Mazlumder Gaziantep Şube Başkanı Abdurrahman Çelik, başörtüsü sorununun çözümü konusunda gereken adımların derhal atılmasını istediklerini belirtti.
Çelik, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu buluşmasının ardından yeniden gündeme gelen başörtüsü sorununun çözümü konusunda gereken adımların derhal atılmasını istediklerini ifade etti.
Başörtüsünün çözümü konusunda bir yol haritası olması gerektiğine işaret eden Çelik, şu görüşleri dile getirdi:
'Türkiye, son bir aydır başörtüsü yasağının kaldırılmasına odaklanırken, arandığı iddia edilen toplumsal mutabakat ise anketlere bakıldığında çoktan sağlanmıştır. Türkiye'de din ve vicdan hürriyeti ile ilgili yapılan anketlerin araştırma sonuçları bugün halen konuyu tartışmaktan öteye gidemeyen siyasilere yol haritası olmalıdır. İşte yol haritası: Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'nın yaptığı araştırmaya göre, başörtüsüne özgürlük isteyenlerin oranı yüzde 76'dır. Bu en temel hakka karşı çıkanların oranı ise yüzde 16'dır. Liberal Düşünce Topluluğu tarafından, gerçekleştirilen kamuoyu araştırması da başörtülülere yapılan baskıyı kabul eden kesimin oranını yüzde 78 olarak tespit etmiştir. Baskı yok diyenlerin oranı yüzde 17'de kalırken, yüzde 70'in üzerinde başörtü yasağının son bulması gerektiği görüşünde birleşmiştir.
Akademik Araştırmalar Merkezi'nin (AKART) tarafından yapılan bir başka araştırmaya göre ise halkın yüzde 86'sı başörtüsüne özgürlük talebini yinelemiştir. Benzer araştırmalar çok sayıda insan hakları derneği, gazete ve dergiler tarafından da gerçekleştirilmiş, halkın en az yüzde 77'si 28 Şubat ürünü olan haksız ve hukuksuz başörtü yasağına karşı çıkmıştır. O zaman bu yasak niye? Halkın büyük kesimi okul, devlet dairesi dahil ayrım yapılmaksızın her yerde başörtüsünün özgürce takabilmesini savunurken liderler neden halen sadece konuşuyorlar? Toplumu oluşturan bireyler arasında bu sorun çoktan bitmişken neden ısrarla birileri yasaktan yana tavır alıyorlar? İnancı gereği taktığı başörtüsü sebebiyle okul yönetimin baskılarına maruz kalan Medinelerin, Ece Nurların gözyaşlarından halen mi habersizler? Artık yeter, laiklik sopasıyla dövülen Ece Nurlar ve Medineler istemiyoruz. Bir taraftan Haydi okula kampanyaları yürütürken, başörtülü kızlarımızın okuldan atılmasına tahammül edemiyoruz.'