KAYSERİ (AA) - Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Gül, hükümet sistemi değişikliği göz ardı edilerek cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda değerlendirme yapmanın hatalı olacağını söyleyerek "2023 seçimleri görevdeki Cumhurbaşkanı'mız açısından ikinci kez aday olma noktasında hukuki olarak bir işin doğal gereğidir. Aday olmasına bir mani yoktur." dedi.
Prof. Dr. Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Dönem Sınırına İlişkin Hükümlerin Anayasal Yorumu (12. Cumhurbaşkanı İçin Dönem Sınırının Hukuki Analizi)" makalesinin uluslararası bir elektronik dergide Temmuz 2022'de yayınlandığını belirtti.
Gül, makalede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yıl yapılacak seçimlerde aday olup olamayacağı hususunun hukuki analizini yaptıklarını anlattı. 2017'de yapılan anayasa değişikliği çerçevesinde Anayasa'nın 101'inci maddesinde baştan aşağıya bir yenilenme söz konusu olduğunu aktaran Gül, şunları söyledi:
"Her ne kadar 101'inci madde 2. fıkra itibarıyla 2017 öncesindeki hüküm de benzer kelimeleri taşıyor olsa da yani 'Bir kişi en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir' hükmü 2017 öncesi ve sonrası bakımından aynı şekilde devam ediyor olsa da o 101'inci madde baştan aşağıya yenilendi. Kenar başlığından tutalım, 101'inci maddenin ilk ve son fıkrasına kadar tamamen yenilendi. Hukuken, yeniden doğdu diyebiliriz. Bir hukuk kuralı, doğduğu andan itibaren geleceğe doğru etkilidir, geçmişe doğru etkili olmaz. Geçmişe etkili değildir. 2018 Nisan'ı itibarıyla yürürlüğe giren bu hüküm geleceğe de etkili olduğu için 2018 Nisan'ından itibaren cumhurbaşkanlığı seçilme sayısı dönem sınırı noktasında süreci sıfırlamıştır. Sıfırladığı için de o maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacaktır. İlk kez 2018 seçimleriyle birlikte o seçilme sayısı ve dönem sınırı hususundaki iki dönem esası o tarihten itibaren başlayacaktır.
2014 yılında Cumhurbaşkanı'mızın seçilmiş olması bu sürece dahil değildir. 2014'te hükümet sistemi parlamenter bir hükümet sistemiydi. 2017 Anayasa değişikliğiyle ve bunun yürürlüğe girdiği 2018 Nisan'ından itibaren hükümet sistemimiz tamamen bir başkanlık sistemi halini almıştır. Biz de kendi doktrindeki ifademizle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtik. Bu bir başkanlık sistemidir ve Türkiye'ye uyarlanmış bir başkanlık sistemidir. 2018'de aslında ismi cumhurbaşkanı olsa da biz Türkiye'de bir başkan seçtik ve birinci kez, ilk kez başkan seçilmiş oldu haziran itibarıyla. 2023 Mayıs seçimlerinde seçilecek olan ikinci kez bir cumhurbaşkanı, daha doğrusu teknik anlamıyla bir başkan seçimi olacaktır. Yani hükümet sistemi değişikliği göz ardı edilerek, yok sayılarak '2014'te birinci kez, 2018'de ikinci kez, 2023'te üçüncü kez... Anayasa da bunu yasaklıyor' düz okuyuş ve mantığıyla hareket edilirse bu ciddi bir anayasal analiz yanlışı, tahlil hatası olmuş olur."
- "Sistem resetlendi"
Sürecin Nisan 2018'den itibaren yeni hükümet sisteminin kabulünün ve uygulamaya başlamasından itibaren sıfırdan başladığına dikkati çeken Gül, sistemin resetlendiğini belirtti. Bu nedenle direkt birden başlayacağını dile getiren Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çerçevede belki sıkıntının kaynağı şu görülebilir, eski düzenlemede de yeni düzenlemede de biz cumhurbaşkanı kelimesini, kavramını devam ettirdik. Dolayısıyla bu kavram, kafa karışıklığına yol açmış olabilir birileri için. Efendim, 'Eskisinde de cumhurbaşkanı en fazla iki defa seçilebiliyordu, yenisinde de...' Halbuki yenisinde olması gereken belki orada cumhurbaşkanı kelimesi değil de başkan kelimesi ve kavramının kullanılmasıydı. Başkan kavramı kullanılsaydı ki başkanlık sisteminde yürütmenin asıl yetkili, sorumlu unsuru hem devlet başkanı hem de hükümet başkanı sıfatıyla başkandır. Biz sadece tarihten gelen ve geleneklere, siyasi teamüllerimize uysun diye cumhurbaşkanı kavramını devam ettirdik ve sisteme de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedik. Aslında denmesi gereken hukuken, anayasal olarak denmesi gereken belki Türk başkanlık sistemi denmeliydi ve 101'inci madde 2'nci fıkrada da başkan kelimesi, kavramı kullanılmalı ve 'Bir başkan en fazla iki defa seçilebilir' ifadesi yazıyor olsaydı belki iyi niyetli veya masumane yapılmış yorumlar çerçevesinde bu gibi 'Aday olabilir, olamaz.' polemikleri veya tartışmalarına meydan verilmemiş olurdu."
- "2017'den önceki cumhurbaşkanlığı hesaba katılmayacak"
Gül, 2012 yılında Anayasa Mahkemesinin verdiği bir karar olduğunu ve kararın o dönem gündemi çok meşgul ettiğini anlattı.
Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu geçici 1'inci madde 2'inci fıkra çerçevesinde gündeme gelen bir iptal davası olduğunu anımsatan Gül, şöyle konuştu:
"Neydi bu, 11'inci cumhurbaşkanı seçilmişti, değişik sıkıntılar ve tartışmalar vardı. 367 süreci atlatıldıktan sonra bu kez görevdeki 11'inci cumhurbaşkanı ikinci kez aday olabilir mi, olamaz mı tartışması baş göstermişti. Bunu da o dönem yine Anayasa Mahkemesine iptale taşımışlardı. Anayasa Mahkemesi de şu içtihada hükmetti, 'Anayasada ve anayasa değişikliğinde 11'inci cumhurbaşkanının ve daha önceki cumhurbaşkanlarının ikinci kez aday olup seçilebilmesinin önünde olumsuz bir istisnaya yer verilmiş mi, verilmemiş mi, buna bakmak lazım.' denildi. Anayasada böyle bir olumsuz istisnaya önceki cumhurbaşkanları bu değişiklikten önceki cumhurbaşkanları, ikinci kez aday olamaz ve seçilme imkanına sahip olamaz istisnası olmadığı için 11'inci cumhurbaşkanı için de buna kapı açılmıştı. Biz şimdi konuyla oradan bu içtihadı bugünkü güncel mevzuya uyarladığımızda şunu diyebiliriz, Anayasa Mahkemesinin o içtihadı, o hukuki bakış açısı şu an itibarıyla olaya uygulandığı zaman görevdeki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan açısından son anayasa değişikliği, 2017 anayasa değişikliğinde herhangi bir olumsuz istisnaya yani seçilme sayısı, dönem sınırı anlamında herhangi bir olumsuz istisnaya yer verilmediği için yani olumsuz istisnayla neyi kastediyoruz, 'Bu tarihten itibaren seçilecek cumhurbaşkanları en fazla iki defa seçilir, daha önce görev yapmış olmaları hesap dışıdır veya onlar da hesaba katılır.' şeklinde bir olumsuz istisnaya anayasada yer verilmediği için Anayasa Mahkemesinin 2012'deki içtihadını günümüze de uyarladığımızda Anayasa Mahkemesinin bakış açısı bize neyi sunuyor, günümüz itibarıyla de görevdeki cumhurbaşkanının 2017'den önce yapmış olduğu cumhurbaşkanlığı burada hesaba katılmayacaktır, anayasa hukuken olumsuz bir istisnaya yer vermediği gerekçesiyle."
- "Yeni hükümet sistemine göre birinci kez başkan seçilmiştir"
Gül, 2017'deki hükümet sistemi değişikliği parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmiş olmaları, 2018'de ilk kez parlamenter sistemde bir Cumhurbaşkanı değil de başkanlık sistemi içinde hem yetki hem sorumluluk açısından tüm yürütme erkinin temel unsuru haline geldiğini, aynı zamanda siyasi, cezai açıdan tam sorumlu konumuna geldiği, tam yetkili, tam sorumlu ve partili sıfatıyla bir cumhurbaşkanı, bir devlet ve hükümet başkanı seçildiğini kaydetti. Bunun başkanlık sistemindeki tam anlamıyla başkana tekabül ettiğini aktaran Gül, şunları kaydetti:
"Yani 2017'deki anayasa değişikliği, 2018 Nisan'ında yürürlüğe girdiği andan itibaren süreç sıfırlanmıştır. Yeni hükümet sistemine göre birinci kez başkan seçilmiştir. Bizdeki alışık olduğumuz tabirle cumhurbaşkanı seçilmiştir. 2018'deki seçim birdir. Anayasa olumsuz bir istisnaya da yer vermediği için, 'Daha önceki seçilmiş olma sayısı hesaba katılır, göz önünde tutulur.' şeklinde bir olumsuz istisnaya da yer vermediği için ne olacaktır, süreç 2018'den itibaren bir olarak başlamış olacaktır. 2023 seçimleri görevdeki Cumhurbaşkanı'mız açısından ikinci kez aday olma noktasında hukuki olarak bir işin doğal gereğidir. Aday olmasına bir mani yoktur. Hatta 2028 seçimleri açısından o dönem geldiğinde parlamento, yasama organı seçimleri yenileme kararı aldığı takdirde Cumhurbaşkanı'nın üçüncü kez Anayasa'nın 116. maddesinin yapmış olduğu atıf çerçevesinde 'İkinci dönemini yaşayan bir cumhurbaşkanı, Meclis tarafından seçimler yenilendiği takdirde üçüncü kez de aday olabilir'in burada hatırlatılmasında fayda var diye düşünüyorum."