyi ayarlamaktır. Karar öğrencileri bu anlamda sıkıntıya sokacak, öğrencileri çok olumsuz etkileyecek.
28 Şubat hukukuna sahip çıkıyorlar
Kamil Uğur Yaralı (Hukukçular Derneği Başkanı): Öğrenciler mağdur olmuş, motivasyonunu kaybetmiş, onlar için hiçbir önemi yok. Son düzenleme de eşitsizlik getirdiği halde, baro mutlak manada eşitsizlik olsun, en başarılı olanlar bile istediği yere giremesin diyor. Ülkemizde 28 Şubat darbesine karşı olduğunu ileri sürenlerin, hukuki bir dayanağı olmayan katsayı eşitsizliği gibi 28 Şubat hukukunun getirilerine sahip çıkmaları, darbe karşıtlıklarında samimi olmadıklarını gösteriyor.