İŞTE O YAZI:
Müslümanlar cahiliye alışkanlığı olan şarap küplerini kırıp içkilerini dökmüşlerse bugün bir tür toplumsal müskirata dönüşen Coca-Cola’ları da aynı heyecan ve kararlılıkla modern çağın, köhne kapitalizmin çukurlarına gömüp, boşluklarına dökelim.
Eğer köyünden kasabasına, küçüğünden büyüğüne dünyanın en ücra yerine kadar her köşede Coca-Cola içiliyorsa dünya çoktan küresel bir köye dönüşmüş demektir. Ne de olsa “kalbe giden yol mideden geçer” diye bir gerçek vardır. Kültür emperyalizminin hışmına uğramış milletlerin kalplerini arındırmak için öncelikle midelerinin yıkanması gerekir. Egemen sömürgeci güçler bir toplumu değiştirmek istedikleri zaman önce dilini sonrada damağını değiştirerek işe başlarlar. Dil değişirse düşünce değişir, düşünce değişirse davranış değişir. Damak tadını değiştirince mutfağınız, mutfağınız değişince tercihleriniz değişir. Nihayetinde siz değişirsiniz.
Coca-Cola sizi sadece serinletmek iddiasıyla yola çıkmaz, aynı zamanda size bütüncül bir hayat çeşnisi sunmayı vaat eder. Yani bir tür ölümsüzlük iksiri (ab-ı hayat) heyecanı yaratmaya çalışır. O ne şerbettir ne komposto ne hoşaf. Terkibi de pazarlaması kadar büyülü ve gizemlidir. Zira şu ana kadar Coca-Cola’nın formülünü bilen sadece 6 kişi olduğu söyleniyor. Rivayetlere göre bu altı kişiden 5 tanesi firma yetkilisi, diğeri ise İsrailli bir hahambaşı.
HAYATIN GERÇEK TADI
1800’lerin sonunda Amerika-Atlanta önceleri eczanelerde ilaç olarak üretilmiş olan Cola sonra içeriği değiştirilerek gazlı içecek olarak satılmaya başlanmıştır. Kendini bütün dünyaya ‘hayatın gerçek tadı’ (life tastes good) mottosuyla pazarlayan Coca-Cola Amerikan hayranı genç kuşakları yumuşak karnından vurmaktadır. Bu yumuşak karın haz alma duygusudur. Bu duygunun ideolojik hale gelen en gelişmiş şekline hedonizm denir. Coca-Cola hedonist bir sloganla dünyanın dört bir yanına –özellikle de gelişmemiş ya da az gelişmiş bölgelerine- yayılıyor.
Sağlığın perestiş vasıtası yapıldığı günümüzde Coca-Cola konusunda ağızları bıçak açmaması şaşılacak şeydir. Oysa bu içeceğin insan sağlığı üzerine yaptığı tahribat sayılmayacak kadar çoktur. Coca-Cola içen kişinin kanına günlük ihtiyacının 100 katı kadar şeker girer. Bu yaklaşık 10 çay kaşığı kadardır. Kan şekerini yükseltir, pankreasta aşırı derecede insülin salgılanmasına neden olur ve kan şekerinin fazlası karaciğerde depolanır. Şişmanlığın ve bütün dejeneratif hastalıkların nedenidir.
AMERİKA GİRECEĞİ YERE ÖNCE KOLA ŞİŞESİYLE GİRER
Coca Cola’da temel tatlandırıcı olan sakkaroz yerine maliyeti azaltmak için 1985 yılından bu yana kullanılan yüksek fruktozlu mısır şurubu, obezite ve şeker hastalığı gelişimine yol açmakla suçlanıyor. Söz konusu şurubun genetiği değiştirilmiş mısırdan elde edilmesi ise tehlikenin bir başka yönünü oluşturuyor. Coca-Cola Amerika varlığının en etkin temsilcisidir. Amerika gireceği yere önce Kola kutusu ve şişesiyle sonra da çizmesi ve askeriyle girer. Sözgelimi Amerika Afganistan’a girmezden önce Coca-Cola girmiştir oralara. Körfez savaşında Iraklı mültecilere uçaktan atılan yardım paketlerinin içerisinde de Coca-Cola kutuları vardı.
Coca-Cola Company’nin 1966 yılından beri İsrail’e katkıda bulunduğu biliniyor. Şirket temsilcileri ayrıca sık sık “Frend of Israel” gibi Siyonist organizasyonlara katılmaktadır. Coca-Cola’dan elde ettiği geliri Amerika’nın nerelerde kullandığını uzun uzun anlatmaya hacet yoktur sanırım. Amerika’nın henüz belleklerden silinmemiş dünü ve bugününe baktığımızda emperyalizm ve kapitalizme bu paralarla taze kan pompaladığını dünya bilmektedir. Gelirinin belli kısmını Siyonist İsrail ordusuna aktardıkları kendi itiraflarıdır. Coca-Cola’nın terkibi sır olarak saklanıyormuş, bunu bilmeyecek ne var. Filistin’de Gazze’de ağır silahlar altında öldürülen çocukların kanı bu terkiptedir. Kapitalist dünyanın cenderesine kıstırılmış, asgari ücret ve zor koşullarla köleleştirilmiş işçilerin alın teri, mazlumların gözyaşı bu terkibe karışmıştır. Ramazan sofralarına kadar sokularak Müslüman kalplere mideden yaklaşmaya çalışan kapitalizmin sinsi misyoneridir Coca-Cola. İçinizi serinletir belki bir süre ya kalbiniz ve vicdanınız?…
Yürekleri serinletmek için de Amerika yeni bir sıvı içecek geliştirir mi dersiniz. O da muhtemelen kandan, alın terinden ve göz yaşından olacaktır. Nasıl içki yasağından sonra Müslümanlar cahiliye alışkanlığı olan şarap küplerini kırıp içkilerini dökmüşlerse bugün bir tür toplumsal müskirata dönüşen Coca-Cola’ları da aynı heyecan ve kararlılıkla modern çağın, köhne kapitalizmin çukurlarına gömüp, boşluklarına dökelim.