ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından görülen yüksek kiralarla ilgili "Bunların üzerine üzerine gideceğiz, bu yüksek kira uygulamasını yapanlara da bunun hesabını yargı vasıtasıyla soracağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 TV, 360 ve tv4 ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin "Yaraların sarılmasında hangi aşamadayız, son durumu paylaşır mısınız?" sorusu üzerine Erdoğan, deprem nedeniyle 50 bini aşkın vatandaşın hayatını kaybettiğini, yaralılar olduğunu hatırlattı. Erdoğan, "Vefatlara malum bizim dinimizde şehadet var. Şehadet makamında sevgililer sevgilisi Peygamber'imizin şefaati var." ifadesini kullandı.
Attıkları adımlar ve verdikleri sözler olduğunu dile getiren Erdoğan, süratle enkazların kaldırılacağını söylediklerini ve bunu büyük oranda başardıklarını kaydetti.
- "Süratle devam ediyor"
Erdoğan, bütün bakanların, valilerin, belediye başkanlarının, tüm kamu kurumlarının 11 ilde çok yoğun çalışma içinde olduklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"7/24 diyebilirim, böyle bir çalışma. Enkazlar kaldırılıyor. Ortalama diyebilirim yüzde 50'nin üzerinde enkazlar kaldırıldı ve bu enkazların kaldırılmasıyla birlikte zemin etütleri bir taraftan yapılıyor ve bu zemin etütlerinin yapıldığı yerlerin ötesinde yeni bir adım atıldı. Bakanımın da verdiği söze dayanarak söylüyorum, bu köy evleri dediğimiz evlerin bir kısmını inşallah bayrama yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Tabii bu köy evlerinin özelliği tek kat, tek kat olmanın dışında bazı yerlerde tek katın altında ahırı ki buradan yani sütünü, peynirini, vesairesini yapsın, kendine verilen hayvanlarla küçükbaş, büyükbaş, bunlarla geçimini temin etsin diye böyle bir adım atıldı ve bunlar süratle devam ediyor."
Bunun dışında da "Bana bir yıl müsaade edin" dediği kalıcı konutlar olduğunu ifade eden Erdoğan, yaptıkları planlamaya göre ilk etapta çadırlarla bütün depremzedelere ulaştıklarını, ikinci etapta gerek Katar'dan gelen konteynerler gerek Türkiye'de inşa edilenlerle konteyner kentler kurduklarını anlattı. Erdoğan, bununla da yetinmediklerini, prefabrik konutlar yaptıklarını dile getirdi. Özellikle İslahiye, Nurdağı gibi alanlarda kuaföründen, alışveriş yapılan yerlerine kadar tüm ihtiyaçların görüldüğü adeta yeni şehirler oluşturulduğunu belirten Erdoğan, buralarda prefabrik konutları inşa eden müteahhit firmaları kutladı.
İslahiye ve Nurdağı'nı tekrar ziyaret ettiğini ve buradaki çalışmaları görünce Allah'a hamdettiklerini ifade eden Erdoğan, tüm imkanları seferber ettiklerini söyledi.
- "Yurtlarda kalanlar yurtlardaki durumdan çok çok memnunlar"
Bölgeye NATO'nun gönderdiği çadırların çok çok farklılık arz ettiğini aktaran Erdoğan, "Bunlar hakikaten alışılmış çadırlardan değil. İçindeki bütün klimatik sistemlere varıncaya kadar var." dedi.
Bunlardan 400-420 bin kişilik talep ettiklerini belirten Erdoğan, İsveç'in gönderdiği çadırların da benzer sistemde olduğunu kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onlarla da görüşmeleri sürdürüyoruz. İnşallah bundan sonraki dönemde, seçimden sonra özellikle gerek Kızılay gerek AFAD bunların bu modellerini, projelerini alıp bunları inşallah ülkemizde üretelim istiyorum. Nasıl ki prefabriklerde başardık, konteynerlerde nasıl başardıysak, çadır sisteminde de inşallah buna girelim istiyorum. Çünkü hayatı süratle normalleştirmek için insanlarımızın temel ihtiyaçlarını eksiksiz şekilde karşılamamız gerekiyor. Bunların içerisinde barınma önemli yer teşkil ediyor, beslenme önemli yer teşkil ediyor. Bunları zaten hallettiğinizde..."
Attıkları en önemli adımlardan birinin de kabul edenleri komşu illerde, Ankara, İstanbul gibi illerdeki Gençlik ve Spor Bakanlığı yurtlarında misafir etmek olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu yurtlarımızda da rahatlıkla yeme, içme, beslenme, banyo vesaire her şeyimiz çok lüks çünkü. Bizim yurtlar gerçekten böyle. Onun için de ne yaptık, bir ara karar aldık, bu ara kararla da dedik ki on-line sisteme geçelim ve on-line sisteme geçmek suretiyle de yurtlarımızı şöyle ferahlatalım, boşaltalım ve depremzedelerimizi bu yurtlarımızda misafir edelim istedik ve şimdi gittiğim iftarlarda, bu yurtlarda yaptığımız iftarlarda bakıyorum depremzedelerimiz bazılarının tabi gözleri yaşlı ama diyorlar ki 'Biz yine memleketimize gidelim. Kahramanmaraş'a gidelim, Hatay'ımıza gidelim.' Bazı şikayetleri de yok değil, var. Nedir o? Kiralar. Oralarda çok yüksek olduğundan şikayet ediyorlar. Biz de diyoruz ki bunların üzerine üzerine gideceğiz, bu yüksek kira uygulamasını yapanlara da bunun hesabını yargı vasıtasıyla soracağız diyoruz. Ve şu an itibarıyla bu yurtlarda kalanlar yurtlardaki durumdan çok çok memnunlar ve 'devletimiz bizi açıkta bırakmadı' diyorlar."
Depremlerin ardından evlerinin hasarlı çıkması durumunda ev bulamayacağı endişesiyle hasar tespiti yaptırmayanlar olduğu hatırlatılarak, buna ilişkin soru üzerine Erdoğan, yetkinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Bakanlığımız diyor ki 'Bu binaya girilmez.' Ben de vatandaşıma diyorum ki 'Bakanlığım böyle dediyse sakın buralara girmeyin.' Hatta 'Eşyalarımı alacağım.' Sakın, çünkü burası şu anda az veya orta hasarlı, buraya girilmez. Allah göstermesin çöktü, bunun hesabını nasıl veririz? Veremeyiz." ifadelerini kullandı.
Hasarlı konutlarda kalan eşyalar için hak sahiplerine yenisini taahhüt ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim için şu anda önemli olan can. Bu konuyla ilgili olarak da hangi ili istersen o ildeki yurtlarımız sizler için misafirhanedir ve bu yurtlarımız gayet lüks, kalite, yeme, içme gibi her şey var. Giyecek vesaire evinde kalanlara, her şeyini temin ederiz. Yeter ki bizi bu noktada bir düşünce riskine sokmayın." dedi.
"'Size her türlü bu konuda desteği vereceğiz, söz' dediler"
Kentsel dönüşümle ilgili de vatandaşlara söz verdiklerini ve bu sözü yerine getirdiklerinde onları tekrar yerlerine alacaklarını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ama bizi ne olur böyle bir riskin içine atmayın. Daha önce de anlattım. Özellikle de kendi oturduğum bölgede, Üsküdar'da bir cuma namazı çıkışında vatandaşlar toplandı. Vatandaşlara dedim ki 'Sizden bir ricam var, gelin bu kentsel dönüşümde bize yardımcı olun, evlerinizi boşaltın, kiraya çıkın. Kiranızı biz ödeyelim. Bu binaları biz bir an önce yıkalım ve yerine çok daha güzel binalar yapmak suretiyle sizi bu binalara yerleştirelim.' Kabul edenler de oldu etmeyenlerde. Kabul edenlerin binalarını yıktık, yaptık. Hatta Çamlıca Camii'nin hemen alt kesimindeki bölgede Küplüce, Ferah Mahallesinde başladık.
Geçenlerde önümü kestiler, dediler ki 'Başkanım biz yanlış yaptık, evimizin yıkılmasına fırsat vermedik ama şimdi gördük ki buralar bambaşka oldu. Ne olur bizimkileri de yıkın.' Çünkü fiyatlar bire beş, bire on arttı. Dedim, 'Talimatı vereceğim ama tekrar yanlış yapmayalım.' 'Yok, bu işin önüne geçeceğiz ve size her türlü bu konuda desteği vereceğiz söz.' dediler. Şimdi baktım ki vinçler gelmiş, işe başlamışlar."
"Vatandaşım buradan rant elde edecekse buyursun etsin"
Küplüce ve Ferah Mahallesi ile Çamlıca'nın alt taraflarında yoğun inşaat çalışmaları olduğunu, yeni ve farklı bir semt meydana geldiğini belirten Erdoğan, "Devlet-millet kaynaşması olduktan sonra buralarda kentsel dönüşüm anlamında farklı bir dönüşüm yapılıyor. Hani muhalefet CHP olsun, diğer yandaşları olsun, onlar da buna 'rantsal dönüşüm' diyorlar. Doğru, biz yapıyoruz, yaptıktan sonra benim vatandaşım buradan rant elde edecekse buyursun etsin. Devlet olarak bu sosyal menfaate de 'eyvallah' deriz." diye konuştu.
İstanbul'da eski konutlardan dolayı belli semtlerde kiraların ve ev fiyatlarının düşmeye başladığı, yeni yerleşim yerlerinde de yapılacak konutlara "TOKİ standardı" getirilmesinin mümkün olup olmadığı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Bu o bölgelerdeki belediyelerin birinci derecede sorumluluğu ama şimdi buna, Allah nasip eder de şu seçimi hayırlısıyla bir atlatalım, bundan sonraki dönemde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla yeni yasal düzenlemeler yaparak yerel yönetimlerle merkezi yönetimin bir görev dağılımına gitmesi şart. Çünkü bu görev dağılımına gitmedikten sonra yerel yönetimlerde bakıyorsunuz farklı yaklaşımlar meydana geliyor. Bir de bu mimar ve mühendisler odasıyla ilgili atacağımız adım vardı. Çünkü bunlardaki, ellerindeki yetkiler maalesef birçok yerde olumsuz şekilde kullanılıyor. Ona da fırsat vermeyi istemiyoruz, istiyoruz ki belediye ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı burada yük paylaşımı yapsın ve bu tür yanlışlıklara fırsat vermesin."
"Bu tür binalara artık fırsat veremeyiz, vermemeliyiz"
TOKİ inşaatlarında zemin etüt çalışmalarının dikkat çeken özellik olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Özellikle bu zemin etüt çalışmaları bitmeden hiçbir proje başlayamaz. Öyle şeyler var ki, belediye sulak zeminlerde inşaata müsaade ediyor. Olmaz böyle bir şey. İşte Hatay'a baktığımız zaman bunu görüyoruz. Meşhur Amik Ovası'nın yumuşak zemini, sulak zemini fay hattıyla bütünleşiyorsa işte oralarda bütün evler yıkıldı. Ama şimdi burada, özellikle birinci derecede sağlam zeminler, fay hattına uzaklık ve uygun kat yüksekliğiyle birlikte her zaman söylüyorum, zemin artı 3, bilemedin 4, bilemedin 5 ama öyle dikey mimariyle, yani böyle 20-25 kat, bu tür binalara artık fırsat veremeyiz, vermemeliyiz, olmamalı. Eğer bunu başarabilirsek inanıyorum ki biz hem hafif malzemelerle birlikte bu inşaatlarda, yani TOKİ projelerinde uyguladığımızı uygular ve çok daha rahat bir şekilde hem hızla netice almak hem de bu hafif malzemelerle birlikte bu inşaatlarımızı bitirmek bizi çok daha rahatlatacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle;
"Sadece milletvekili adaylarımızı değil, önümüzdeki dönemin kabinesi ve üst yönetimini de şimdiden çalışmaya başladık.
Bayram sonrasında seçim mitinglerine başlayacağız ancak ramazan boyunca temel atma, açılış ve iftar programlarıyla vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz.
Mescid-i Aksa'nın tarihi statüsü ve maneviyatına, Filistinlilerin inanç ve yaşam özgürlüğüne yönelik müdahale ve tehditler kesinlikle son bulmalıdır.
Her hal ve şartta Filistinli kardeşlerimizin yanında yer almaya, kutsallarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bunu da İsrail'in böyle bilmesi gerek.
20 Nisan'da Karadeniz gazı devreye girecek. Karadeniz gazının ateşini Filyos'ta yakacağız. Sonra da Türkiye yerli gazını kullanmaya başlayacak.
Ekonomi politikalarımızı daha da güçlendirmek için ciddi hazırlıklar yürütüyoruz. Mehmet Şimşek'in koordinasyonundaki ekip bu doğrultuda hazırlıklar yapıyor."