TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Tekrar uygulamaya konulan salgın kısıtlamalarına rağmen, 2020 yılını pozitif bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Ekim ve Kasım ayına ilişkin ilk öncü göstergeler de bu beklentimizi doğrular niteliktedir." dedi.
Oktay, TBMM Genel Kurulu'nda görüşmelerine başlanılan 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sunuş konuşmasını yaptı.
Bütçeye ilişkin müzakerelerin bugün itibarıyla başladığını belirten Oktay, "Milli iradenin tecelligahı olan TBMM'de yaptığımız bütçe görüşmeleri, yürütme erkinin demokratik yollardan denetlenmesine zemin oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi tarafından yapılacak icraatların yol haritası olan bütçe teklifimiz, milletimize en iyi kamu hizmetlerini en etkin şekilde ulaştırma vizyonumuz yönünde hazırlanmıştır." ifadesini kullandı.
Bütçenin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 3. bütçesi olarak sistemin getirdiği esneklik ve dinamizmin avantajlarını taşıdığını vurgulayan Oktay, "Bütçemiz, eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik başta olmak üzere enerjiden tarıma, ulaştırmadan sanayiye Cumhurbaşkanımız liderliğinde her alanda elde ettiğimiz kazanımları daha da yükseltecek somut ve orta vadeli hedeflerimizin dayanağını oluşturmaktadır." diye konuştu.
2021 Yılı Bütçesi'nin temel misyonunun yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına bağlı olarak ortaya çıkan küresel yeniden yapılanma sürecinde Türkiye ekonomisinin sağlam ve öngörülebilir adımlarla ilerlemesini temin etmek olduğunun altını çizen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çerçevede bütçemizin hedefi; yeni normalde ülkemizin küresel ölçekte hak ettiği yeri almasıdır. Türkiye’nin kalkınma sütunlarını oluşturan alanlarda sağlanan ilerleme, Türkiye sevdamızın, büyük bir gayretin ve emeğin sonucudur. Cumhurbaşkanımızın Başbakanlık dönemi de dahil olmak üzere, hükümet programlarıyla, kalkınma planlarıyla, konu bazlı strateji belgeleri ve eylem planlarıyla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle birlikte cumhurbaşkanlığı programı ve 180 günlük ilerleme planlarıyla her bir adım üzerinde titizlikle çalışılmış ve uygulanmıştır. 2023, 2053 ve 2071 gibi gelecek tasavvurlarımız, ilmek ilmek örülmüş, hem merkezde hem yerelde vatandaşa dokunan ve Türkiye’yi ilerleten kamu hizmetleri, dev eserler ve sürdürülebilir politikalar hayata geçirilmiştir.
2021 yılı bütçemiz, sağladığımız ilerlemeleri daha da öteye taşıyacak, her bir vatandaşımızın beklentisi, talepleri ve hayalleri doğrultusunda yeni başarı hikayelerimizin dayanağını oluşturacaktır. Geçmişteki bütçelerimizde olduğu gibi bu bütçemiz de alın teriyle değer üreten işçilerimizin, ekonomiye bereket katan esnafımızın, iş insanlarımızın, çiftçimizin ve tüm girişimcilerimizin bütçesidir. Yaşadığımız salgın döneminde evlerinden, ailelerinden uzak fedakarca çalışan sağlık çalışanlarımızın, evlerini birer sınıfa dönüştüren öğretmenlerimizin ve vefa gruplarında büyüklerimizin yardımına koşan emniyet güçlerimizin bütçesidir. Ekonomik belirsizliklere salgının oluşturduğu şoklar eklenmişken 'Biz Bize Yeteriz' diyerek 83 milyon tek yürek kenetlenmiş alicenap milletimizin bütçesidir. 2021 bütçesi, terörü kaynağında kurutmuş, her bir köşesinde huzuru ve güveni tesis etmiş Türkiye’nin bütçesidir. Yerli, milli imkanlarla geliştirdiği savunma sanayii ürünleriyle Karabağ’ın 44 günde özgürlüğe kavuşmasına en güçlü katkıyı veren, 45 günde sıfırdan hastaneler inşa eden, 4. Ulusal Antarktika Bilim Seferi’ni 30 günde tamamlayan Türkiye’nin bütçesidir."
2021 bütçesinin, "e-Devlet Dijital Türkiye" çalışmalarıyla kamu hizmetlerinde çağ atlayan, "TÜRKSAT Uydu" projeleriyle çıtayı uzaya taşıyan Türkiye’nin bütçesi olduğuna dikkati çeken Oktay, "Bütçemiz, toplumsal hayatta her geçen gün daha da güçlenen kadınlarımız, ülkemizin en önemli zenginliği olan gençlerimiz ve öğrencilerimiz için daha müreffeh yarınları hedeflemektedir. Salgın şartlarında kamu, özel sektör ve üniversite elbirliğiyle ihtiyaç halinde 15 günde solunum cihazı üretebilen, iç talebi karşılamanın yanı sıra tüm dünyaya yardım eli uzatabilen ve aynı anda Doğu Akdeniz’de, Suriye’de, Libya’da hakkaniyet mücadelesini sürdüren Türkiye için zor diye bir şey yoktur. Her zaman söylüyoruz; imkansız ise sadece zaman alır. İşte bu bütçemizle imkansız görülen atılımları mümkün hale getirecek, zor denilen yatırımları birlik ve beraberlik ruhuyla kolaylaştıracak ve hayata geçireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
2021 bütçesiyle Türkiye'yi hedefleri doğrultusunda daha da büyütmek, geliştirmek ve kalkındırmak için çalışacaklarını ifade eden Oktay, "Bütçemiz AK Parti Hükümetleri döneminde hazırlanan geçmiş 18 bütçe gibi Türkiye’nin başarı hikayelerine ve muzaffer çıktığı mücadelelere dayanak oluşturacaktır. Önümüzdeki yıl çalışmalarımızda yine vitesi daha da yükseltecek, milletimizle omuz omuza daha nice başarıya hep birlikte yine imza atacağız." dedi.
Oktay, Performans Esaslı Program Bütçe Sistemi'ne göre hazırladıkları 2021 yılı bütçesinin, toplumun ihtiyaç ve beklentilerinin bütçede daha isabetli bir şekilde yer alması, kamu kaynakları ile kamu hizmetleri arasında bağ kurulması ve harcama önceliği geliştirilmesine imkan tanıyan, kamu mali yönetimini güçlendiren bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Fuat Oktay, şöyle devam ettİ:
"Performans esaslı program bütçeye geçilmesi ile bütçenin girdilerden ziyade çıktı ve sonuç odaklı bir yaklaşımla hazırlanması, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi; ayrıca bütçenin daha sade ve anlaşılır hale gelmesi sağlanmıştır. Bütçemiz, Yeni Ekonomi Programı hedefleri ile uyumlu olarak hem yatırım ve istihdamın artırılmasını hem de enflasyon ve cari açığın azaltılmasını amaçlayan ayrıca Kovid-19 salgınıyla mücadelemizi destekleyecek nitelikte işlevsel bir bütçedir."
- Dünya ekonomisi
Dünya ekonomisindeki gelişmelere değinen Oktay, "Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sebebiyle belirsizliğin üst seviyede olduğu, zor bir süreçten geçmekteyiz." ifadesini kullandı.
Salgının, toplumları birçok yönden derinden etkilerken küresel ekonomide yakın tarihin en ciddi ekonomik şokunun yaşandığına işaret eden Oktay, şunları söyledi:
"Gerek üretim gerekse tüketimin aynı anda düştüğü bu süreçte dünyada milyonlarca kişi işsiz kalmış ve alınan tüm önlemlere rağmen ortaya çıkan tahribatta hala sürmektedir. Uluslararası Para Fonunun Ekim ayı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'na göre, dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 4,4 oranında daralması beklenmektedir. Bu oran, 2009 küresel krizinden bu yana dünya ekonomisindeki en derin daralma olarak dikkat çekmektedir. Bütçemizi Kovid-19 salgınının küresel anlamda ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkilediği, risklerin ve belirsizliklerin sürdüğü bu zorlu ortamda hazırladık.
2019 yılında ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları, Avro Bölgesi’nde genele yaygın zayıf performans, Brexit’e ilişkin belirsizlikler, Çin'deki sıkı kredi politikalarıyla azalan yatırımlar, ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki parasal normalleşme ve azalan küresel talep ve güven, küresel büyüme ve ticaret hacminin yavaşlamasına sebep olmuştur. 2020 yılında halihazırda yavaşlayan bir küresel ekonomi ile girilirken, ortaya çıkan Kovid-19 salgınına karşı alınan önlemler ve kısıtlama tedbirleri neticesinde hem üretimde hem de talepte küresel ölçekte tarihi gerilemeler kaydedilmiştir. Salgının etkileriyle 2020 yılının ikinci çeyreğinde ekonomilerde kayda değer biçimde küçülmeler gözlemlenmiş, büyük istihdam kayıpları yaşanmıştır. Bu dönemde sanayi üretimi ve ticaret hacmi sert bir biçimde gerilemiş, perakende satışlarda düşüş gözlenmiştir. Salgının hızla yayılması ABD, İtalya, İspanya, İngiltere gibi büyük ekonomilerin de arasında olduğu birçok ülkenin sağlık sistemleri üzerinde yıkıcı etkiler bırakırken başta hizmetler sektörü olmak üzere ekonominin önemli alanlarında ciddi hasarlara neden olmuştur. Özellikle turizm ve ulaştırma sektörleri bu süreçte ağır darbe almıştır. Yine bu süreçte sermaye akımları gelişmekte olan ülkeler aleyhine bozulurken, bahse konu ülke para birimleri değer kaybetmiştir.
Uluslararası Para Fonunun Ekim ayı raporuna göre, gelişmiş ekonomilerde ekonomik daralmanın bu yıl yüzde 5,8 oranında olması ve 2021 yılında ise iktisadi faaliyette tekrar toparlanma yaşanması ile yüzde 3,9 oranında büyüme kaydedilmesi beklenmektedir."
2019 yılında yüzde 3,7 oranında büyüyen gelişmekte olan ekonomilerin salgın kaynaklı olarak 2020 yılında yüzde 3,3 küçülmesinin öngörüldüğünü ifade eden Oktay, söz konusu ülke grubunun büyümesinin 2021 yılında tekrar yüzde 6 seviyesine çıkacağının düşünüldüğünü dile getirdi.
Salgından olumsuz etkilenen kesimleri desteklemek amacıyla hayata geçirilen tedbir ve mali destek paketleri ile ülkelerin normalleşme adımlarının etkisiyle 2020 yılının mayıs ayından itibaren küresel ekonomik aktivitede bir miktar toparlanma gerçekleşmesine rağmen aşağı yönlü risklerin varlığını koruduğuna işaret eden Oktay, "Halihazırda aşılama çalışmalarının henüz başlangıç döneminde olması, ülkelerin uyguladığı genişletici para ve maliye politikaları, iktisadi faaliyetteki toparlanma ve baz etkisi ile birlikte 2021 yılında küresel büyümenin yüzde 5,2 oranında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir." dedi.
2019 yılında işsizlik oranının küresel düzeyde yüzde 5,4 olarak gerçekleştiğini dile getiren Oktay, koronavirüs salgınının istihdam üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlandırmak amacıyla hükümetler tarafından tedbir paketleri hayata geçirilmiş olsa da işsizlik oranlarında küresel ölçekte kayda değer artışlar gözlemlendiğini belirtti.
Söz konusu istihdam kayıplarının özellikle hizmetler sektöründe yoğun olarak hissedildiğine işaret eden Oktay, "Zayıf küresel faaliyetin arz kapasitelerindeki kalıcı hasarlara, üretken sermaye kaybına ve doğal işsizlik oranında uzun süreli artışa yol açabileceği değerlendirilmektedir." açıklamasını yaptı.
2019 yılında gelişmiş ekonomilerde yüzde 1,4 olarak gerçekleşen yıllık ortalama enflasyonun 2020 yılında yüzde 0,8 oranında gerçekleşmesinin tahmin edildiğini anımsatan Oktay, "2019 yılında yüzde 5,1 seviyesindeki gelişmekte olan ekonomilerin enflasyon oranının ise 2020 yılında yüzde 5 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir. Brent petrol fiyatları 2020 yılına varil başına 70 dolar seviyesinden başlamasına rağmen oldukça düşük seviyelere geriledikten sonra 40-50 dolar bandına yerleşmiştir. Önümüzdeki dönemde, petrol fiyatlarının belirli bir süre daha bu seviyelerde kalması öngörülmektedir." diye konuştu.
Salgın nedeniyle vergi gelirlerindeki düşük seyir ile başta sağlık harcamaları ve geniş çaplı mali destek paketleri nedeniyle gider artışlarının, kamu maliyesi üzerindeki baskıyı artırdığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Bu kapsamda, dünya genelinde artış eğilimine giren borç stoku da kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini tehdit etmeye başlamıştır. Gelinen bu noktada, önümüzdeki dönemde salgının seyri, başta turizm gelirleri olmak üzere hizmet gelirlerinin ne zaman toparlanacağının net olarak tahmin edilememesi, tedarik zincirlerinin bozulması, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar ve jeopolitik gerginlikler küresel ekonominin temel risk kaynaklarını oluşturmaktadır. Buna karşın, aşı ve tedavi çalışmalarında sona yaklaşılmış olması ve genişlemeci mali tedbirlerin 2021 yılına uzatılmasının küresel düzeyde riskleri azaltabilecek unsurlar olduğu düşünülmektedir." ifadesini kullandı.
- Türkiye ekonomisi
Türkiye ekonomisindeki gelişmelere değinen Oktay, Türkiye ekonomisinin dengelenme sürecinin ardından, 2019’un son çeyreğindeki yüzde 6,4 oranında güçlü bir büyüme performansının etkisiyle yılın tamamında yüzde 0,9 oranında büyüyerek küresel kriz sonrasındaki kesintisiz yıllık büyüme eğilimini sürdürdüğü bilgisini verdi.
Fuat Oktay, şunları kaydetti:
"2020 yılının ilk çeyreğinde birçok ülkeden pozitif ayrışarak yüzde 4,5 oranında büyüme kaydedilmesine karşın, salgının tüketici davranışı üzerindeki etkileri ve salgının yayılmasına engel olmak için alınan önlemlerin ekonomik faaliyeti sınırlandırması, ayrıca salgına bağlı olarak dış talepteki daralma sonucunda net mal ve hizmet ihracatındaki gerileme nedeniyle yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 9,9 oranında daralmıştır.
Haziran ayından itibaren vaka sayılarındaki düşüşle birlikte salgın çerçevesinde getirilen kısıtlamalar hafifletilmiş, üçüncü çeyrek itibarıyla ekonomi hızlı bir toparlanma sürecine girmiştir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış Gayri Safi Yurtiçi Hasıla yılın üçüncü çeyreğinde, ikinci çeyreğe göre, yüzde 15,6 oranında artarak güçlü toparlanmayı teyit etmiştir. Finansal şartlardaki iyileşmenin iç talebe destek vermesiyle üçüncü çeyrekte Türkiye ekonomisi yüzde 6,7 oranında büyüme kaydetmeyi başarmıştır. Tekrar uygulamaya konulan salgın kısıtlamalarına rağmen, 2020 yılını pozitif bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Ekim ve Kasım ayına ilişkin ilk öncü göstergeler de bu beklentimizi doğrular niteliktedir. 2021 yılında büyümenin yurt içi ve yurt dışı talep arasında dengeli bir görünüm sergilemesini ve ekonomimizin yüzde 5,8 oranında büyümesini hedefliyoruz. Bu büyüme sürecini, makroekonomik istikrarı koruma ve enflasyonla mücadele çabalarımızla çelişmeyecek şekilde kurguluyoruz ve bu sürecin her aşamasını da titizlikle takip edeceğiz."
(Sürecek)