Bu konuda bazı telefon görüşmelerini tespit ettiklerini belirterek, "Bu bağlantıya operasyon yapacaktık ama tam o sırada bize operasyon yapıldı." dedi.
28 Şubat sürecinin en önemli isimlerinden dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkan Vekili Bülent Orakoğlu, postmodern darbenin perde arkasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Zaman'a konuşan Orakoğlu, 28 Şubatçıların PKK ile temasları olduğunu, terör eylemleriyle Türk-Kürt savaşı çıkartılmak istendiğini söyledi. Bu konuda bazı telefon görüşmelerini tespit ettiklerine dikkat çeken Orakoğlu, "Siyasî iradenin dışında cereyan ettiği için biz bunları suç olarak kaydettik. HADEP'in bir avukatı vardı, Selim Okçuoğlu. O devreye sokulmuştu. 'Okçuoğlu'nu gözaltına alalım' dedim Hanefi Avcı'ya ama tam o sırada bize operasyon yapıldı. Yoksa biz onu gözaltına alıyorduk." dedi. Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) Refah Partisi'nin (RP) başarılı olduğu 1994 yerel seçimlerinden sonra kurulduğunu da savunan Orakoğlu, sürecin fiilî bir darbeye dönüşmemesinin 2 önemli sebebi bulunduğunu belirtti. Bunlardan birincisinin Emniyet İstihbarat'ın çalışmaları, ikincisinin de TSK içerisindeki bazı generaller olduğunu dile getirdi: "Hüseyin Kıvrıkoğlu Paşa, Necati Özgen Paşa, Rasim Betir'in de aralarında bulunduğu birçok paşa, 28 Şubat cuntasıyla perde arkasında mücadele etti. 28 Şubatçı yapı, milli olmayan, ideolojik bir yapıydı. Bundan dolayı oradaki birtakım üst düzey generaller, arka planda bu hareketin başarılı olmaması adına birtakım faaliyetlerde bulundular."
Orakoğlu, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Kıvrıkoğlu'nun kıl payı kurtulduğu KKTC'deki tatbikatta yaşanan kazanın perde arkasında da bu mücadelenin yattığını savundu. Kasım 1997'de yapılan Toros-2/97 tatbikatında, Özel Kuvvetler'de görevli bir yüzbaşının silahından çıkan kurşun, Kıvrıkoğlu'nu teğet geçerek hemen arkasındaki Albay Vural Berkay'ı şehit etmişti. Bunun bir suikast girişimi olduğunu düşünenlerin oranı hiç de az değildi. Orakoğlu'na göre ise hedef gerçekten Berkay'dı. Ama asıl amaç, Kıvrıkoğlu'na mesaj vermekti: "Kıvrıkoğlu korkutulmak istendi. Çünkü o suikasta kadar 28 Şubat ekibinin karşısındaydı. Bu girişimden sonra Kıvrıkoğlu '28 Şubat bin yıl sürecek.' açıklamasını yaptı. Onu söyleyince ben de çok şaşırdım. Çok sonra söyledi biliyorsunuz. Oysa cuntacılara karşı olduğu biliniyordu."
Deneyimli emniyetçi, mahkeme sürecinde bu noktanın da aydınlatılması gerektiği görüşünde: "Bu askerler neden karşı çıktı onlara, bu çok önemli. Mahkemede bunun da açığa çıkması gerekir. Acaba cuntanın PKK ile bağlantıları nedeniyle mi yoksa ideolojik yapıları veya dış bağlantıları nedeniyle mi karşı çıktılar?"
Orakoğlu, cuntacı generallerin, kışlalarda çok ciddi araştırmalar yaptıklarını ve 'Darbe yaparsak erler bizi dinler mi yoksa karşı mı çıkarlar?' sorusuna cevap aradıklarını da aktardı: "Araştırma sonuçlarına göre erlerin kendilerini dinlemeyeceği ortaya çıkıyordu. Türk askeri Anadolu'dan yetişip geldiği için bunları dinlemesi mümkün değildi. Bu araştırmalarla ilgili bizim elimizde çok ciddi belgeler vardı. Bu belgeler halen Emniyet İstihbaratı'nda."