İlahiyatçı-Sosyolog Erol Erdoğan CNR KitapFuarı’nda 7 Mart Cumartesi günü gerçekleştirilen ‘Çocukluğumuzdaki Oyunlar Söyleşisi ve Atölyesi’nde yaptığı konuşmada “Aile üyeleri yaşamı samimice paylaşarak birçok şeyi birlikte yaptıkları zaman eğitim kolaylaşacak ve doğal hale gelecek” dedi. Erdoğan’ın konuşmasının ardından oyun moderatörleri, salonda bulunanlara oyunlar gösterdi. Çocuklar topaç ve yumurta taşıma oyununa ilgi gösterirken, büyüklerin de isim-şehir ve adam asmaca oynadıkları görüldü.
Kitap Fuarı’nda İBB Kültür A.Ş. tarafından organize edilen etkinlikte konuşan Erol Erdoğan’ı anne ve babaların yanı sıra öğretmen ve çocuklar da izledi. Erdoğan’ın konuşmasından sonra oyun moderatörleri salonda bulunanlara oyunlar gösterdi. Çocuklar topaç ve yumurta taşıma oyununa ilgi gösterirken, büyüklerin de isim-şehir ve adam asmaca oynadıkları görüldü.
Konuşmasında, değerlerin terk edilmesi ile oyun ve benzeri kültürel unsurların unutulmasında aile üyelerinin yaşamlarında bireyci davranmasının etkisi olduğunu söyleyen Erol Erdoğan eğitim ve kültür aktarımında büyük öneme sahip oyunların modern ve bireysel yaşama kurban edildiğini örnekleriyle anlattı. “Oyunlar aile içi iletişim, paylaşma, değer aktarımı ve eğitimin en doğal aracı” olduğunu söyleyen Erol Erdoğan oyunların unutulmasında suçun çocuklara değil büyüklere ait olduğunu anlattı. Konuşmasında oyunları ‘geleneksel’ veya ‘eski’ diye tanımlamanın da hata olduğunun altını çizen Erdoğan, bu tanımların çocuklarla oyunların arasına mesafe koyduğunu belirtti.
“ŞEHİRDEKİ YAPILAŞMA OYUNLARA ENGEL DEĞİL”
“Şehirde her yer beton, çocukların oynayacağı yer yok” sözünün yanlış olduğunu söyleyen Erol Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şehirlerde betonlaşma ve yapılaşmanın arttığı maalesef doğru. Ancak, yapılaşmalar veya binalar çocukluğumuzdaki oyunların şehirlerimizde oynanmasına engel değil. Büyükler ‘Şehirde her yer beton, çocukların oynayacağı yer yok’ sözüyle kendilerini avutuyorlar ve suçlarını örtmeye çalışıyorlar. Oyunların yüzde 90’ı şehirlerde oynanabilir. Çelik-çomak gibi az sayıdaki oyun için meydan gerekir. Evde, balkonda, okul bahçesinde, sınıfta, cami avlusunda, evin önünde, terasta, yemek masasında, misafirlikte oynanacak yüzlerce oyun var. Şehirler veya binalar değil, sorun ailenin birlikte yaşamı ve paylaşmayı terk etmiş olmasıdır.”
Erol Erdoğan söyleşiyi izleyen anne ve babalara da “Birlikte oynar, eğlenir, okur ve gezerseniz eğitim doğal hale gelecek ve kolaylaşacak. Çünkü oyunlar iyi birer öğretmendir. Çocuğunuzla birlikte sokağa çıkın, parka birlikte gidin, ailecek isim-şehir oynayın, adam asmaca oynayın, birlikte kitap okuyun. O zaman göreceksiniz ki çocuğunuz daha mutlu olacak” önerisinde bulundu.
15 YILDA 600 OYUN DERLEDİ
İlahiyatçı-Sosyolog Erol Erdoğan, Çocukluğumuzdaki Oyunlar Söyleşisi ve Atölyesi’nde yaptığı konuşmada 1998’den beri sürdürdüğü oyun derleme çalışmalarını da anlattı. 15-16 yılda 600’den fazla oyun derlediğini söyleyen Erol Erdoğan’ın çalışmalarının bir kısmı Kültür A.Ş. tarafından kitaplaştırıldı. İlk aşamada 5’li kitap seti olarak basılan oyun kitaplarında şunlar yer alıyor:
Kelime Oyunları, Taş Oyunları, İp-Mendil Oyunları, Kumsal Oyunları, Top Oyunları.