Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, bugünkü Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda, ''Türkiye İnsan Hakları Kurumu'' kurulmasına ilişkin kanun tasarısının kabul edildiğini söyledi.
Çiçek, Başbakanlık Merkez Bina'daki Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutladı.
Çiçek, ÇYYD Genel Başkanı Türkan Saylan'ın vefatı nedeniyle başsağlığı dileğinde bulundu.
Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda bazı kanun tasarılarının görüşüldüğünü anlatan Çiçek, bu tasarılardan bir tanesinin iş dünyası tarafından yakından takip edildiğini söyledi.
Kredi garanti fonu sistemiyle ilgili tasarının ekonomik krizle de ilgili olduğunu belirten Çiçek, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin finansman imkanlarına erişimlerini kolaylaştırmayı teminen Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kredi garanti kurumlarına kaynak aktarılması amacıyla tasarının TBMM'ye sevk edildiğini ifade etti.
4749 sayılı Kamu Finasmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlemesi Hakkındaki Kanun'da ve kredi garantisi veren kredi garanti kurumlarıyla ilgili bazı düzenlemelerin gerçekleştirilmesini teminen 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun ilgili maddelerinde de değişiklik yaptıklarını belirten Çiçek, bu değişikliğin 1 milyar TL'ye kadar nakit, özel tertip devlet iç borçlanma senedi kaynak aktarılmasını ön gördüğünü ifade etti.
Çiçek, böylece dış piyasalarda iş yapan bunun için de teminat sıkıntısı çeken işletmeler ve iş dünyası bakımından önem arz eden kanun tasarısını bugün imzaya açtıklarını, tasarının en kısa sürede yasalaşmasını arzu ettiklerini belirtti.
-TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU-
Çiçek, Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kurulmasına Dair Kanun Tasarısı'nı da ele aldıklarını söyledi.
Geçen haftaki Bakanlar Kurulu toplantısında AB Genel Sekreterliği ile ilgili tasarıyı TBMM'ye sevk ettiklerini anımsatan Çiçek, şunları kaydetti:
''Bugün de Türkiye İnsan Hakları Kurumu'nun kurulmasına ilişkin kanun tasarısını Bakanlar Kurulu'nda kabul ettik. Başbakanlığa bağlı İnsan Hakları Başkanlığı var. Şu an 25 kişilik bir kadroyla çalışıyor. Ancak, insan hakları çağında bu 25 kişilik kadronun çoğu başka kurumlardan burada görevlendirme suretiyle çalışıyor. Halbuki, AB ilerleme raporlarında özerk bir kurumun kurulması arzu edilmektedir. Böyle bir kurumun Türkiye'de bulunmamış olması eksiklik olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla, böyle bir kurumu kurmak suretiyle insan haklarının korunmasını ve geliştirilmesini sağlamak, ulusal ve uluslararası düzeyde insan hakları alanındaki gelişmeleri izlemek, insan haklarıyla ilgili konularda ilgili kişileri, kurumları ve kamuoyunu bilgilendirmek, insan haklarıyla şikayet ve başvuruları incelemek, araştırmak ve sonuçlarını takip etmek, ihlaller varsa bunların önlemesiyle ilgili çalışmaları yapmak üzere böyle bir kuruluş kurulmaktadır.
Bu kuruluşun yönetim kurulunda tüzüklerinde ve programlarında insan haklarıyla ilgilenen kuruluşlar varsa onların da geniş çapta temsiline imkan veren özerk yapıda bir kuruluş kurulmuş olacaktır. Bu da hem Türkiye hem de AB süreci açısından önemlidir diye düşünüyoruz.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Bugün Anayasada ifade edilmemiş olmasının, Cumhurbaşkanının dokunulmaz olmadığı sonucuna götürülemeyeceğini'' belirterek, ''Yani milletvekili için bile dokunulmazlık varken Sayın Cumhurbaşkanlardından bunun esirgenmiş olmasını düşünmek mümkün değildir, doğru da değildir'' dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında verdiği kararla ilgili soruları üzerine, bu konuyu toplantıdan çıktıktan sonra öğrendiğini, gerekçelerini tam olarak bilmediğini ifade etti.
Konunun geçmişte de kamuoyunda tartışıldığını belirten Çiçek, şunları kaydetti:
''Evvela şunu görmemiz lazım, Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamı devletin en yüce makamıdır. Anayasa'nın 104. maddesine göre sayın cumhurbaşkanları devletin birliğini temsil eder. İkincisi, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve milletin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını gözetir ve devletin kurumlarının uyum içerisinde çalışmasını gözetir.
Bu dört tane görev bile Sayın Cumhurbaşkanının, bugünkü, dünkü veya gelecekteki, nasıl önemli bir konumda olduğunu ortaya koymaya yeter. Dolayısıyla bu 104. maddedeki görevler aslında 1961 Anayasası'ndaki görevlerle de benzeşir. O zaman dokunulmazlığı ifade edilmişti. Bugün anayasada ifade edilmemiş olması bizi dokunulmaz olmadığı sonucuna götürmez. Yani milletvekili için bile dokunulmazlık varken sayın cumhurbaşkanlarından bunun esirgenmiş olmasını düşünmek mümkün değildir, doğru da değildir.
1982 Anayasası yapılırken Fransız Anayasasından önemli ölçüde istifade edilmiştir. Orada da benzer bir durum söz konusudur. Dolayısıyla ben kişisel kanaat olarak sayın cumhurbaşkanlarının da dokunulmazlıklarının olduğu kanaatindeyim. Anayasamıza göre de vatana ihanet dışında cumhurbaşkanlarının yargılanması söz konusu değildir, görevde bulundukları süre içerisinde. Benim kanaatin bu ama bu kararın gerekçesi nedir, ne değildir, onu şahsen bilmiyorum.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, bugünkü Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda, kat irtifakından, kat mülkiyetine geçişi kolaylaştıracak, böylece vatandaşın şikayetlerini ortadan kaldıracak, vergi kayıplarının önlenmesini de mümkün kılacak bir düzenlemeyi hayata geçirmek için karar aldıklarını bildirdi.
Çiçek, Başbakanlık Merkez Bina'daki Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, Kat Mülkiyeti Kanunun'da değişiklik yapılması konusunu ele aldıklarını belirtti.
Kat irtifakından, kat mülkiyetine geçişle ilgili bir kısım zorlukların, engellerin olduğu yönünde basında da çeşitli haberlerin yer aldığın anımsatan Çiçek, ''Kat irtifakından, kat mülkiyetine geçişi kolaylaştıracak, böylece vatandaşın şikayetlerini ortadan kaldıracak, vergi kayıplarının önlenmesini de mümkün kılacak bir düzenlemeyi hayata geçirmek için karar aldık'' dedi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir'in konuyla ilgili çalışmalarını 5-10 gün içinde tamamlayacaklarını belirten Çiçek, bu yasama dönemi sona ermeden yasayı çıkarmayı amaçladıklarını anlattı.
Yürürlükteki yasaya göre, yeni düzenleme için 2009 Kasım ayına kadar süre bulunduğunu söyleyen Çiçek, ancak tereddütleri ortadan kaldırmak için bu yasanın bir an evvel çıkarılmasını arzu ettiklerini dile getirdi.
-''TÜRKİYE YAZMA ESERLER BAŞKANLIĞI'' KURULACAK-
Çiçek, toplantıda ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı, tüzel kişiliğe haiz ve özel bütçeli Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı kurulmasına karar verildiğini kaydetti.
Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleri dönemine ait yazma eserlerin Türk kültürünün önemli bir bölümünü teşkil ettiğini belirten Çiçek, bu kültürün korunması, gelecek kuşaklara aktarılması ve dünyaya tanıtılması bakımından böyle bir başkanlığa ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğüne bağlı 166 bin 210 cilt yazma eser bulunduğunu, bu eserlerin kaybı halinde yerine konmasının da mümkün olamadığını bildirdi.
Eserlerin 28 kütüphanede bulundurulduğunu anlatan Çiçek, burada görev yapan personelin de nitelikli, diğer personele nazaran ''biraz ayrıcalıklı'' olması gerektiğini ifade ederek, ''İstanbul ve Konya'da böyle bir başkanlığın kurulmasını kültürümüz açısından çok önemli buluyoruz. Bununla ilgili yasa tasarısı sevk edilmiş oldu'' dedi.
-BELEDİYELERİN İLLER BANKASI HİSSELERİNDEN KESİNTİ YOK-
Ayrıca, belediyelerle ilgili de bir karar aldıklarını söyleyen Çiçek, yeni belediyelerin, başlamış yatırımları sürdürebilmesi için Haziran, Temmuz ve Eylül aylarında İller Bankası hisselerinden herhangi bir kesinti yapılmayacağını ifade etti.
Cemil Çiçek, ''Nüfuslarına göre, ne kadar para alması gerekiyorsa, değişik kurumlara borçları olmasına rağmen, herhangi bir kesinti yapılmayacak, böylece 4 ay süreyle daha fazla yatırım yapma veya devam eden yatırımları bitirme söz konusu olacaktır'' diye konuştu.
Toplantıda, AB Genel Sekreterliği'nin üç başlık altında kapsamlı bir değerlendirme yaptığını anlatan Çiçek, ''Türkiye AB katılım müzakerelerinde son durum'', ''AB müktesebatının işlenmesine ilişkin Türkiye Ulusal Programı''nı içeren ana başlıklar altında kapsamlı bir değerlendirme yapıldığını söyledi. Cemil Çiçek, ''Bunlardan açılmış başlıklar var, bloke edilen başlıklar var, açılmış başlıklardan kapanış kriteri olarak belirlenmiş bir kısım kriterler var. Bunların bir kısmı yasal düzenlemeyi, bir kısmı ikincil düzenlemeyi gerektiriyor. Bu konularda ayrıntılı bilgi sunulmuştur'' dedi.
Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, "Cumhurbaşkanı'nın da dokunulmazlığı var" dedi