Hapşırma, öksürme ile havaya dağılan virüsün solunum yollarıyla bulaşması söz konusudur ve çok çabuk bulaşan bir hastalıktır. Ciltte oluşan suçiçeği döküntüleri ve temasla da bulaşmaktadır. Kuluçka süresi 14–16 gün olan suçiçeği çocukluk döneminde oldukça hafif seyreder.
Ateş, halsizlik baş ve karın ağrısı gibi belirtilerin ardından ciltte önce kırmızı kabarcıklar oluşur, ardından bu kabarcıkların içi su dolu kabarcıklara dönüşerek hızla yayılmaya başlar. Gözlerde, kulak ve ağız içinde de çıkması olasıdır. Kabarcıkların sayısı 10–20 olabileceği gibi 300–500’e yakın da olabilir. Bunlar zamanla kabuklanır ve iki hafta içinde dökülmeye başlar.
Suçiçeği geçiren çocuk bu hastalığa bağışıklık kazanmasına rağmen ikinci kez geçirme vakaları da görülmektedir. O nedenle 1 yaşından önce tercihen 15 aylık bebeklere su çiçeği aşısı yaptırılması uygundur.
Suçiçeği aşısı kullanılmaya başlanmadan önce hastaneye yatırılan 10.000 kişiden 100’ünün bu hastalığın komplikasyonlarından hayatını kaybettiği bilinmektedir.
Su çiçeği 5–9 yaş arasında daha sık görülmekle beraber, kreş, anaokulu gibi toplu yerlerde hızla bulaşmakta, yetişkinlikte geçirilmesi daha tehlikeli olmaktadır.
Su çiçeği geçirmekte olan çocuk banyo yaptırılmamalı, sıcak tutulmalı ve kızartma türü yiyeceklerden uzak tutulmadır. Tırnaklar kesilmiş ve temiz olmalıdır. Aspirin kesinlikle içirilmemeli ve enfeksiyon kapmaması için kabarcıklar kaşınmamalıdır. Hastaya pekmez yedirilmesi, bol su içirilmesi tavsiye edilmektedir.
Yürümede zorluk, boyunda sertlik, sürekli kusma ve 3–4 gün boyunca düşmeyen yüksek ateş olduğunda derhal doktora başvurulmalıdır.
Fatma Çetin Kabadayı
Çocuk Gelişimi Uzmanı