İştahsız çocuklar çoğu ailenin derdi ancak çocukların peşinden kaşık ve tabakla dolaşmamak gerekiyor.
Yrd. Doç. Dr. Meda Kondolot, "Annelerin en büyük şikayetlerinden biri iştahsızlıktır. Bir çok çocuk aslında normal olmasına karşın ailenin istediği kadar yiyemediği için iştahsız olarak nitelendirilmektedir" dedi.
Erciyes Üniversitesi, Mustafa Eraslan-Fevzi Mercan Çocuk Hastanesi, Sosyal Pediatri Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Meda Kondolot, iştahsızlık ve bazı yeme sorunları hakkında tavsiyelerde bulundu. İştahsızlık şikayetinin aslında çoğu zaman çocuğun, ailelerin istediği kadar yiyememesi sebebiyle yaşandığı belirten Kondolot, "İştahsızlık ve bazı yeme sorunları nedeniyle doktora getirilen normal çocukların oranı yüzde 20 ile 35'dir. İştahsızlığın organik ve psikolojik bazı nedenleri vardır. En önemli sonucu ise büyümenin olumsuz yönde etkilenmesidir. Bu nedenle iştahsız bir çocuğun doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir. Aile ile yapılan görüşme ve fizik muayene sonrası gerekiyorsa bazı laboratuar testleri yapılır. Büyüme eğrisinin değerlendirilmesi bu konuda önemli yol göstericidir" diye konuştu.
Yrd.Doç.Dr. Kondolot ailelerin iştahsızlık konusunda yapması gereken şeyler hakkında bir takım önerilerde bulundu. Beslenme için yeterli zaman ayrılması gerektiğine dikkat çeken Kondolot, "Beslenme aceleye getirilmemeli ve yemek yeme olayı çocuk için işkenceye dönüştürülmemelidir. Tam tersine anne ve çocuk için keyifli geçmelidir. Yemek yeme olayı sofrada bitmeli ve sürekli çocuğun peşinden kaşık ve tabakla koşuşturulmamalı. Beslenme sırasında çocuğun isteklerine saygı duyulmalıdır ve zorla beslenmemelidir. Yemek porsiyonları annenin isteğine göre değil çocuğun ihtiyacına göre hazırlanmalıdır. Çocukların mide kapasitesinin küçük olduğu unutulmamalıdır. Yemekten bir saat önce veya yemek sırasında tüketilen sıvı miktarı sınırlanmalıdır. Yemek saatleri sınırlı olmalı ve aralarda abur cubur yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Çocukların hoşuna giden özellikle çikolata, şeker gibi yiyecekler ödül olarak kullanılmamalıdır. Çocuğun yemek istemediği bir besin konusunda ısrar edilmemeli, farklı şekillerde sunulmaya çalışılmalı yinede istemezse bir süre ara verildikten sonra denenmelidir. Bir yaşından itibaren çocukların aile sofrasına oturmalarında ve kendi kendilerini beslemeye çalışmalarına izin verilmelidir. Tabağına yiyebileceği kadar yemek koyulmalı ve bitirme başarısına ulaşması sağlanmalıdır. Çocuklar kalabalık ortamda veya arkadaşları ile birlikte yemek yemekten hoşlanırlar. Bu nedenle aile bireyleri ile birlikte sofrada olmak çocuğun iştahını olumlu etkiler" şeklinde konuştu.
Yrd.Doç.Dr. Kondolot, "Çocuk için anne-baba ve bakıcının beslenme alışkanlıklarının örnek teşkil edeceği unutulmamalıdır. Çocuklara televizyon, reklam veya video karşısında yemek yedirilmelidir. Beslenme konusunda da aile bireylerinin ve varsa bakıcının çocuğa karşı tutum ve davranışları tutarlı olmalıdır. İştahsız çocuklarda ancak eksik olduğu saptanan bir vitamin ve mineral varsa yerine konulmalıdır. Gereksiz yere vitamin ve mineral kullanılmasının bir faydası yoktur. Çocuklar her gün ya da her öğün aynı iştah ve istekle yemek yemeyebilir. Özellikle hastalık dönemlerinde iştahsız olabilirler" diyerek sözlerine son verdi.
Mynet