Şiir de matematik de soyut alanlar. Birinde sembol olarak harfleri, öbüründe rakamları kullanıyorsunuz. Böylelikle birbirine zıt gibi görünen kavramlar bir yerde birleşiyor. Soyut kavramlarla düşünme noktasında şiirin bir katkısı olacağı kesin. Çocukların düşünme melekeleri buna bağlı olarak gelişiyor. Hayal güçleri gelişiyor ki çocuğun o yaşlardaki eğitiminde bu oldukça önemli bir meseledir. Şiirin hafıza güçlendirme noktasında şiir ezberlemenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bir de anlamasa bile şiirdeki uyumlu sesleri duyması, sevgiye, güzelliğe ilişkin kavramları alması, bilinçaltına yerleştirmesi çocuğun ruhsal ve zihinsel dünyasının zenginleşmesinde iyi bir besin olacaktır."
Mustafa Özçelik
Dünya korkunç bir seyir aldı. 'Önce ahlak ve maneviyat' iddiasını, reel politik ya da 'gerçek hayat' yalanlarıyla unutanların çoğalmasıyla içinde bulunduğumuz sıkıntı her geçen gün büyüyor. Ümidimiz her zaman diri, ancak şartlar her zamankinden daha acımasız. Ancak bunu fark ederek yıkımı tersine çevirebiliriz. Tablonun kötü olduğunu kavrayarak yarın'ı çocuklarımız için daha güzel hale getirebiliriz.
Dünya sistemi, çekirdek aileyi kolay çitliyor!
Hepimizin kulağına daha ilkokul sıralarından çalınmış uydurma kavramlardan biridir çekirdek aile. Bizler asırlarca 'çekirdek aile' ya da 'geniş aile' gibi kavramları bilmeden ve bunlara ihtiyaç duymadan yaşamış bir ümmetiz. Büyükbabanın ya da babaannenin istenmediği, çocuk eğitimine karıştırılmadığı bir aile nasıl bir şeydir? Bu bize nasıl öğretilmiştir? Bu önemli soruları sorarak hakikate yaklaşmamız mümkün. Hakikat şu ki, dünya sistemi/yeni eğitim sistemi, çocuk eğitiminden büyükbabayı ve babaanneyi çıkararak geleneğin, ahlakın, tecrübenin, adetlerin ve dinin yeni nesillere aktarımının önünü kesmeye çalışıyor. Dünya sistemi, çocuklarımızı tek hamlede çitleyebilmek için hepimize 'çekirdek aile'yi dayatıyor.
Dedesiz büyüyen torunlar çiçeksiz bahçeye benzer
Büyükbabaların, dedelerin, ninelerin ve babaannelerin, çocuk eğitimi hususundaki tarihsel konumu üzerine ciltlerce kitap yazılabilir. Modern dünyanın teknik bir işleyişi var; çocuk doğar, kreş, anaokulu, ilkokul, spor okulları, yardımcı ders kursları, lise, üniversite derken durup dinlenmeksizin bir koşuşturmanın içinde bulur kendini. Anne babalara nerden öğretilmişse, başarılı olmanın şartının bu olduğu sanılır. Tabi haliyle bu koşuşturma içinde büyükbabalar ise haftada bir aile ile beraber gidilen ve can sıkıntısıyla geçen iki saat olarak okunur.
Yeni ebeveynlerin yapacağı işlerin başında, çocuğun dedesi ve ninesiyle kuracağı ilişkiyi pekiştirmek gelmektedir. Zira çocuklar merhameti ve şefkati çoğunlukla onlardan öğrenecektir. Geleneği ve ahlakı büyük oranda onlardan alacaklardır. Dikkat etmek gerekir; dedesiz büyüyen torunlar, çiçeksiz bahçeye benzer.
Yeni nesil nasıl olacak?
Torunlarına peygamber kıssaları anlatan, şiirler okuyan, çocuklarına aşk dolu beyitler söyleyen büyükbabalar ve babaanneler yalnızlıklarıyla beraber bir bir göçüyorlar dünyamızdan. Çekirdek aileyle modern bir yalnızlığa itilen çocuklar, artık müzik klipleri, reklamlar, içeriğinde ne söylediği bilinmeyen çizgi filmlerle büyüyorlar. Çocuklar artık Peygamber kıssalarını bilmiyor, şiir ezberlemiyor ve günlük tutmuyorlar.
Dili mükemmel öğrenmeliler!
İhvan-ı Müslimin hareketinin kurucu lideri Hasan el Benna'nın, gençlere yaptığı tavsiyelerinden biri de 'Dilinizi düzgün kullanmayı öğrenin' uyarısıdır. Bu, çocukların televizyonlardan kurtarılması ve kitap okumaya yönlendirilmeleriyle mümkündür. Düzgün düşünebilmek için düzgün bir dile ihtiyaç vardır. Türkçeyi bilmeyenler ve anlamayanlar, Türkçe düşünmeyi de başaramayacaklardır.
Şiir, merhametin ahengini kuracaktır!
Çocukların dil gelişimindeki en etkili ilk unsur, çocukların annelerinden duyacağı ahenkli sesler olacaktır. Çocuk eğitimiyle ilgili şu hayati soruyu sormak zorundayız: Günümüzün anneleri, ninni ya da ilahi biliyorlar mı? Günümüz anneleri, estetik seviyesi yukarıda ilahileri bilmeli ve ezberlemelidirler.
Büyüme dönemlerinde evde ilahi okuyan ebeveynin varlığı çocuğun gelişimi için olumlu sonuçlar doğuracaktır. Çocuğun, evde kitap okuyan birilerini görmesi, dedesinden peygamber kıssalarını, Hz. Ali cenklerini dinlemesi onun düşünce dünyasının da doğru şekilde oluşumunu hızlandıracaktır.
Kardeşleriyle konuşmayan çocuklar, internette saatlerce chat yapıyor!
Çocukların internette chat (sohbet) yapma saatleri uzadıkça uzun cümle kurma kabiliyetleri de o oranda azalıyor. Yeni nesil, dertlerini konuşarak değil, kesik cümlelerle, el kol hareketleriyle, mimikleriyle ve bazen de kaba kuvvetle anlatmaya çalışıyor. Bütün bunlar, dili güzel kullanmayı öğrenemediklerinden kaynaklanıyor. Çünkü dil demek okumak, yazmak, düşünmek, fikir üretmek, kısaca hayat demek. Çocuklara dili güzel öğretmek için ne kadar erken davranılsa yeridir. Doğduğu andan itibaren düzgün bir dilin konuşulduğunu, kitap okunduğunu duyan çocuğun konuşması ve anlaması da ona göre olacaktır.