Haberlerin muhabirlerin istihbarat kaynaklarından gelen bilgiler doğrultusunda yapıldığını belirten Yıldız, sadece kendilerinin değil bir çok gazetenin bu yönde manşetler attığını hatırlattı. Yıldız, "Zaman zaman insan 'bizi yanlış yönlendiriyorlar" diye düşünüyor." şeklinde konuştu.
Cihan Haber Dergisi'nin son sayısına konuşan Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, mesleğe girişinden Cumhuriyet'e bombalı saldırıya,Danıştay saldırısında gelinen noktadan, Cumhuriyet'in editöryal kimliğine, tirajı yükseltmek için yapılacak çalışmalardan okur kitlesinin gençleştirilmesi projesine kadar pek çok konuda soruları cevapladı.
Danıştay saldırısı gibi bazı konularda dönüp arkalarına baktıklarında kendilerini "yanlış yönlendirilmiş" hissettiklerini itiraf eden Yıldız, 2011 yılında "Takvim, Sözcü" kıvamında, herkesin rahatlıkla okuyabileceği birgazete çıkarmayı planladıklarından bahsetti. "Türkiye'nin meselelerine ağırlık vereceğiz" diyen Yıldız, Türkiye'nin en büyük sorunu olarak gördükleri "Kürt sorunu"nun çözümü için mecmua ve ekler hazırlayacaklarını aktardı. Son yıllarda ortaya konulan Türk dış politikasından övgüyle bahseden Yıldız, söylenenlerin aksine Türkiye'nin ekseninin kaymadığını, gerçek eksenine oturduğunu söyledi. Yıldız'ın konuyla ilgili yöneltilen sorulara verdiği cevaplar şöyle:
"… - Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombası atılmasından sonra irticacıların eseri olduğunu belirten bir haber yaptınız… Danıştay saldırısı'ndan sonra ise "Yine aynı el" manşetiyle iki olayın aynı irticacı kaynaktan beslendiğini belirttiniz. Ama zaman içinde bu durumun böyle olmadığı ortaya çıktı…
Şimdi o şöyle oluyor. Muhabirlerin bir istihbarat kaynaklarından, emniyetten vs. aldıkları bilgiler sana geliyor ve o yönde bir başlık atılıyor. Sonra doğru yanlış neyse ortaya çıkıyor. Türkiye'de birçok gazete aynı şekilde haber yaptı. Sonra işler mahkemeye yansıdı. Öldüren çocuk ortaya çıktı. O da cezaevinde 'akıl sağlığım yerinde değil' diye rapor istiyor. Problemli bir iş. Türkiye'de baktığınız zaman 'at izi it izine karıştı' diye bir atasözü vardır, aynen bu yaşanıyor. Dilerim en kısa sürede bu işler netleşir…
- Tam olarak ne olduğu ortaya çıkmadı ama en azından ilk başta gazete manşetlerinde yazılanların doğru olmadığı ortaya çıktı…
İlk anda, "orada öldürdüğü kişilerle ilgili şunları söyledi", "içeri girince şöyle bağırdı" gibi bilgiler geldi. Bunlar ışığında sadece Cumhuriyet değil, hemen bütün gazeteler, aynı mantıkta bir haber yaptı. O kadar karışık ki, her gün yeni bir şey çıkıyor. Biz bile dün ne yaptığımızı unutuyoruz. Türkiye, zor bir süreçten geçiyor. Bunların düzelmesinin tek şartı demokrasidir. Demokrasi Türkiyede tüm kurallarıyla hayata geçerse biz de, Türkiye'de rahatlayacak diye düşünüyorum.
-İlk aşamada kamuoyu olayın irtica kaynaklı olduğu yönünde yönlendirilmeye mi çalışıldı?
Bu bilgiler istihbarat kaynaklarından muhabirlerin aldığı bilgiler. Tüm bunlar buradan çıktı.
-Danıştay saldırısında kamera kayıtlarının silindiğine gazetenizde yer verdiniz? Danıştay saldırısı gibi olaylara baktığınızda kandırıldığınızı hissettiniz mi?
Zaman zaman insan 'bizi böyle yanlış yönlendiriyorlar' diye düşünüyor. Bir bakıyorsun bir şey çıkıyor arkasından bambaşka bir şey çıkıyor, Türkiye'de gazeteler zaman zaman yönlendirilmiştir, bunu kabul etmek lazım…."