Bu yaştaki çocukların belleklerinin kamera gibi her şeyi kayıt altına aldığına işaret eden Özarslan, okul öncesi eğitim ve öğretimde çocuklar yaramazlık yaptığında kesinlikle azarlanmaması ve yüksek sesle uyarılmaması gerektiğine dikkat çekti. Özarslan, 3 ile 6 yaş arasında tokat yiyen bir çocuğun o anda yaşadığı korkuyu bir ömür boyu unutamayacağını ifade etti.
Okul öncesi eğitimde çocukların öğrenmeye ilgisini ve motive olmasını görsel oyun nesneleriyle ön hazırlık yapılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Özarslan, oyun doyumunu alan bir çocuğun da öğrenme istediğinin artacağını söyledi. Özarslan, "Kişilik ve sağlam karakter oluşumunda okul öncesi eğitimin önemi çok büyük. Sağlam karakterli ve kendine özgüveni olan insanlar yetiştirmek istiyorsak okul öncesi eğitime özel önem vermeliyiz. Okul öncesi eğitim, insan eğitim ve öğretiminin temelini oluşturur. Çocuk öğrenmeyi oyun oynayarak sağlarsa hayal gücü kuvvetli olur." diye konuştu.
Avrupa ülkelerinde okul öncesi eğitimin ortalama yüzde 60 oranında olduğunu belirten Özarslan, Almanya, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Norveç'te bazı aileler ve hastanelerin kadın doğum üniteleri hamile kadınlara dinlendirici müzik eşliğinde kitap okuduğunu ifade etti. Özarslan, çocuk eğitim ve öğretiminin anne karnında başladığını sözlerine ekledi.
7 yıldır Antalya'nın Manavgat ilçesi Sorgun Mahallesi'nde yaşayan Alman sosyal intibak pedagogu Petra Ottmann, çocuk eğitimin ve öğretiminin temelini okul öncesi eğitimle başladığını ifade etti. Dünyanın neredesinde olursa olsun çocuğun ilk öğretmeninin annesi olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Alman Pedagog, "Avrupa'da eğitim ve öğretimin temelini okul öncesi eğitim ve öğretim oluşturur. Çocuğun zeka ve hayata intibakı okul öncesi eğitim ve öğretimle şekillenir. 3 ile 6 yaş arasında çocukların alıcılıkları yüzde 100'dür. Günün 24 saati kayıt yapar. Anne ve babalar bu yaşta çocuklarının yanında hal ve hareketlerine dikkat etmeli. Bu süreçte belleğe yapılan bir kayıt 50 yıl sonra ortaya çıkabilir. " diye konuştu.