Cimri ise Allah'ın ihsan ettiği imkândan ikramda bulunmayıp hep kendi nefsini düşünen bencil insandır.
İkisi arasında sadece kullar arasında değil, Allah indinde de Resulullah yanında da büyük farklar vardır.
Rabb'imiz ayetinde, Resulü de hadislerinde cömertleri övüp cimrileri zemmetmektedir. Nitekim hadisin şu tarifi düşündürücüdür:
-Cömertlik, kökü Cennet'te olan bir ağaçtır ki, onun dalına tutunanlar nihayetinde kökün bulunduğu Cennet'e ulaşırlar.
-Cimrilik de kökü Cehennem'de olan bir ağaçtır ki, onun dalına tutunanlar da nihayetinde kökün bulunduğu Cehennem'e ulaşırlar.
Maneviyat büyükleri derler ki:
-Kul, cömertlik örneğini Allah'tan almalıdır. Allah kendisine bolluk ihsan ettikçe o da ihtiyaçlılara bolca ihsanda bulunmalı, cömert davranmalıdır.
Hz. Musa'nın ümmetinden olan Karun çok zengindi. Ama çok da cimriydi. Cimriliğinin gerekçesini şöyle izah ediyordu kendisi:
-Ben bu serveti kendi kabiliyetim ve gayretimle kazandım, kimseye cömerlikte bulunmak zorunda değilim.
Onun bu iddiasını Rabb'imiz Kur'an'ında bütün insanlara cimrilik örneği olarak anlattı.
-Sakın siz de, servetiyle yerin dibine batan Karun gibi cimri olmayın, demiş oldu.
Bundan dolayı, "Kim cimrilik ederse Karun'a benzemiş olur, kim de cömertlik ederse Peygamberimiz'e tabi olmuş sayılır." denilmiştir.
Cömertlerin piri sayılan İmam-ı Azam Hazretleri'ne çuval dolusu ayakkabı hediye etmişti bir cömert adam. Ertesi gün onu çarşıda oğlu Hammad'a ayakkabı alırken görenler:
-Ya İmam dediler, daha dün size çuval dolusu ayakkabı hediye etmişlerdi.
Şöyle cevap verdi:
-Hepsini de dağıttım, bir tane dahi kalmadı. Âdetini de şöyle açıkladı:
-Resulullah Efendimiz birine hediye verirken yanında bulunanları da ortak gibi görür, onlara da verirdi. Ben de o yüzden hediye verdiklerimin yanındakileri mahrum bırakmayıp onlara da verdim. Oğlum Hammad'a kalmadı.
İmam-ı Azam Hazretleri bu prensibinin bir başka delilini de şöyle açıklar:
-Biri bana ikramda bulunursa ben ona daha üstünüyle karşılık vermek isterim. Bunun gerekçesini de selam ayetinde bulmaktayım. "Size selam verenlere siz o selamı daha güzeliyle iade edin." buyurulmaktadır. Ben de bana verilen hediyelere, daha fazlasıyla karşılık vermeyi kendime âdet edindim.
Kadının biri Aişe validemize hediye göndermişti. Validemiz bu hediyeyi kabul etmeyip iade etti. Durumu duyan Efendimiz sordu:
-Aişe neden hediyeyi kabul etmeyip geri gönderdin.?
-Gönderen benden daha muhtaçtı da ondan, dedi Aişe validemiz. Bunun üzerine Efendimiz'in cevabı şöyle oldu:
-Sen hediyeyi kabul et, sonra daha fazlasıyla karşılık vererek yardımda bulun, saygını göster.
Rabb'imiz cömerttir, cömert insanda zatına mahsus cömertlik sıfatını görünce onu sever, ona cömertliğine layık ihsanda bulunur, malının bereketini çoğaltır, kazanma meşakkatini azaltır.
Cimriyi ise Rabb'imiz sevmez, çünkü cimride zatına ait ahlaktan eser göremez. Cimrinin malının bereketini azaltır, kazanma meşakkatini de çoğaltır. Bundan dolayı tüm maneviyat büyüklerinin insanlara talim ve tavsiyeleri hep aynı yolda olmuştur:
-Ey Allah'ın kulları! Cömert olun cömert, ki Allah sizi sevsin de siz de Allah'ı sevmiş olun. Kazancınızın meşakkati azalsın, bereketi artsın. Cennet'te cömertlerle karşılaşın, sahabeyle İmam-ı Azam'la buluşun. Cimrilerin piri sayılan Karun sizi yanına çağırma yakınlığı duymasın..