Hematoloji Uzmanlık Derneği Genel Sekreteri ve ÇÜ Tıp Fakültesi Kan Merkezi ve Hemaferez Ünitesi sorumlusu Doç. Dr. Birol Güvenç, Hemaferez Ünitesinin '2010 Dünya Aferez Rehberi'ne girdiğini açıkladı.
Güvenç, ünitenin uzun yıllardan beri American Society for Apheresis (ASFA) rehberine üye olduğunu vurgulayarak, Türkiye'den de en fazla bildiriyi sunduğunu kaydetti.
Güvenç, "Aferez konusunda tüm dünyada rehber olarak kabul edilen ASFA rehberi vardır. Bu rehber hastalıklarda aferezin nasıl kullanılacağına dair en ciddi rehberdir. Ünitemiz uzun yıllardan beri bu kuruluşa üye olup ülkemizden en fazla bildiriyi sunmaktadır. Bu yıl yayınlanan rehberde ismimiz referans olarak kullanılmıştır. Bu durum bizi çok onurlandırdı." ifadesini kullandı.
Aferez'in 'ayrıştırma ve uzaklaştırma' anlamına geldiğini kaydeden Güvenç, "Tek bir kelimeden oluşup, çok sade gibi görükse de kemik iliği naklinden, hematoloji, nöroloji, nefroloji, endokrinoloji, romatoloji, gastroenteroloji , yoğun bakım gibi bir çok multi-disipliner alanda kullanılan, ileri derece çeşitlilik ve karmaşık yöntemi içermektedir. Tedavi edici olarak kısmına 'terapötik aferez', kan bankacılığında kullanılan kısmına 'bağışçı-donör aferezi' denilir. Hemaferez, bu iki tip işlemi kapsayan daha geniş bir terim olarak kullanılabilir." dedi.
Aferez ünitesinin en temel görevlerinden birincisinin kök hücrelerin toplanması, saklanması ve eritilerek tekrar hastaya verilmesi olduğunu kaydeden Birol Güvenç, "Kemik iliği yapabilmek için mutlaka ruhsatlı aferez ünitesi olmalıdır. Aferez üniteleri kemik iliği naklinin gözle görülmeyen ama en önemli stratejik partneridir. Daha önce gündemde olmayan, bittiği söylenen ve daha çok bir hobi olarak kabul edilen aferez, özellikle devletin kemik iliği naklini paket proğram olarak ücretlendirmeye başlaması , rejeneratif kök hücre uygulamaları nedeniyle büyük önem kazanmıştır." diye konuştu.
Devlet kurumlarının kısıtlı bütçeler ve olanaklarla bu işi yapmaya çalışırken özel sektörün aferez ve kemik iliği nakline ciddi yatırımlar yaptığını aktaran Güvenç, "Özel sektör, devletten hekim ve teknik eleman transferine başlamıştır. Ruhsatlı Aferez ünitesi olmayan merkezlerin hastaları mecburen daha uzak ve bazen de özel sektöre ait merkezlere gitmek zorunda kalabilir. Bu durum hastalarımızı madden ve manen zor durumda bırakabilir. Özetle aferez üniteniz yoksa, yetkin elemanınız yoksa kemik iliği nakli yapamazsınız." şeklinde konuştu.
Aferez ünitelerinin Türkiye'nin birçok ilinde kurulmaya devam ettiğini anlatan Güvenç şunları söyledi: "Bu merkezlerde yıllardan bu yana aferez işlemleri büyük bir başarıyla yapılmaktadır. Yaklaşık 40 civarında aferez ünitesi var. Bizim ünitemiz daha önce 2005 yılında ÇÜ Tip Fakültesi'nin büyük desteğiyle kurumsal olarak kurulmuştur. ISO 9001 kalite kontrol belgesi olup geçen yıl sertifikayı aldığımız kurum tarafından dünya birincisi şeçildik. Teknik sorumlumuz bir yıl boyunca Amerika'da Pittsburg Üniversitesi'nde Aferez ve kök hücre eğitimi almış ve ortak çalışmalara katılmıştır. Konusunda yetkin elemanlara, eğitim proğramına ve kalite kontrol sistemine sahiptir. LCIF desteğiyle ülkemizin GMP standartlarında temiz odaları ve üniversitemizin büyük fedakarlıkla kurduğu kriyoprezervasyon ünitesi mevcuttur. Tüm cihazlarımız yedekli olup, sigortaları bile ayrı kaynaklardan beslenmektedir. Merkezimiz bir çok aferez yönteminin ülkemizde ilk kez kurulması, standardize edilmesinde öncü rol oynamıştır. Mogolistan , Azerbaycan ve Kırgızistan gibi kardeş ülkelerimizde aferez ünitelerinin kurulması ve elemanlarının eğitilmesinde aktif olarak görev almıştır. Halen birimimiz işlem çeşitliliği, işlem hacmi, alt yapısıyla, eleman sayısı ve yeterliliğiyle ülkemizin en büyük ve modern merkezlerinden biri hatta gurur duyarak söyleyebilirim."